Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye
Özel Haber

Türkiye GP'nin dönüşüyle ilgili iddialar ne kadar gerçek?

Bu tür toplara girmeyi pek sevmem ancak son gördüklerimden ve okuduklarımdan sonra bu konuda bir şeyler karalamam gerektiği kanaati doğdu içimde.

İstanbul gezisi

İstanbul gezisi

XPB Images

Cihangir Perperik'in Köşesi

Motorsport.com Türkiye direktörü Cihangir Perperik, bu sayfa altında okuyucular ile buluşuyor.

Bunun nedenlerinden biri de Formula 1'in ülkemize tekrar gelmesi konusunda ortaya çıkan haberlerin bizim mecramızdan yayılmasıdır.

Bazı şeyleri anlamak için biraz geriye gitmek gerekiyor. Formula 1'in Türkiye'ye gireceği haberlerini 2002 yılında duymaya başlamıştım. O yıllar biz TurkiyeF1.com olarak çeşitli kafelerde toplanıp yarış izleme organizasyonları yapıyorduk, eskiler hatırlar.

Bu haberleri duyduğumuzda elbette çok sevindik sporu takip eden fanlar olarak. Hızlıca görüşmeler, anlaşmalar derken bir anda İstanbulPark ortaya çıkıverdi. Daha önce belki de adını bile duymadığım ve o zaman gerçekten köy olan Kurtköy'e inşaat süresince bir çok kez gittim. Kısacası bu işi en başından en sonuna kadar yakından takip eden birisiyim.

Çok sorunlar oldu, rant meselesi bazı taraflar arasında çözülemedi falan filan derken 7 yarış bir şekilde gerçekleştirildi. Sonuç? Bazılarına göre tatlı bir rüya bazılarına göreyse ziyandan başka bir şey değil.

Ben şimdi bu sonuçları tartışmak yerine işin başından itibaren yapılan bariz hatalardan bir iki örnek vermek istiyorum.

 

İstanbul gezisi
İstanbul gezisi

Fotoğraf: XPB Images

Formula 1'i ikiye ayırmak lazım. Spor ve etkinlik. Bunun spor olarak kabul edilebilmesi için o ülkede bu kültürün yerleşmiş olması, motorsporlarının zevk dışında bir meslek olarak yapılabileceğinin kabul edilmesi ve tabi refah seviyesinin yüksek olması gibi kriterleri sayabiliriz.

Bunların bizde olmadığını düşündüğümüzde elimizde işin etkinlik tarafı kalıyor. İşte sorunun başlangıcı da tam burada. Biz Formula 1'e bir spor gibi bakmaya çalıştık. Sanki bu yarışı ülkemize getirdiğimizde bir Formula 1 takımımız olacak, bu araçları kullanabilecek pilotlarımız olacak, bu pilotları yetiştirecek okullarımız olacak sandık. Belki olabilir ancak bunun olması için önce Federasyonun bakış açısı dahil kökünden değişim sürecini başlatmak gerekiyor. Formula 1 yönetimi çağa ayak uyduramadığı için değişime gitmek zorunda kaldı. Bizde de işler halen eskisi gibi devam ediyor. Federasyon bir yarış organize ediyor her şey 2 gün içinde olup bitiyor. Sonrası!!! Türkiye'de çoğu kişinin bu yarışlardan haberi dahi olmuyor. Yarışa katılan pilotlar, aileleri, eşleri dostlar, sponsor firmanın yetkilileri, PR'cılar, federasyon çalışanları bir de pist etrafında oturan ahali hariç. Bu yeterliyse sorun yok tabi. Yeri gelmişken söylemek istiyorum biz Motorsport.com olarak Türkiye'nin en çok ziyaret edilen ve bilinen motorsporları internet sitesiyiz. Bunu her şekilde kanıtlama imkanımız mümkün. 1 senedir sayın başkan Serkan Yazıcı ile bir röportaj yapabilmek için çabalıyorum. Bunu kendim için değil ziyaretçilerimiz için istiyorum. Çünkü ziyaretçilerimiz adına kendisine soracak çok sorumuz var. Ama bunda muvaffak olamadık. Belki de arada tanıdığımız olmadığı içindir...

