Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye

Vettel için hikayenin sonu mu, yoksa Mercedes'le yeni bir başlangıç mı?

Ferrari adına yarışmak hemen hemen herkesin hayalidir ancak bu hayalini gerçekleştiren pilotlardan çok azı mutlu sona yani şampiyonluğa ulaşmıştır. Sebastian Vettel, şampiyon olamadan (bu sene şampiyon olamayacağını varsayarsak) Ferrari'den ayrılmak zorunda kalan çoğunluk arasında yer alıyor.

Sebastian Vettel, Ferrari, 1st position, with his trophy

Fotoğraf: Sam Bloxham / Motorsport Images

Abdullah Çelik'in Köşesi

Motorsport.com Türkiye şef editörü Abdullah Çelik'in yazılarına buradan ulaşabilirsiniz

Ferrari, 70 senelik Formula 1 geçmişinde 15 pilotlar şampiyonluğu kazandırmasıyla en başarılı takım konumunda. Ancak bu süreç içerisinde Ferrari adına toplam 98 pilot yarıştı ve bunlardan sadece 9'u şampiyonluk kazanabildi: Alberto Ascari (2), Juan Manuel Fangio (1), Mike Hawthorn (1), Phil Hill (1), John Surtees (1), Niki Lauda (2), Jody Scheckter (1), Michael Schumacher (5), Kimi Raikkonen (1).

Vettel'in 2015'te Ferrari'ye katılmasının ardından aslında her şey yolunda gibiydi. 2014'te turbo motorlar dönemine kötü bir başlangıç yapan Ferrari yükselişe geçmiş, Red Bull'daki son senesinde kötü bir dönem geçirmiş Vettel yeni takımında kendisini yeniden bulmaya başlamıştı. Tabii ki kahramanı Michael Schumacher'in en büyük başarılarını elde ettiği takıma lider pilot olarak gelmesini de unutmamak lazım...

Ferrari ve Vettel birlikteliğinin meyvelerini vermesinin biraz zaman alacağı açıktı. Mercedes yeni kurallar dönemine çok yüksekten başlamıştı ve rakiplerinin aradaki farkı kapatması zaman alacaktı. Vettel'in de uzun süren Red Bull yıllarının ardından yeni bir takıma, çevreye alışması gerekiyordu. 

2015'te Vettel'in takım arkadaşı Kimi Raikkonen'e göre sergilediği performans, 3 zafer alması bir önceki sene dikkate alındığında her iki taraf için de gayet memnun edici bir sonuçtu. 2016'da Ferrari istediği sonuçları almanın çok uzağındaydı ve Vettel ancak 7 kez podyuma çıkabildi. Bunda pilottan ziyade aracın performansının o kadar olması etkili oldu.

2017'de ise sonunda takımın şampiyonluk mücadelesi verebileceğinin işaretleri ortaya çıkmıştı. Ferrari'nin 2017 aracı, sezon ortalamasına baktığımızda hızlı virajlarda yavaş kalan ancak yavaş virajlarda kısa dingil mesafesinin yardımıyla oldukça hızlı olan bir araçtı. Formda olan Vettel, sezonun ilk yarışı Avustralya'da kazanmasının ardından ilk 6 yarışta ikincilikten daha kötü bir derece elde etmedi ve sezonun ilk yarısını şampiyona lideri olarak kapattı. Macaristan'daki zaferle birlikte Vettel ile ikinci sıradaki Hamilton arasında 14 puan fark vardı.

Sezonun ikinci yarısının başlamasının ardından Vettel ve Ferrari için durumun kolay olmayacağı açıktı. Belçika ve İtalya yarışları, pist yapısı gereği Mercedes'e daha uygundu. Bu yüzden Vettel'in bu yarışları minimum kayıpla atlatıp Singapur'da tekrar avantaj sağlamaya çalışması gerekecekti. Beklendiği üzere bu iki yarışı Hamilton kazanırken Vettel birisinde ikinci, diğerinde üçüncü olarak hemen hemen minimum kayıpla bu yarışları geride bıraktı. Ancak Hamilton İtalya GP ile birlikte Vettel'in 3 puan önüne geçmeyi başarmıştı.

Sebastian Vettel, Ferrari SF70H, Max Verstappen, Red Bull Racing RB13, Kimi Raikkonen, Ferrari SF70H, start kazası

Sebastian Vettel, Ferrari SF70H, Max Verstappen, Red Bull Racing RB13, Kimi Raikkonen, Ferrari SF70H, start kazası

Fotoğraf: Andrew Hone / Motorsport Images

Singapur'da durum tekrar Ferrari ve Vettel'in lehine dönebilirdi. Sıralamalarda Red Bull ve Max Verstappen hızlı gibi görünse de Vettel son anda pole pozisyonunu kazanarak büyük bir avantaj yakaladı. Mercedes'in pek iyi olmadığı Singapur'da Hamilton 5. sıradaydı. Her şey Vettel'in lehine olacak gibi görünüyordu, ta ki starta kadar. Vettel, startta çok fazla sola doğru kapanmasının ardından Verstappen ve Raikkonen'le yaşanan teması tetikleyen isim oldu ve üç pilot yarış dışı kaldılar. Tüm bunların ardından liderliğe yükselen ve ana rakip sayısı düşen Hamilton, yarışı kazanarak puan farkını 28'e çıkardı.

Vettel'in starttaki kazasından bir süre sonra pist üstünde herkes ileri yönde giderken geri geri gitmesi, o senenin kalanının bir özeti gibiydi. İlk yarıda 4 zafer elde eden ve şampiyonada lider durumda olan Vettel, ikinci yarıda sadece Brezilya'da kazanabildi ve sezonu Hamilton'n 46 puan gerisinde tamamladı.

Ancak şuna dikkat çekmek gerek. 2017 sezonu, Ferrari'nin araç bakımından şampiyonluk mücadelesine tam olarak hazır değildi. Genel anlamda Mercedes daha iyi bir araca sahipti ve Ferrari ile Vettel, bazı yarışlarda alabileceklerinden daha iyi sonuçlar almayı başararak şampiyonluk mücadelesine tutunmaya çalıştılar.

2018 sezonu, Vettel ve Ferrari'nin şampiyonluk mücadelesi açısından çok daha önemli bir sezondu. Hatta ellerine geçen en iyi fırsattı. Ferrari, 2017'ye göre aracın dingil mesafesini uzatmıştı ve bu sayede hızlı virajlarda geçen seneye göre daha güçlü olmayı hedefliyordu. 2018 Ferrari F1 aracı SF71H, genel olarak daha hızlı, çoğu zaman en hızlı araçtı. 

2018 ayrıca tarihi açıdan da kritik sezonlardan birisiydi. Hamilton, 2018'deki şampiyonluğunun ardından 2017'de Mercedes'teki üçüncü şampiyonluğunu elde etti ve toplamda 4 şampiyonluk ile Vettel'i yakalamıştı. Takım içi dengelere bakıldığında bu iki isimden birisi şampiyon olacak ve tarihte 5 şampiyonluğa ulaşan 3. isim olacaktı. 

2018 sonunda olmasa da başında, özellikle ilk yarısında oldukça ilginç bir sezondu. İlk 9 yarışta Mercedes, Ferrari ve Red Bull üçer yarış zaferi elde ettiler ancak genel olarak istikrarlı isimler yine Vettel ve Hamilton'dı. Sezona art arda 2 yarış zaferiyle başlayan Vettel, ardından sezonun 7. yarışı Kanada ve 10. yarışı Britanya'da kazandı. Vettel, Britanya'daki zaferinin ardından 9 puan farkla lider durumdaydı ve sezon öncesindeki beklentiler doğrultusunda enfes bir mücadele oluyordu.

Sebastian Vettel, Ferrari SF71H

Sebastian Vettel, Ferrari SF71H

Ancak tıpkı bir önceki sene Singapur'da olduğu gibi 2018'de de durum bir anda tersine döndü. Almanya'da kendi seyircisi önünde lider giden Vettel, yarışın 52. turunda 12. virajda hata yaptı ve pist dışına çıkarak yarışa veda etti. O yarış başlı başına şampiyonluğun kaybedilmesine neden olmasa da olaylar ve hatalar silsilesinin başlangıcı oldu dersek yalan olmaz.

Almanya'da Hamilton tartışmalı da olsa kazanarak Vettel'le 17 puan fark açtı. Almanya yarışı ile Macaristan yarışları arasında Ferrari'nin son senelerdeki yükselişinde büyük paya sahip olan Sergio Marchionne'nin hayatını kaybettiği haberi takımı sarsan detaylardan oldu. Hamilton, Macaristan'da kazanmasının ardından Vettel'in 24 puan önünde ilk yarıyı kapattı. Rüzgar bu sefer Hamilton'ın lehine daha erken dönmüş oldu.

