Sprint yarışları, Pazar günkü yarışlarda takımların stratejilerini nasıl etkileyecek?

Formula 1, 71 yıllık tarihî boyunca, hafta sonunun zirve noktasını Pazar günlerine sakladı. Yıllar boyunca getirilen kurallar da hep işleri biraz daha karıştırmak için eklendi ancak bunun dozu hiç kaçırılmadı.

 İşleri biraz daha karıştırıp, bunu dozunu kaçırmadan yapmanın en iyi yollarından biri de sürücülerin yarışa başlayacağı lastikle alakalı kurallar getirmekti.

Bildiğiniz gibi, gridin ilk 10 sırasında yer alan pilotlar, sıralama turlarının 2. bölümünde en hızlı turunu attığı lastik setiyle yarışa başlamak zorunda.

Bundan dolayı Cumartesi günleri, sıralama turlarının ikinci bölümünde, yarışta daha iyi bir stratejiye sahip olabilmek için diğerlerine kıyasla daha sert lastiklerle piste çıkan ve elenme tehlikesi yaşayan pilotlar görebiliyoruz.

Q3’e kalmak için daha yumuşak lastik kullananlar ile ilk 10’un dışında olan ve istediği lastikle yarışa başlayabilenler arasında strateji farklılıkları ve savaşları görebiliyorduk ya da pole pozisyonun sahibi 3. bölüme yumuşak lastiklerle kalmışken, 2. sıradaki pilot daha sert bir lastikle kalmış oluyordu ve galibiyet mücadelesini izlerken de farklı stratejiler görebiliyorduk.

Böylece yarışlarda daha derin bir dinamiğe ulaşılabiliyordu ve yarışlardaki mücadeleye farklı boyutlar kazandırılabiliyordu.

Fakat bu lastik kuralları, Formula 1’in sprint yarış hafta sonları için belirlediği kurallarla değişiyor. Kısacası, ilk 10 sırada yer alan pilotlar, yarışa artık istediği lastikle başlayabilecek.

Peki, bu kurallar, sprint yarışını barındıran hafta sonlarındaki Grand Prix'lerde strateji savaşlarının biteceği anlamına mı geliyor?

Pirelli tyres on the Ferrari SF21

Photo by: Glenn Dunbar / Motorsport Images

Yeni kurallar nasıl işleyecek?

Sprint yarışlarının bulunduğu hafta sonlarında, lastik kullanım kurallarıyla alakalı gelecek haftalarda açıklanacak detaylar bulunmakta yine de kuralların çoğunluğu açıklandı.

Bu sene sprint yarışı düzenlenecek 3 seçili yarış hafta sonunda (Silverstone'da düzenleneceği resmileşti, Monza ve Interlagos pistlerinde de deneneceği düşünülüyor) sürücülerin normal bir hafta sonundan daha az lastik seti olacak (13 setten, 12 sete düşürülecek).

Bu 12 lastik seti; 6 yumuşak lastik seti, 4 orta lastik seti ve 2 adet sert lastik seti şeklinde takımlara dağıtılacak.

Cuma günü düzenlenecek 1. antrenman turları seansında, takımlar istedikleri hamurdan, 2 set lastik kullanabilecek. Seans bitimi kullanılan 2 setten biri, Pirelli’ye geri gönderilecek.

Cuma akşamı düzenlenecek sıralama turları için takımlar sadece yumuşak lastik kullanabilecekler. Maksimum 5 setin kullanımına izin verilecek.

Cumartesi sabahı düzenlenecek 2. antrenman seansında da takımlar istedikleri setleri kullanabilecekler. Fakat tabii ki yarışta kullanmayı planladıkları setleri Pazar günkü yarışa saklayacaklardır.

Cumartesi öğle saatlerinde düzenlenecek sprint yarışı için de lastik kullanımı serbest. Herhangi bir kural yok ve normal bir yarışta olan 2 farklı hamur kullanma zorunluluğu da yok. Dolayısıyla pite girmek de zorunlu değil. Bundan ötürü, ortalama 20 tur sürecek sprint yarışlarda, pilotlar yarışın sonlarına doğru biraz lastiklerini korumaları gerekecek olsa da herkesin en yumuşak lastiği kullanması bekleniyor.