Velhasıl bu düşünceyle işler sarpa sarmaya başlayınca herkes birbirine saldırmaya ve sallamaya başladı.

Öyle ki artık sonlara doğru kendimizi aşağılar şekilde "Formula 1 bizim neyimize" gibi cümleler kurulmaya başlandı. Biliyorsunuz günümüzde Türk'ü en çok eleştiren yine bir Türk :)

Halbuki devlet ve organizatörler bu işe sadece etkinlik yönünden yaklaşsalardı ve spor kısmını arka planda tutsalardı işler çok daha farklı olabilirdi. Tabi rant peşinde koşma faktörünü katmıyorum. Geçmiş zamanda bu konuda bir çok davalık konu ortaya çıktı. Arşivimizden bu haberlere ulaşabilirsiniz.

Şimdi size Intercity'nin İstanbulPark'ın işletmesini nasıl aldığından biraz bahsedeceğim. Hani herkes konuşuyor ya "Orayı oto pazarı yaptılar, inekler otluyor, bu nasıl iş?" şeklinde. Arkadaşlar F1 sözleşmesi bitince İstanbulPark'ı alacak veya işletecek firma bulunamadı. İhale ortada kaldı. Eğer Vural Ak tesisi kiralamasaydı, işte tam anlamıyla o zaman orası inekler için bir otlak olacaktı. Hatırlarsınız tesisi bir AVM'ye dönüştürme fikri bile ortaya atılmıştı.

Benim Intercity ile herhangi bir ticari ilişkim yok. Biz tamamen bağımsız bir mecrayız ve tek hesap vermemiz gereken kişiler ziyaretçilerimiz. Bu nedenle şeffaf bir şekilde gördüklerimizi, duyduklarımızı en hızlı ve güvenilir şekilde ziyaretçilerimize aktarmakla yükümlüyüz. Şimdi konuları iyi ayırt etmek gerekiyor. Pist, bugün Formula 1 İstanbulPark'a tekrar gelse 2018'de orada yarış yapılabilecek seviyede. Bunu sağlamak için orayı birilerinin işletiyor olması gerekiyordu. Vural Ak'tan başka kimse çıkmadı.

Şimdi gelelim günümüze. Vural Ak bir iş adamı. Her sene "F1 tekrar gelecek" gibi haberler çıkar 2012'den bu yana. Bu zamana kadar bu haberlerden bir sonuç çıkmadı. Ama kamuoyunda görüş şu şekildeydi; "Intercity yine reklamını yaptı F1'i kullanarak". Yahu arkadaşlar Intercity kendi sektörünün zirvesinde. Ayrıca F1'in İstanbulPark'a tekrar geleceği haberlerinin ortaya atılmasının Vural Ak'a veya Intercity'ye ne gibi bir katma değeri olabilir. Vural Ak "Ohh mis, adım ve şirketimin adı gazetelerde çıktı" gibi bir ego tatmini içinde olabilir mi? Yok daha neler...

Şu olabilir. Birilerinin dikkatini çekmek ve F1'in tekrar ülkemize gelmesi için farkındalık oluşturmak için bu haberler ortaya atılıyor olabilir. E bu iyi bir şey değil mi? Hedef tekrar İstanbulPark'ta bir F1 yarışı izlemek ise bunların zaten yapılması gerekiyor.

 

Nick Heidfeld
Nick Heidfeld

Fotoğraf: XPB Images

Chase Carey, sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti. Tek konu Formula 1'di. Federasyon Başkanımız Serkan Yazıcı ve Vural Ak'ta toplantıdaydı. Sizce bu toplantı 2017'de Intercity'nin reklamını yapmak için düzenlenmiş olabilir mi? :)) Bu toplantının bir amacı var. Formula 1'i tekrar Türkiye'ye doğru yollarla kavuşturmak ve bunu ticari gelirin dışında turizm ve ülke tanıtımı açısından kullanmak.

