Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye

Rossi'ye veda: Ne güzel geçti 17 senemiz

Çocukluğum üç spor idolüm ile beraber geçti: Michael Schumacher, Roger Federer ve Valentino Rossi.

Şampiyon Valentino Rossi

Fotoğraf: Gold and Goose / Motorsport Images

Belki de bu üçlünün zirve dönemlerinde onlarla tanıştım. Ve onları, televizyon ekranında olsa bile canlı izlediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Babamın NATO görevi nedeniyle İtalya’nın Taranto kentine taşınmıştık: güneyde bulunması nedeniyle çok hor görülen ancak küçük, tatlı bir sahil kentiydi. Aynı zamanda askeri limanın yakınlarda bulunması nedeniyle uluslararası bir kitlenin de bulunduğu bir kentti. Tabii ki bir İtalya şehri olduğu için onların da bağlı olduğu iki şey vardı: Ferrari ve Valentino Rossi.

O zamanlar benim için MotoGP iki şeyden oluşuyordu: Valentino Rossi ve diğerleri. Rossi’nin rakipleri ise hep benim için bir tehditti – ki o zaman Sete Gibernau ve Loris Capirossi oldu.

Valentino Rossi and Sete Gibernau battle

Valentino Rossi and Sete Gibernau battle

Fotoğraf: Gauloises Fortuna Racing

İlk izlediğim MotoGP yarışını hatırlamıyorum ancak Valentino Rossi’nin 2004’te şampiyon olduğu an yere çöküp M1’ini öptüğü anı çok net bir şekilde hatırlıyorum. O sene, pazarda satılan MotoGP sakızlarından hep Valentino Rossi çıkartmasının çıkmasını istiyordum. Annemlerden oyuncak olarak hep Rossi’nin Gauloises Yamaha M1’ini almalarını istiyordum.

Sonrasında anaokulundan bir arkadaşımın doğum gününe gittim ve ailem, o doğum gününde uslu durduğum için – ki aslında ben hep uslu bir çocuktum, niye o sırada özellikle uslu olduğum için bunu yaptılar anlamadım – bana La Gazzetta dello Sport’un özel Valentino Rossi kitabını almışlardı. O kitabı sürekli olarak okudum, hatta arkasında o senenin üç şampiyonunun – 125cc’de Andrea Dovizioso, 250cc’de Dani Pedrosa ve MotoGP’de Vale – bulunduğu bir fotoğraf da vardı.

Dani Pedrosa, 250cc dünya şampiyonu, Valentino Rossi, MotoGP dünya şampiyonu, Andrea Dovizioso, 125cc dünya şampiyonu

Dani Pedrosa, 250cc dünya şampiyonu, Valentino Rossi, MotoGP dünya şampiyonu, Andrea Dovizioso, 125cc dünya şampiyonu

Fotoğraf: MotoGP

2006’da, o zaman sadece altı yaşında bir velet olduğum için, Nicky Hayden, Repsol Honda ile şampiyon olduğunda çok sinirlenmiştim ve çok üzülmüştüm. Sonuçta o zamanlar Vale kazanmadığı sürece ve diğerleri kazandığı sürece herkesten nefret ediyordum. Çocukluk diyelim. Hayden’a demediğim kalmamıştı. Bu nedenle onun vefatını duyduktan sonra bile altı yaşındaki halime çok ama çok kızdım.

Hayden’a şampiyonluğu kaybettikten sonra ve gelen yeni yetenek Casey Stoner’ın başarılarından sonra Vale’nin kariyeri bitti mi dendi. Bitmemişti. Çünkü geri gelip yeniden iki şampiyonluk almıştı.

Sonra sırasıyla önce Lorenzo’ya, ardından da Marquez’e uyuz oldum. Çocukluk ve ergenliğin bir kısmı geçtikten sonra ve spora daha objektif bakmaya başladığımda, bu iki pilota birden – özellikle Marquez’e ve 2021 performansına – büyük bir saygı duymaya başladım. Gene de o saygı, Rossi’ye duyduğum saygının yanından geçemez.

Tabii ki duygusal tarafı çok daha ağır basıyor, çocukluğumdan beri hayranlıkla izlediğim bir adamdı bu adam. Kıvırcık bonus saçları ve sürekli gülümseyen yüzü ile beraber pistte gösterdiği inanılmaz dominant performans, onu çok ideal bir idol yapıyordu.

Dürüst olacağım, bence 2021 gridinde en kötü performans gösteren pilottu Vale. Onu çok sevdiğim, ona çok saygı duyduğum ve başarısını çok istediğim ortadaydı. Ancak gerek yaşı, gerek Petronas Yamaha’nın çektiği sıkıntılar, gerek geçirdiği ağır COVID nedeniyle bu sene, kariyerinde kötü bir leke olarak kalacak olan bir seneyi geride bıraktı. Her şeye rağmen onun sadece pistte olması bile beni çok mutlu ediyordu. Kendi rengi olan fosforlu yeşili gördüğüm her anda içim içime sığmıyordu. Şu an bu yazıyı yazdığım Cumartesi akşamından tek dileğim, Vale’nin yarın sürpriz bir şekilde podyuma çıkması – hatta belki yarışı kazanması. Böylece o, 200 podyum ile kariyerini sonlandırabilir.

Valentino Rossi, Petronas Yamaha SRT

Valentino Rossi, Petronas Yamaha SRT

Fotoğraf: Gold and Goose / Motorsport Images

Vale sadece başarılarıyla bu ününü kazanmadı. Renkli kişiliği, güler yüzü ve bir o kadar eğlenceli kutlamaları ile tüm motor sporları taraftarlarının – hatta tüm spor taraftarlarının – gönlünde taht kurdu. Onun hiçbir yere gittiği yok. Eminim ki seneye de tüm MotoGP yarışlarında aramızda olacaktır. Ama onun pistten gidiyor olması, kendi adıma 17 senelik bir dönemin sona ermesi anlamına geliyor. Futbolda Maradona, Pele, Messi ve Ronaldo var. Basketbolda Michael Jordan, Kobe Bryant, LeBron James. Formula 1’de Ayrton Senna, Michael Schumacher. Teniste Roger Federer, Rafael Nadal, Novak Djokovic. MotoGP’de ise Vale var. İyi ki de var.

Yarın Vale’nin MotoGP’deki – ısınma turu ile beraber – son 28 turu olacak. Ve bu 28 tur boyunca aklımda M1 oyuncakları, küçüklüğümde çiğnediğim sakız, 2004 şampiyonluğunu anlatan kitap ve bir sürü diğer anı olacak. Her şey için teşekkürler Vale.

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Valensiya MotoGP: Isınma turlarında en hızlısı Mir
Sonraki haber Valencia MotoGP: Bagnaia kazandı, Rossi 10.'luk ile veda etti

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye