Türkiye GP Ön İncelemesi

Geleneksel olarak Formula 1 sezonunun Avrupa ayağı İspanya Grand Prix'siyle başlar, takımlar büyük güncellemlerini de Barcelona'da kullanmaya başlarlar, aradaki farklar da yine İspanya'da kapanmaya başlardı. Bu yılsa, Formula 1 takviminin Avrupa start'ını verdiği İstanbul Park, ironik olarak şehrin Anadolu yakasında yer alıyor.

Red Bull'un ilk üç yarıştaki temposunu İstanbul'da da göstermesi halinde ikinci dünya şampiyonluğu için büyük bir şans yakalamış olacağı ve diğer takımların da kendilerini boş yere tehlikeye attığı bir sezon görebiliriz.

Tabi ki Red Bull'un üzerine kara bulutları çektiği bazı noktalar da var. Geçen yılı hatırlayacak olursak İstanbul, birbirlerine temas eden Red Bull pilotları için dip yaptıkları nokta olmuş, McLaren'se Lewis Hamilton ve Jenson Button'la elde ettiği ilk iki sırayla çalışmalarını bir adım öne taşımıştı.

2011 sezonunun gidişatına bakacak olursak Webber'in şimdiden Vettel'in 31 puan gerisinde olduğunu görebiliriz. Kağıt üstünde sezona berbat bir başlangıç yapan Avustralyalı pilotun Vettel'e yaklaşması zor görünüyor fakat şampiyona açısından bakacak olursak Webber için genç takım arkadaşına kuracağı üstünlük hayati önem taşıyor.

McLaren cephesinde ise Türkiye Grand Prix'si için mütevazi bir güncelleme pakedi gözüküyor fakat unutmamak gerekir ki bu, takımın yeni egzoz sistemiyle Avustralya'dan beri tüm potansiyelini göstereceği ilk grand prix olacak. Barcelona testlerindeki dramatik performansın ardından toparlanan takım için Türkiye, Red Bull'larla sıralama turlarında savaşma şansı oluşturabilir.

Türkiye'de en çok topun ağzında olan takımsa Ferrari. Barcelona testlerinde fena görünmeyen takımın aerodinamik pakedi, Avustralya Grand Prix'sinden itibaren pekte işe yarar görünmüyordu. Sezonun ilk bölümünü problemeleri anlamakla geçiren takım, artık daha bilgili olarak bunun üstesinden gelmeye çalışıyor.

Aksaklıkları bir ölçüde düzenleyen paketlerinin Türkiye'de işe yaramasını uman Ferrari'nin podyum savaşı vermesi bekleniyor.

Rekabet ne düzeyde olursa olsun Türkiye'de dramatik bir yarış beklendiği aşikar. Sekizinci virajdaki büyük mücadeleler, Pirelli'lerin ne derece bozulacağı ve bunlara ek olarak birden fazla geçiş noktası birçok sürpriz sonuca yol açabilecek bir grand prix'yi işaret ediyor.

Gözler ayrıca geçen yıl Red Bull'ların karıştığı olayla da tanınan 12. virajda da olacak çünkü bu nokta 2011 için aynı zamanda DRS bölgesi olarak da seçildi.

Strateji

Pirelli Türkiye'de de yumuşak ve sert hamurlu lastikleri kullanma kararı aldı. Kaç pit stop yapılacağıysa büyük ölçüde sekizinci virajın lastikleri ne denli aşındırdığı anlaşıldıktan sonra belli olacak.

Pist sıcaklıklarınınsa ortalama olarak 30'lu derecelerin başı gibi olması bekleniyor ki bu, Pazar öğleden sonra üç pit stop yapmayı planlayan pilotlar için gayet ideal.

Fakat ilk üç yarıştan öğrendiğimiz bir şey varsa o da, iki günlük test maratonuna rağmen pit stop stratejilerini tahmin etmenin zorluğudur.

Mark Webber'in Çin'de ilk seansta elenmesi ve yarış içerisindeki fazladan yumuşak lastikleriyle elde ettiği yükseliş bir yandayken, yarışın son bölümüne saklanan lastiklerin dayanıklılığı da bir hayli değişim yarattı.

Ayrıca Q3'e kalan pilotlar kadar Q2'de elenip altıncı çizgide yer bulan pilotları da göz ardı etmememiz gerekiyor. Toro Rosso ve Force India pilotlarının öğrendiği üzere 5-6 tur gitmiş yumuşak lastikler yarışın tamamını tehlikeye atacak şekilde problem yaratabiliyor.