Kimdir bu Maverick Vinales?
Yamaha'nın yeni sürücüsü Maverick Vinales kimdir, nerelidir, neleri başarmış ve başarabilir? Tüm bu soruların cevaplarını arıyoruz.
Fotoğraf: Gold and Goose / Motorsport Images
MotoGP, hatta motosiklet yarışları deyince akla ilk gelen ülkeler arasında İtalya ve İspanya yer almakta. Buna sebep olan şey ise bu ülkelerden çıkan çoğu yetenekli, bazıları ise efsane olan motosiklet yarışçıları tabii. Şimdi bunu söyledikten sonra aklınızda canlanan isimleri tahmin etmek zor değil, tabii ki Giacomo Agostini ve Valentino Rossi gibi isimlerden söz ediyorum. Bildiğimiz gibi Giacomo Agostini kariyeri boyunca tam 15 kez, Valentino Rossi de 9 kez dünya şampiyonu olmayı başarmıştı.
Bir dünya şampiyonu olmak için zoru, hatta çoğunun imkânsız dediği başarılar yakalarsınız ve nihayetinde hedefinize ulaşırsınız. Bunu bir kez başarmak bile hem ter döktüğünüz sporun tarihinde, hem de insanların zihinlerinde bir iz bırakır. Ancak öyle yarışçılar var ki bu azmi, kararlılığı, mücadeleci ruhu defalarca sergileyerek defalarca şampiyon olurlar. Böylece değil iz bırakmak, isimlerini tarihe altın harflerle kazırlar.
Şimdi böyle ağır bir girizgâhla malûm kişilere atıfta bulunduktan sonra, İtalya'yı bir kenara bırakıp İspanya’ya doğru yol alalım.
Bildiğimiz gibi MotoGP’yi 2012 yılından beri İspanyol sürücüler domine etmekte ve kısa bir süre önce 2016 sezonunun şampiyonu da Marc Marquez oldu. Tabiri caizse, 2001 yılından 2009 yılına kadar Valentino Rossi’nin neredeyse hiç bırakmadan taşıdığı bayrak, İspanyollara devredilmiş durumda. 2012’den bu yana geçen zamanda Marc Marquez üç kez, Jorge Lorenzo da iki kez şampiyon oldu. Hatta Lorenzo’nun 2015 şampiyonluğu bir hayli tartışmaya yol açmış, Marquez’den yardım alarak Rossi’yi mücadelenin dışına ittiği söylentileri ortaya çıkmıştı. Ancak ben bu konuya değinmeyeceğim çünkü sayfalarca yazsam da bir sonuca varmak mümkün olmayacak ve değinmek istediğim asıl konudan uzaklaşma niyetinde de değilim.
Şimdi 2015 yılına kısa bir yolculuk yapacağız. Henüz sezonun başındayız, yine her yıl olduğu gibi büyük bir heyecan gridi sarmış durumda ve büyük takımlarda herhangi bir sürücü değişikliği yapılmış değil, her şey yerli yerinde. Ancak gridde genç bir çaylak var: Maverick Viñales. 21’lik İspanyol, MotoGP’ye geri dönüş yapan Suzuki’nin GSX-RR’ı ile 13.cepten start alarak heyecanla ilk MotoGP yarışına çıkıyor ve damalı bayrağı 14.sırada görüyor. Bu, bir çaylak için iyi bir sonuç diyebilir miyiz? Start aldığı pozisyonun gerisine düşmüş olması hoş değil ama altındaki canavarı ilk kez yarış heyecanıyla sürüyor olmanın da kolay olduğunu söyleyemeyiz.
Genç İspanyol, -burada zamanı biraz hızlı şekilde ileriye sarıyoruz- birkaç defa ilk 10’a girmeyi başarsa da sezon boyunca etkileyici sayılabilecek performanslar sergileyemiyor ve 97 puan alarak sezonu 12. sırada tamamlıyor. Hayal kırıklığına uğraması için herhangi bir sebep yok tabii ki, nihayetinde MotoGP’ye ara veren bir takımla ilk MotoGP sezonunu yaşayan çaylak bir sürücü için büyük beklentiler içine giremezdik.