Ancak daha önce de söylediğim gibi Ferrari aracı gayet hızlıydı ve bu sefer geçen seneye göre farkı kapatma şansları bulunuyordu. En azından ilk dönem performansı onu gösteriyordu. Belçika'da Vettel kazanarak farkı 17'ye düşürdü. Ferrari, son senelerin aksine kendi evi İtalya'ya oldukça güçlü bir şekilde geldi. Raikkonen, 1:19.119'luk derecesiyle pistteki en hızlı turu atarken Vettel arkasında ikinci oldu ve Ferrari kendi evinde gridde ilk çizgiyi kapattı. Raikkonen ve Vettel startta yerlerini korusa da bu pek uzun sürmedi. Raikkonen ilk viraja gelirken lastiklerini çok ciddi bir şekilde yakarken Vettel, Roggia'da yanına gelen Hamilton'la yaşadığı temasın ardından spin attı ve gerilere düştü. Bu spinin ardından Hamilton, yarış içerisinde Raikkonen'i mağlup ederek kazanırken Vettel 4. sırada yarışı noktalayabildi. Şampiyonluk mücadelesi veren isimler arasındaki fark son 7 yarış öncesinde 30'a çıkmış oldu.

Vettel ve Ferrari için anlatabileceğimiz iyi şeyler hemen hemen buraya kadardı, daha doğrusu İtalya yarışına kadardı diyebiliriz. Kimi Raikkonen'in 113 yarış sonra kazandığı 2018 Amerika GP dışında Ferrari bir daha kazanamazken, Hamilton son 7 yarışın 5'ini kazanarak Juan Manuel Fangio ve Michael Schumacher'den sonra 5 dünya şampiyonluğuna ulaşan 3. isim oldu. 

Sebastian Vettel, Ferrari SF71H ve Daniel Ricciardo, Red Bull Racing RB14 ilk tur kazası
Sebastian Vettel, Ferrari SF71H, and Valtteri Bottas, Mercedes AMG F1 W09, spin to the back after contact on the opening lap
Max Verstappen, Red Bull Racing RB14, Sebastian Vettel, Ferrari SF71H
Sebastian Vettel, Ferrari SF71H,  Lewis Hamilton, Mercedes AMG F1 W09
4

Vettel o sene ayrıca Fransa'da Bottas, Japonya'da Verstappen, Amerika'da Ricciardo ile çeşitli temaslar yaşadı ve pozisyonlar, doğal olarak puanlar kaybetti. Ancak bir konuya daha değinmek istiyorum. Ferrari 2018'in özellikle ilk yarısında genel olarak en iyi araca sahip takım olsa da sezonun ikinci yarısı için aynısını söylemek zor. İtalya GP sonrasında kalan 7 yarışta Ferrari hiç pole pozisyonu kazanamadı ve sadece Amerika'da kazanabildi. Bunda tabii ki pist üstünde yapılan hataların etkisi olsa da Ferrari'nin araç gelişiminde de geride kaldığını, bir miktar yolunu kaybettiğini söylersek yalan olmaz. O sene Japonya GP'ye getirilen yeni tabanı takım kalan yarışların antrenmanlarda test etse de sonuç olarak hep eski tabanla devam etmek zorunda kaldı. 2019 sezonunun başında getirilen yeni aerodinami kurallarında takımın ön tarafta yeteri kadar yere basma gücü üretememesini, bu sorunu aşmak için uzun uğraşlar vermesini düşündüğümüzde, aslında aerodinami sorununun çok daha erken başladığını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak Hamilton, Ferrari'nin 2008'den beri en hızlı araca sahip olduğu senede yine şampiyon olurken Vettel 78 puan geride 2. oldu. Ferrari, 2015'ten bu yana her zaman % 100 olmasa da büyük ölçüde Vettel'in arkasında durmuştu ancak bir türlü istediği performansı alamadı. Ancak Maurizio Arrivabene'nin takım patronluğundaki son senesinde yani 2018'de Ferrari pit duvarı zaman zaman Vettel'in lehine olabilecek stratejik kararlar almakta gecikti. Taraflar arasındaki gerginlik, o dönemde yavaş yavaş kendisini göstermeye başlamıştı.

2018 sonunda Raikkonen ile yollarını ayıran Ferrari, kendi akademisinde yer alan ve yıllardır kariyer basamaklarında büyük paya sahip olduğu Charles Leclerc'i takıma getirdi. Leclerc'in alt serilerden yükselişini yakından takip eden ve Vettel'in de son senelerdeki pist üstündeki hata artışını gören birisi olarak Leclerc'in takım içerisinde avantajı ele geçireceğini ve Vettel'in takımdan ayrılmak zorunda kalabileceğini yazdığımda çok büyük eleştirilere maruz kalmıştım. Bu tip durumlarda kimi zaman yorumların kaldırıldığından, eleştirileri görmek istemediğimizden falan dem vurulsa da aslında küfür olmadığı takdirde eleştiri içeren yorumları çoğu zaman kaldırmadığımızı, keyfi davranmadığımızı ve düşünce özgürlüğünüze saygı gösterdiğimizi buradan vurgulamış olayım. Tabii ki bizler de sizden aynısını bekliyoruz. Konu ne olursa olsun keşke eleştiride bulunurken saygıyı kaybetmesek. Sonuç olarak doğru bildiğimiz şeyler her zaman doğru olmayabiliyor ya da imkansız gibi görünen şeyler aslında o kadar da imkansız olmayabiliyor.

Bu yazıyı kaleme aldığımda henüz sezonun 2. yarışı dahi başlamamıştı bile ancak Leclerc'in tüm serilerde gösterdiği performanslara baktığımızda, klasik bir deneyimsiz pilot olmadığı gayet açıktı. Bu yüzden kendisini alt serilerde benzer şekilde yükselen ve daha ilk senesinden hızlı olmayı başaran Lewis Hamilton'a benzetmiştim. Yazı içerisinde de Hamilton'ın günümüz performansına hiç değinmeden, o dönemde başardıklarından örneklerle karşılaştırma yapmıştım.

2019 sezonu boyunca Vettel, açık bir şekilde Leclerc'den hem sıralamalarda hem de yarışlarda yavaş kaldı. Ferrari sezonun başında Vettel'in lehine kararlar alacak gibi görünse de ilerleyen yarışlarda Leclerc'i Vettel'in arkasında tutmak yerine önüne çıkan fırsatları değerlendirmesine izin verince bu durum çok daha açık bir şekilde görülmüş oldu.

Yeni aracın Vettel'e uygun olmadığı, şampiyon pilotun araç içerisinde kendisini rahat hissetmediği ve ilerleyen süreçte aracı ona daha uygun hale getirmek için çalışmalar yapıldığına dair bir çok şey söylense de, son senelerde biriken hayal kırıklıkları karşısında Leclerc'in takımda daha ilk senesinde gösterdiği performans aradaki sevginin adım adım kopmasına neden oldu. Ferrari, özellikle 2018'de Vettel'e şampiyon olabileceği bir platform sunmuş ancak istediğini alamamıştı. Pist üstündeki bitmek bilmeyen hatalara baktığımızda da artık güven konusunda da sıkıntılar olduğu ortaya çıktı. 2018'deki hatalardan bahsetmişken, 2019'da da Vettel'in birçok hata yaptığını, spinler attığını yazmasam da hemen hemen hepimiz olanları hatırlıyor olmalıyız.

Leclerc, Ferrari ile henüz 2. yarışı olan Bahreyn'de rahat bir galibiyete giderken güç ünitesinde yaşanan sorunla podyumla yetinmek zorunda kalmıştı. Leclerc sene içerisinde Vettel'in 2 pole pozisyonu karşısında toplam 7 defa pole pozisyonu kazanarak en çok pole kazanan isim oldu ve Ferrari'ye 9 sene sonra kendi evinde zafer kutlaması yapmasını sağladı. Leclerc, pist üstünde yaptıkları kadar yarışlarda telsizlerden verdiği mesajlarla da ezilmesine fırsat vermedi ve takım içerisinde yerini sağlamlaştırmış oldu.

Son olarak Leclerc'in takımda geçirdiği henüz bir sezonun ardından 5 senelik anlaşma imzalanması, takımın geleceğini Monakolu sürücünün üzerine kuracağının ve Vettel'in bir daha istediği statüde olmayacağının en büyük işareti oldu. 2020 sonunda biten anlaşma nedeniyle taraflar yeni görüşmelere başladığında, Ferrari'nin Vettel'e hem maddi hem de manevi açıdan istediğini vermemesi üzerine görüşmeler çok uzun sürmedi ve 12 Mayıs tarihinde Vettel'in sene sonunda takımdan ayrılacağı resmi olarak duyurulmuş oldu.

Ferrari'ye kim gelecek?

Vettel'in Ferrari'den ayrılacağının açıklanmasının ardından doğal olarak Ferrari'de Leclerc'in yanına kimin geleceği büyük merak konusu. Yine gridin büyük bir bölümü büyük umutlarla kendisi için "Acaba olur mu?" diye soruyor olsa gerek ancak sadece bir isim bu şansı yakalayacak ya da tam tersi Ferrari'ye gelip şampiyon olamayanlar veya 2. pilot olanlar arasına dahil olacak...

Site editörleri olarak bir süre önce bu konuda bir içerik hazırlayalım diye kararlaştırdık ve herkes Ferrari'de Leclerc'in yanına kimin gelmesi gerektiği konusunda kendi fikrini dile getirdi. Bunlardan bazıları herkesin tahmin ettiği pilotlardan oluşurken, bazıları ise beklentiler dışında tahminlerdi. Evet ilk bakışta Daniel Ricciardo ve Carlos Sainz mantıklı seçenekler gibi görünse de, aslında her seçeneğin yanında bazı dezavantajları da olabiliyor.