Vural Ak'ın OGD gecesinde açıkladığı "F1'in gelmesi artık çok yakın" cümlelerinin kullanıldığı ve hepimizi çok heyecanlandıran o videoyu şahsen ben çektim. Tabi bunun ardından büyük bir beklenti oluştu hepimizde. "2018'de Formula 1 geliyor yaşasın..."

Geçtiğimiz günlerde taslak takvim açıklandı. Türkiye 2018 için takvimde yer almıyor. Bu haberin hemen ardından bir baktım millet vermiş veriştirmiş. Arkadaşlar sakin olun. 2018'i kaçırdıysak 2019 var. Biraz kenetlenelim. Kendimizi eleştirmek yerine biraz dışarıya bakalım. Bir çok nedenden dolayı dünyada Formula 1 takipçileri harika bir pistimiz olmasına rağmen yarışın Türkiye'ye gelmesine karşılar. Bunun için lobi oluşturuyorlar. Siyaseti malzeme olarak bize karşı kullanıyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? Tek yaptığımız birbirimize girmek. Neden dışarıya karşı kendimizi savunmuyoruz?

Biz Motorsport.com Türkiye olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Chase Carey ile yapılan toplantıyı tüm dünyaya duyurduk. Dünyadaki motorsporları medyası ve bazı normal basın kuruluşları şef editörümüz Abdullah Çelik'in imzası ile hazırlanan haberi yaklaşık 20 dilde kullandı. Harika bir duyuru oldu. Biz bu rüzgarı devam ettirmek için adımlar attık. Türkiye içinde tekrar hüsran. Biraz önce Vural Ak'ı hak vermiştik. Belki o satırları okurken aklınıza "Bunlar Intercity ile birlikte çalışıyorlar" gibi düşünceler gelmiştir.  Şimdi tam tersini söyleyeceğiz. Çünkü Vural bey ile de henüz bir röportaj yapma imkanı bulamadık. Yüz yüze röportajı bırakın soru hazırlayıp kendisine yolladık ama onlara da cevap alamadık. Durum böyle olunca tabi insanın aklına başka şeyler geliyor. Bunları yapmak istememizin amacı sadece ve sadece ziyaretçilerimizin merak ettikleri soruların yanıt bulması.

Sonuç olarak yarışın ülkemize tekrar gelmesini istememek ve Formula 1'in gereksiz ve çok masraflı olduğunu söylemek büyük bir saçmalık. Formula 1'in büyük bir tanıtım unsuru olduğunu ve yapılan bir ülke için tanıtım değerinin ne kadar büyük olduğunu burada rakamlarla uzun uzadıya yazabilirim.

 

Michael Schumacher  pisti geziyor
Michael Schumacher pisti geziyor

Fotoğraf: XPB Images

Önce şunun kararını verelim. Ülke ve Millet olarak sıkıntılı ve üzücü bir süreçten geçtik. Yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Ülkemizin dışarıdan görünüşü pek istediğimiz gibi değil. Bu dönemde Formula 1'in mi bize ihtiyacı var, yoksa bizim mi Formula 1'e ihtiyacımız var?

Formula 1, Türkiye'ye gelirse ne kazanacak? İstanbulPark gibi beğenilen bir pist takvime girecek ve ticari açıdan bir kazanç olacak. Peki Türkiye ne kazanacak? Burada işlerin yurt dışından gözüktüğü gibi olmadığını, hayatın devam ettiğini milyarlara canlı olarak gösterme imkanı doğacak.

Kararı size bırakıyorum.

Son olarak herkes merak ediyor, yarışın geri gelmesi için çalışmalar devam ediyor mu diye... Evet arkadaşlar devam ediyor. 2018'de takvime girememiş olabiliriz (hâlâ bir ihtimal olabilir) ancak 2019 için en önemli adaylardan birisiyiz. Kısaca o yarış buraya gelecek...

Umarım bir sonraki Türkiye GP yazımda sizlere çok daha iyi haberler vermek nasip olur.

Türkiye GP'yi fotoğraflarla hatırlamaya ne dersiniz?

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Villeneuve: Stroll'ün podyumu acılı ilk yarışları değiştirmiyor
Sonraki haber Palmer: Bakü'den daha kötü bir hafta sonu olamaz

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye