Vandoorne'un köşesi: Monaco, kazalara rağmen cesaret vericiydi

Monaco GP'sinde iki kez kaza geçirip hiç puan alamamış olabilirim ancak o hafta sonunun, McLaren-Honda'nın bu yıl geçirdiği en iyi hafta sonlarından biri olduğunu düşünüyorum.

Monaco'da en iyi performanslarımızdan birini sergileyeceğimizi biliyorduk; çünkü motor cezasının etkisi orada az olacaktı ve ben de, orada yarışmayı iple çekiyordum.

Performansımız hafta sonu boyunca bayağı iyiydi; ve dediğim gibi, bu sezondaki en iyi performanslarımızdan biriydi. Kısacası, hafta sonu hakkında söyleyebileceğim birçok olumlu şey var.

Q3 mücadelesi

Kesinlikle hakkında konuşulacak yeni deneyimler yaşadım. Birincisi, yarış hafta sonu boyunca kendi yatağımda uyumanın verdiği garip histi. İkincisi de, Jenson Button'ın Alonso'nun yerini alarak yeni takım arkadaşım olmasıydı.

Jenson, ondan beklediğim gibi bir performans sergiledi. Starttan itibaren iyi bir iş çıkardı, yeni araçlara hızlıca adapte oldu ve tempoyu hemen yakaladı; bunu görmek güzeldi.

Benim açımdan, Jenson'ın takım arkadaşım olması pek bir şeyi değiştirmedi çünkü ben her zamanki gibi işimi yaptım. Antrenman seanslarında ve sıralama seansında güzelce hazırlandık; çünkü araçta rahat ve güvende hissetmek çok önemli.

İlk antrenman seansından itibaren hafta sonuna iyi bir başlangıç yaptık; nitekim ilk seansta 12, ikincide 11 ve üçüncüde de 10. sıradaydım. Bu da aracın cesaret verici performansını ve pistten kademeli olarak aldığım iyi hissiyatı doğrular nitelikteydi. Sıralama seansından önce, Q3 için iyi bir formda olabileceğimizi hissettim ve Cumartesi öğleden sonra yapılan mücadele için tamamen hazırdım.

Bu yıl ilk kez Q2'ye çıktım ve ilk turum, beni Q3'e taşıyacak kadar iyiydi. Ancak, bir pilot olarak, sınırların biraz daha ötesini keşfetmeyi arzuluyorsunuz ve daha fazlası için zorlamaya devam ediyorsunuz. Bu zorlama da kaza yapmama neden olarak Q3'e katılmamı engelledi.

Yarış dışı kalmak

Araç yine de yarış için formundaydı ve lastik tarafında iyi bir tempo yakalamıştık. Bu, oldukça cesaret vericiydi.

Lewis Hamilton'ı takip ediyorduk; çünkü ultra yumuşak lastiklerde tempomuz çok iyiydi. Ancak ne yazık ki pit stoplardan sonra tempomuz süper yumuşak lastiklerde biraz düştü. Sonrasında ise güvenlik aracı çıkınca, lastikleri ısıtma hususunda bayağı bir sorun yaşadık.

Sıcaklığı frenlerde ve lastiklerde tutmak çok zordu. Sergio Perez ile girdiğim mücadele sonucunda da durumum iyice karmaşık bir hal haldı.

Saint Devote'a daldı ve ne yazık ki çizgiden çıktım, bariyerlere çarpmaktan başka seçeneğim yoktu.

Motorun pek bir fark yaratmayacağını bilmeme rağmen hafta sonunun bu şekilde sonlanmasını ummuyordum; ancak kaydettiğimiz ilerleme beni cesaretlendirdi. Şasi tarafında güzel ilerlemeler kaydettik. Görünüşe göre, şasiye yeni parçalar eklediğimiz her seferde bir şeyler iyileşiyor; bu, bizim için çok olumlu.

Önümüzde Kanada yarışı var. Monaco'ya göre çok, çok farklı bir pist; bu yüzden ne kadar rekabetçi olabileceğimizi söylemek zor. Kanada benim için de yeni bir pist; ancak çok eğleneceğim bir pist olduğundan eminim. Ayrıca, umarım kaydettiğimiz ilerlemeyi orada da gösterebiliriz.