Ferrari'nin geleceğini Leclerc'in üzerine kurmuş olması, gelecek pilot için asla kolay bir olay olmayacak. Gelecek pilot Hamilton gibi yıldız bir isim değilse, muhtemelen doğrudan yardımcı pilot olmayı kabul edecek. Belki anlaşmada eşit şartlardan bahsedilebilir ancak uygulamaya bakıldığında sonunda beklenen olmayabilir. 

Ricciardo, şampiyonluk hedefi olan ve ön planda olmayı seven bir pilot. Red Bull'da Vettel'i mağlup ettiği ardından Verstappen'le mücadele ettiği dönemde iyiydi ancak ardından takımın Verstappen'e önem verdiğini hissettiği anda oradan ayrılmayı ve kendi yolunu takip etmeyi tercih etti. Renault'da beklediği performansı bulamayan Avustralyalı sürücü, belki bir şekilde Ferrari'ye giderek şansını denemek isteyebilir ancak yine de bu ilişkinin iki taraf için de pek hayırlı olacağını sanmıyorum. Aile kökenleri açısından İtalyan geçmişe sahip olması Ricciardo için olumlu yönlerden birisi ancak dediğim gibi, öncelikle karşılaşacağı ortamı kabullenmesi gerekiyor.

Carlos Sainz Jr., McLaren, Lando Norris, McLaren, Romain Grosjean, Haas F1, Sebastian Vettel, Ferrari, Lewis Hamilton, Mercedes AMG F1, Valtteri Bottas, Mercedes AMG F1, 2019 Pilotlar grup fotoğrafı

Carlos Sainz Jr., McLaren, Lando Norris, McLaren, Romain Grosjean, Haas F1, Sebastian Vettel, Ferrari, Lewis Hamilton, Mercedes AMG F1, Valtteri Bottas, Mercedes AMG F1, 2019 Pilotlar grup fotoğrafı

Fotoğraf: Sam Bloxham / Motorsport Images

Sainz son senelerde yapmış olduğu istikrarlı sürüşler ile dikkatleri üzerine çeken genç pilotlardan birisi. Şahsen kendisinin Leclerc ya da Verstappen yeteneklerinde bir pilot olduğunu düşünmüyorum. Buna rağmen onun da kendine koymuş olduğu hedefleri var ve kendisini kanıtlamak istiyor. Bu açıdan Ferrari'yi isteyebilir ve ileri düzeyde İtalyanca biliyor olması kendisine avantaj sağlayabilir. Ancak onun yerinde olsam Leclerc'le Ferrari'de takım arkadaşı olmayı ikinci kez düşünürdüm. Henüz daha baharında olan kariyeri, bu adımla erken solabilir. Zamanında Alonso'nun takım arkadaşı olan diğer pilotlarda olduğu gibi... Ancak Vettel'in takımdan ayrılacağının açıklanmasından bir süre sonra Sainz'ın Ferrari'ye geçeceği haberleri hız kazandı. Buna karşı ben hâlâ bunun doğru bir adım olacağını düşünmüyorum.

Ben daha önce de belirttiğim gibi Valtteri Bottas'ın Ferrari'nin aradığı adam olabileceğini düşünüyorum. Toto Wolff sayesinde Mercedes'e geçen Finlandiyalı sürücü, Hamilton gibi çok dişli bir rakip karşısında fırsat verildiğinde kazanabileceğini, aynı zamanda takım arkadaşının kazanması için istemese dahi profesyonel olarak çalışabildiğini kanıtlamış bir isim. Toto Wolff'un adının sürekli olarak takımdan ayrılacak şekilde anıldığını, Bottas'ın takımla uzun vadeli bir anlaşmasının olmadığını,o varken bile tek senelik anlaşmalardan daha fazlasını alamadığını, arka planda George Russell gibi bir tehdidin olduğunu da unutmamak lazım. Bu açıdan Ferrari'nin göz ardı etmemesi gereken bir isim bana göre Bottas. Kendisine teklif yapılması halinde asla asla demeyecektir.

Geçen sene Nico Hulkenberg'in Ferrari'ye yakın bir yerlerde olması gerektiğini belirten bir yazı yazmıştım. Açıkçası Nico'nun Ferrari'de iyi işler yapabileceğine inanıyorum ancak Ferrari'nin böyle bir adım atacağından emin değilim.

Vettel için en olası takım hangisi?

