Toto Wolff üç yıl daha Mercedes'te!

Toto Wolff geçtiğimiz Cuma günü 52. yaş gününü, ya da kendi tercih ettiği şekliyle "49 artı üç", eşi Susie ve altı yaşındaki oğulları Jack ile birlikte Monako'daki evinde kutladı.

Wolff ailesi akşam George Russell ve kız arkadaşı Carmen'i akşam yemeğine götürdüler ve çiftin yanı sıra bir başka Monakolu motor sporları ailesi olan arkadaşları ve komşuları Farfus'larla da biraz vakit geçirdiler. Toto, mart başında Bahreyn'de başlayacak yeni sezonun son hazırlıklarını denetlemek üzere Brackley'e dönmeden önce sakin bir akşam geçirdi.

Red Bull'un egzoz dumanında boğulmakla geçen üst üste sezonların ardından Wolff'un baskı altında olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yedi pilotlar şampiyonluğu bir yana, 2014'ten 2021'e kadar birçok sezonda sekiz takımlar şampiyonluğu bile sizi eleştirilerden koruyamaz.

Geçen yılın sonlarına doğru, Mercedes takım patronunun Las Vegas'taki bir basın toplantısında gazetecilere karşı soğukkanlılığını kaybetmesinin ardından, Formula 1 için çalışan eşinin kendisine gizli bilgiler vermiş olabileceği iddiaları üzerine FIA ile öfkeli bir tartışmaya girmesinin ardından, bu baskının bir şeyler anlatabileceğini düşünenler oldu.

Wolff'un artık bu zorluklarla mücadele edecek gücü var mı? Hâlâ takıma yüzde 100 bağlı mı?

Mercedes F1'in üçte birine sahip olan Wolff'un takım patronluğunda istifa edebileceği uzun süredir konuşuluyordu. Hatta Avusturyalı, özellikle Covid döneminde varoluşsal bir kriz yaşadığında, bu düşünceleri kendisinin de taşıdığını itiraf etmişti.

Bazıları ise Wolff'un hala Formula 1'in CEO'luğu için yanıp tutuştuğunu, Stefano Domenicali görevi devralmadan önce Wolff'un Liberty Media'nın patronu Greg Maffei ile kısa bir süre görüştüğünü iddia ediyor.

Wolff'un kendisinden şüphe edenlere bir haberi var: Hiçbir yere gitmiyor.

Fotoğraf: Steve Etherington / Motorsport Images

George Russell, Mercedes-AMG, with Toto Wolff, Team Principal and CEO, Mercedes-AMG, engineers

Aslında, Monako'daki evinden verdiği geniş kapsamlı röportajın hemen başında, Mercedes F1'in takım patronu ve CEO'su olarak kalmak için üç yıllık yeni bir anlaşma imzaladığını ve bunun kendisini 2026 sezonunun sonuna, yani bir sonraki kural değişikliklerinin ilk sezonuna kadar görevine devam edeceğini söyledi.

Wolff'un gerekçesi basit. Hâlâ takımı yönetecek en iyi kişinin kendisi olduğunu düşünüyor. En az bunun kadar önemli olan bir diğer husus da, Ineos ve Mercedes-Benz'in ortak sahipleri Sir Jim Ratcliffe ve Ola Kallenius'un da aynı şekilde düşünüyor olması.

Wolff, rolüyle ilgili görüşmelerin nasıl ilerlediğini anlatırken, "Bence üçümüz arasındaki en önemli şey birbirimize güvenmemiz. Günün sonunda, ben de bir hissedar olarak, en iyi yatırım getirisini istiyorum. En iyi yatırım getirisi de kazanmaktır."

"Birinin benden daha iyi yapacağını düşündüğüm bir pozisyonda kalmaya çalışmayacağım. Etrafımda bana aksini söyleyebilecek insanlar olduğundan emin olurum. Sonunda üçümüz karar verdik ve 'Hadi bunu tekrar yapalım'. dedik." 

Geçen yılın çürüklerle dolu bir son olduğuna şüphe yok. Avusturyalı isim, FIA'nın Wolff ailesindeki olası bir çıkar çatışmasına yönelik iptal edilen soruşturmasıyla ilgili tartışmaları tartışırken kelimelerini dikkatle seçiyor. Bu konuda hâlâ öfkeli olduğu açık.

Ancak 2024'e doğru 'iyi bir yerde' olduğu ve tamamen kazanma yollarına geri dönmeye odaklandığı konusunda ısrar ediyor. Sözleşmesinde performans şartı olmadığını dile getiren Wolff, "Hiçbir zaman performans şartım olmadı. Birbirinize ya güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz. Hissedarlar olarak birbirimize bağlıyız." dedi.

Ne şimdi ne de gelecekte Mercedes'ten ayrılma gibi planı olmayan Wolff, "Çeşitli görevlerde bu ekibin bir parçasıyım. Ortak hissedarlardan biriyim. Yönetim kurulundayım. Bunlar, sahip olduğum yönetici veya yönetici olmayan rol ne olursa olsun değişmeyecek şeyler."

"Ama kendimi iyi hissediyorum. Benim için risk her zaman tükenmişlikten ziyade sıkılmaktır. İşte bu yüzden, bazen yönetilmesi çok ama çok zor olsa da, bugün karşılaştığımız zorlukları kucaklıyorum." dedi.