Ve 2016 sezonu gelip çatıyor, Vinales yeni umutlarla tekrar piste çıkıyor ve sezonun ilk yarışını bu kez 6.sırada tamamlıyor! Yoksa çaylak Vinales, bu sıfatından kurtuluyor mu? Pek sayılmaz, zira genç İspanyol hala ikinci sezonunda ve henüz podyuma çıkabilmiş da değil.
Sezonun ikinci yarışında ilk kez diskalifiye olan Vinales, Fransa GP’sinde nihayet podyumun son basamağında kendisine bir yer bulmayı başarıyor. Ancak Fransa GP’sinden sonra, rehavete mi kapılıyor bilmiyorum, Maverick’in performansında ufak dalgalanmalar oluyor ve sonraki birkaç yarışta podyuma çıkmayı başaramıyor; ta ki Silverstone GP’sinde kadar. Ve genç İspanyol, Silverstone yarışını birinci sırada tamamlıyor! Uzun süreler boyunca yarışıp da zafer kazanamayan sürücüleri göz önünde bulundurunca, ilk zaferi ikinci sezonda, spora ara verdikten sonra geri dönüş yapmış olan bir takımla birlikte kazanmak bana göre küçümsenecek bir başarı değil. Vinales sonrasında Japonya ve Avustralya’da da podyumun son basamağında yerini almayı başarıyor ve 202 puanla sezonu 4.sırada kapatıyor.
O kadar istatistiğin ardından bir de kısa değerlendirme yapalım. Evet, Suzuki MotoGP’ye ara vermişti ve 2015 sezonunda geri dönüş yaptı. Bu sebeple ortaya rekabetçi bir motosiklet koyamamış olmaları garip bir durum değil zira takımın diğer sürücüsü Aleix Espargaro da 2015 sezonunu 11.sırada kapatmıştı. Ancak Vinales’in 2016 sezonunu dördüncü sırada, Espargaro’nun ise yine 11.sırada tamamlamış olduğunu düşününce motosikleti suçlamak mantıksız olacaktır. Suzuki’nin, motosikletini geliştirmiş olması muhtemel bir şey ancak Vinales’in de kendine bir şeyler katmış olduğu kesin.
Genç İspanyol 2016 sezonunda dördüncü oldu, çok güzel, ancak gelecek yıl ne olacak? Maverick, Suzuki ile birlikte kendini biraz daha geliştirerek şampiyonaya oynayabilecek mi? Hayır, çünkü Jorge Lorenzo’nun Ducati’ye geçmesiyle birlikte Yamaha, bu yeteneği kaçırmak istemedi ve iki yıllık bir anlaşma ile Maverick Vinales’i devasa kanatlarının altına aldı.
Şimdi soru şu: Maverick Vinales, Yamaha’sı ile birlikte daha fazla göz önüne çıkarak omuzlarındaki yükün altında ezilecek mi, yoksa hazır kendini göstermeyi başarmışken bir yıldız olup parlayacak mı? Vinales, Yamaha garajına adımını atarak turnayı gözünden vurmuş ve şampiyonluk için de mermiyi namluya sürmüş durumda. Genç İspanyol’un hedefi vurup vuramayacağını ise gelecek sezonda göreceğiz.
Motorsport topluluğunun bir parçası olun
Yorumlara katılınBu İçeriği Paylaşın veya Kaydedin
Abone olun ve Motorsport.com'a reklam engelleyicinizle erişin.
Formula 1'den MotoGP'ye kadar doğrudan padoktan haber yapıyoruz çünkü biz de sizin gibi sporumuzu seviyoruz. Uzman gazeteciliğimizi sunmaya devam etmek için web sitemiz reklam kullanıyor. Yine de size reklamsız bir web sitesinin keyfini çıkarma ve reklam engelleyicinizi kullanmaya devam etme fırsatı vermek istiyoruz.
Öne Çıkan Yorumlar