Vettel aslında uzun seneler boyunca yarışmak istediğini her zaman dile getirdi ancak zirvede mücadele etmesi için seçenekler oldukça kısıtlı. 4 kez şampiyon olduğu eski takımı Red Bull'da artık söz Verstappen'de, diğer tarafta ise Hamilton'ın yıldız olduğu Mercedes bulunuyor. Açıkçası önümüzdeki günlerde Vettel adının bolca Mercedes ile anılacağını düşünüyorum. Bu takımda kalması halinde Toto Wolff'un Hamilton'a karşı pazarlıkta kullanacağı bir koz olacaktır. Ancak koz dışında Mercedes, gerçekçi olarak da Vettel'i düşünebilir.

Vettel olur da sene sonunda spordan ayrılırsa, Hamilton haricinde şampiyon pilot kalmayacak gibi görünüyor. Eddie Jordan'ın da geçenlerde söylediği gibi Mercedes'in sporda kalmasını gerektiren bir durum da pek yok. Takım son 6 senedir aralıksız pilotlar ve takımlar şampiyonluğunu kazanıyor. Kuralların bu sene ve gelecek sene de aynı kalacağını düşünürsek, durumun tersine dönmesi için de bir neden yok gibi görünüyor. Bu açıdan Vettel, Mercedes'in pazarlama stratejisi için zorlu ancak büyük bir hamle olabilir. Düşünsenize Formula 1'de son senelere damgasını vurmuş takım, Formula 1'in minimum 10 şampiyonlukla mevcut en başarılı iki pilotu. Güzel ve diğerleri için tam manasıyla yıkıcı bir hamle olurdu.

Podyum: 2. Lewis Hamilton, Mercedes AMG F1, 3. Sebastian Vettel, Ferrari

Podyum: 2. Lewis Hamilton, Mercedes AMG F1, 3. Sebastian Vettel, Ferrari

Fotoğraf: Mark Sutton / Motorsport Images

Red Bull ile 4 şampiyonluk yaşayan Vettel'in eski takımına gitmesi pek imkanlar dahilinde bulunmuyor. Takım net bir şekilde geleceğini Verstappen'e emanet etmiş durumda ve dışarıdan bir pilot almaya sıcak bakmıyor. Bu yüzden Helmut Marko hemen açıklama yaparak söylentilerin uzağında kalmak istediklerini, birbirlerine karşı mücadele edecek iki pilot istemediklerini söyledi.

Vettel'in adının anıldığı iki orta sıra takımı bulunuyor. Bunlardan birisi McLaren, diğeri ise Renault. Açıkçası iki takım da kısa vadede normal şartlarda şampiyon bir pilotun tercih edeceği takım değiller.

Renault, fabrika takımı olarak dönmesinden bu yana son yıllarda çeşitli yatırımlar yapsa da henüz istediği seviyeye gelebilmiş değil. Cyril Abiteboul yönetimindeki takımda bazı şeylerin pek iyi ilerlemediği çok açık. Ne yazık ki Renault bir fabrika takımı gibi görünmüyor. Bunun dışında McLaren'ın gelecek sene Mercedes motoruna geçecek olması, Renault'nun motor müşterisi olmadan kalacağı manasına geliyor. Sene sonunda Concorde anlaşmaları da bitiyor... Açıkçası tüm bu şartlar altında Renault'nun sporda fabrika takımı olarak kalmaya devam edeceğini, uzun vadeli bir geleceğe sahip olacağını düşünmüyorum. Sportif başarı yok, daha doğrusu arzu edilen seviyede değil... Motor tedarik edip hem araştırma ve geliştirme sürecine katkı sağlayacak ya da reklam yapmana yardımcı olacak başka bir takımın da kalmamış... Tüm bunlar bence bir üreticinin spordan ayrılma kararı almasında ya da adanmışlığında etkili olabilecek unsurlar. Bu açıdan Renault'nun Vettel'in tercihi olacağını düşünmüyorum.

Vettel'in adı aslında birkaç aydır McLaren ile anılıyordu. McLaren'ın takım patronu Andreas Seidl ile Vettel arasında, 2006'da BMW Sauber'de birlikte çalışmalarından bu yana bir yakınlık bulunuyor. Bunun görüşmelerde etkili olduğu iddia ediliyor. McLaren için gelecek, geçen senelere göre daha aydınlık denebilir.

Carlos Sainz Jr., McLaren, and Andreas Seidl, Takım Patronu, McLaren

Carlos Sainz Jr., McLaren, and Andreas Seidl, Takım Patronu, McLaren

Fotoğraf: Zak Mauger / Motorsport Images

Honda döneminde dibi gören İngiliz ekibi, son senelerde yaptığı yatırımların sonucunu almaya başladı ve düzenli bir yükseliş gerçekleştirdi. 2018'i 6. sırada tamamlayan McLaren, 2019'da açık bir şekilde orta grubun en istikrarlı takımıydı ve 4. olarak bunu kanıtladı. Gelecek için umut verici bir diğer şey ise takımın 2021'de eski partneri Mercedes motoruna dönecek olması.