Bu yarışın ardından da takımlar, en çok turu tamamladıkları lastiği Pirelli’ye geri yollayacaklar.

Pazar günkü ‘geleneksel’ Grand Prix için de herhangi bir lastikle başlama zorunluluğu yok. Takımlar istediği lastikle yarışa başlayabilecek ancak bu yarışta normalde olduğu gibi en az 2 farklı hamur kullanmak zorunlu tutulacak. Yani, en az 1 pit stop zorunlu.

Fakat takımlar bütün hafta boyunca bunun için gerekli lastik setlerini saklayarak, çoğu yarışı 1 pit stopluk stratejiler ile rahatlıkla bitirebileceklerdir.

Max Verstappen, Red Bull Racing RB16B, leaves his pit box after a stop

Photo by: Glenn Dunbar / Motorsport Images

Yeni kurallar, Pazar günkü yarışın stratejisini nasıl etkileyebilir?

Kurallara bakıldığında, takımların antrenman seanslarında yumuşak lastik setlerini kullanmayacağını düşünülüyor. Çünkü ellerindeki 6 yumuşak lastik setinin 5’i sıralama turlarına ve 1 tanesi de sprint yarışına gidecek. Bu yüzden antrenman turlarında birer orta ve sert lastik seti yakacakları düşünülüyor.

Tabii, büyük takımlar Q1 ya da Q2’den çıkmak için birer lastik kullanıp toplamda 4 set harcayabilirler ya da orta hamur lastik kullanabilirler. Yine de yumuşak lastikler değerli bir hal alacaklar ve herhangi bir takımın antrenman turlarında yumuşak lastiklerini harcadığını büyük ihtimalle görmeyeceğiz.

Böylelikle sürücüler, araçları yumuşak lastiklerle hissedemeden sıralama turlarına çıkacaklar. Buna ek olarak, normal bir hafta sonun 3. antrenman turlarında yaptıkları sıralama turları simülasyonlarının gerçeğe yakınlık oranı da düşecek. Çünkü simülasyon esnasında yumuşak lastik kullanılmayacak ve araçlar lastik hamurunun farklılığına göre farklı şekilde performans gösterebiliyorlar.

Q2’de elenen bir sürücü, Q3’e kalamadığından ve tur atmadığından, fazladan yumuşak lastik setleri olmuş olacak. Eğer yarış, tek bir pit stopla kolaylıkla bitirilebilecek bir yarışsa, bunun pek bir önemi kalmayacak.

Fakat daha sert hamurlar, belli koşullarda çok iyi çalışamayabiliyor, böyle hafta sonlarında daha sert hamurlar, takımlar tarafından pek tutulmazsa veya 2 stop gerekirse ya da yarışın sonlarına doğru bir güvenlik aracı çıkarsa, garajda duran kullanılmamış şekilde duran bir set yumuşak lastik, çok işe yarayabilir.

Bunlara ek olarak, lastik seçiminin serbest bırakılması, (Imola’da kırmızı bayrakların ardından da gördüğümüz gibi) herkesin aynı stratejiyi kullanacağı anlamına gelmiyor.

Cuma günü takımların lastiklerin ne kadar kullanabileceği hakkında topladığı veriler yanlış çıkabiliyor. Çoğu zaman Grand Prix’lerde lastiklerin daha uzun süre gidebildiğini görebiliyoruz. Takımların değişen şartlara nasıl adapte olacağını görmek de mükemmel olacak.

Sprint yarışları, herkese serbest lastikle başlama özgürlüğü vererek, yarışların strateji boyutunu kaldırmış gibi durabilir. Ancak stratejileri tamamen takımların eline bırakmak da çok güzel sonuçlar doğurabilir.

Sonuç olarak, Formula 1’in de dediği gibi bunlar birer test ve gerçekten işe yarayıp yaramayacağını Silverstone’da gerçekleştirilecek İngiltere Grand Prix’sinde görebileceğiz.