Koronavirüsün etkilerini de unutmamak lazım. Tüm dünya bu virüsün etkilerini hem sağlık hem de ekonomik alanında çok ciddi bir şekilde görüyor. Otomobil üreticileri fabrikaları kapattılar ve üretimi durdurdular. Bunun dışında otomobil satışları son aylarda dibi gördü desek abartmış olmayız. Motor sporları organizasyonları da genel olarak ekonomik açıdan dış dünyaya ve otomobil satışlarına bağlı olduğu için önümüzdeki senelerde üretici takımların spordaki varlığının azalacağını, eskisi gibi bağımsız takımların öne çıkacağını iddia edenler var. Bu durumda McLaren gelecek için ideal bir seçim olabilir. Ancak bu, fabrika takımları çekilse dahi doğrudan güç dengelerinin değişeceği manasına gelmiyor çünkü Ferrari ve Red Bull sporda kalmaya devam edecekler. Mercedes isim olarak çekilse bile illa ki takımı alan bir başka grup olacak ve mevcut tesisler ve mevcut ekip büyük ölçüde korunarak çalışmalar devam edecek.

Bir diğer iddia ise McLaren'ın son günlerde Daniel Ricciardo ile yakınlaştığı. McLaren'ın bütçe sınırı konusunda en çok zorlayan takımlardan birisi olduğu çok açık. Ferrari, gelecek seneden itibaren planlanan bütçe sınırının 145 milyon dolar ile sınırlı kalmasını isterken McLaren 100 milyon dolara kadar düşürülmesi için zorlayanlardan. Bu durumda takımın hem araç gücü, hem de maddi açıdan Vettel'i karşılayabilecek durumda olduğundan emin değilim. Bir de Vettel'in böyle bir mücadeleye hazır olup olmadığını da tam olarak bilmiyoruz. Evet, kendisi yarışmayı seviyor ancak şampiyon olmak istiyor. Kısa vadede kimse McLaren'ın şampiyonluk fırsatı vereceğini iddia edemez. Ancak Mercedes olur da 2020 sonunda spordan ayrılıp bağımsız takımlardan birisine destek vermeye karar verir ve o takım McLaren olursa o zaman her şey değişebilir. Ancak bu durum sadece McLaren'ı ilgilendiren değil, tüm Formula 1'i ilgilendiren ve geniş kapsamlı değerlendirilmesi gereken bir konu.

Vettel henüz 32 yaşında, Formula 1'den ayrılmak için genç diyebileceğimiz bir pilot. Aynı zamanda her ne kadar olumsuzluklar yaşasa da 4 şampiyonlukla haklı olarak bir değer görmeyi uman, değerli ve hızlı bir pilot. Doğru ve mutlu olabileceği bir ortamda çok iyi işler yapabileceği konusunda kimsenin şüphesi yok. McLaren'da kendi etrafında bir takım kurmak ihtimaller arasında olsa da McLaren'ın geçmişte Alonso ile yaşadığına benzer bir baskı altına girmeyeceğini, bunun yerine Ricciardo ile anlaşacağını düşünüyorum.

Yazımın önceki bölümünde de belirttiğim gibi, ben Vettel Formula 1'de kalacaksa bunun doğrudan ya da dolaylı olarak Mercedes'e bağlı olacağını düşünüyorum. Mercedes sporda kalacaksa ve başarılarını yeni bir şekilde reklam etmek istiyorsa Vettel'i takıma katarak tarihin en başarılı pilot kadrosunu oluşturma fikrini değerlendireceğini ya da değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar Mercedes F1 takımı İngiltere merkezli olsa da, Mercedes Alman kökenli bir şirket. Bu doğrudan kararda etkili olmaz ancak yine de İngiltere - Almanya merkezli bir takımda bir İngiliz ve bir Alman'dan oluşan en az 10 şampiyonluğa sahip pilot kadrosu gerçekten büyük dikkat çekebilir.

Mercedes'in henüz Hamilton ve Bottas'la bir anlaşmasının olmaması da takımın işini kolaylaştırabilecek etmenlerden birisi. Takım patronu Toto Wolff'un takımdaki geleceği hakkında söylentiler olsa da şu açıklamaları Vettel'in adının sonunda gerçekleşmese dahi Mercedes'le anılacağını işaret ediyor:

"Sebastian kesinlikle harika bir pilot ve harika bir karakter. Her takım için büyük bir artı olabilir."

“Geleceğe baktığımızda, şimdiki Mercedes sürücülerine karşı bir bağımız var ve onlara öncelik vereceğiz. Ancak doğal olarak, oluşan bu gelişmeyi göz önünde bulunduracağız."

Vettel'in geleceği farklı hamleleri de beraberinde getirebilir. Ricciardo'nun McLaren'a geçeceğini varsayarsak, Vettel olur da Mercedes ile birleşirse o zaman Bottas'ın yeni bir takım bulması gerekecek. Mercedes bu durumda Bottas'ın Renault'ya gitmesinde aracı olabilir. Ya da kim bilir, Renault'da Ricciardo'dan boşalan koltuğa, Fernando Alonso geçer...

Vettel için yolun solu mu?

Sebastian Vettel gerçekten hızlı ancak bir o kadar da kırılgan bir pilot. Bunu sadece son bir iki seneye bakarak değil, kariyeri boyunca yaptığı kazalara bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. Okay Karacan abimizin yorumuyla 2010 Türkiye GP'de Mark Webber'le yaptığı kazayı kimsenin unutma şansı yok. 

Eskiden aracının daha üstün olduğu ve aşırı baskı hissetmediği dönemde bu tür kazalar nispeten daha az geliyordu ancak son senelerde daha üstün araca sahip değilken ve karşısında Lewis Hamilton gibi adeta makineye dönüşen bir insan varken Vettel daha çok baskı yaşadı ve yarışlarda sınırı aşmama konusunda kendisini kontrol etmekte zorlandı. Sonuç olarak özellikle son 3 senedir 4 kez dünya şampiyonu olmuş bir pilottan görmeyi beklemediğimiz onlarca hata görmüş olduk.

Vettel'in bu kadar performans düşüşünde ya da bu kadar çok hata yapmasında takımdan tam olarak istediği desteği alamamasının mı etkisi var yoksa aile hayatında yaşananlar mı bunda etkili oldu tam olarak bilinmiyor. Çocukluktan beri arkadaş olan Vettel ve Hanna Prater çifti, daha sonra sevgili oldular. İkilinin 2014'te ilk kız çocukları dünyaya gelirken 2015'te ikinci kız çocukları dünyaya geldi. 2019'da evlenen çiftin aynı senenin ilerleyen döneminde 3. çocukları, oğulları dünyaya geldi.

Vettel aile hayatını medyadan uzakta tutan bir isim. Aksini iddia etse de ister isteyerek, ister istemeden olsun bu kadar erken yaşta ve bu kadar yoğun geçen bir sporda özel hayatta bu kadar gelişmenin olması, az da olsa bir şekilde profesyonel hayatını etkilemiştir. Çok ciddi etkilemesine gerek yok. En ufak bir odaklanma sorunu ya da 0.2 saniyelik yavaşlama, son senelerde çok yakın ve aynı zamanda istikrarlı geçen bu sporda büyük fark oluşmasına neden olabiliyor. Birçok profesyonel sporcunun ya da yarışçının bu tür gelişmelerden olumsuz etkilenmemek için evlilik ve çocuk gibi planlarını daha sonraya ertelediğini hepimiz biliyoruz.

 

Belki de son aylarda yaşananların ardından Vettel yarışmayı bırakmayı ciddi olarak düşünüyor olabilir. Koronavirüs nedeniyle sezonun ertelenmesinin ardından Vettel ailesi ile oldukça uzun zaman geçirdi. 

Vettel'in Avustralya GP'de yaşananların ardından henüz daha resmi olarak erteleme kararı çıkmadan ülkeden ilk ayrılan isimlerden olduğunu hepimiz hatırlıyoruz. Geride kalan süreçte Alman sürücünün önceliklerinin değişmiş olması ihtimali de söz konusu.

Ayrılık açıklamasında Vettel'in kurmuş olduğu şu cümleler, bunu destekliyor:

"Son aylarda yaşananlar, hayatta gerçek önceliklerimizin ne olduğu konusunda bir çoğumuzun farklı düşünmesine neden oldu."

"Birileri, başkalarının hayallerini kullanarak duruma uygun yeni bir yaklaşım sergiliyordu. Ancak bu artık değişti. Geleceğim için gerçekten neyin önemli olduğu konusunda kendim değerlendirerek karar verdim." 

Vettel'in kahramanı Schumacher'in Ferrari'deki başarılarını tekrarlayarak Maranello kökenli takımın sıradaki efsanesi olma hayalleri, dün itibariyle resmi olarak sona erdi.

Ferrari tarihindeki birçok isim gibi o da, Ferrari adına dünya şampiyonu olamadan, beklentileri karşılayamadan takımdan ayrılacak.

Umarım bu ayrılık, sadece takımla sınırlı kalır ve mutlu olacağı bir takıma geçmekle sonuçlanır.

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Pirelli, F1'i yeniden başlatma planlarında oluşan karmaşıklığı açıkladı
Sonraki haber F1 tarihinde bugün: 13 Mayıs

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye