Teknik analiz: Red Bull RB13'te neler oluyor?

Takım İspanya'da umulduğu kadar radikal farklılıklara sahip bir araç piste çıkarmadı ancak Barcelona'ya getirilen güncellemeler takımın beklediği gibi bir adım atmasını sağladı. Sıralamalarda öndekilerle fark önemli seviyede düştü.

Ancak Red Bull RB13'te rakiplerine göre farklı bir felsefe uyguladığı için takımın bazı bölümlerde ne yapacağı merak ediliyor. sahip.

Mesela, RB13 griddeki diğer araçların aksine aşırı basit bir araç ancak downforce üretme şekli açısından beklentilere meydan okuyor.

Bu açıdan takım, aerodinamik parçalar zincirinden performans kazanmak yerine tüm yapıdan maksimum performans çıkarmaya çalışıyor. İşte takımın bu sezonki hikayesi ve RB13'in gelişimi.

Tasarım ekibi

Adrian Newey, Red Bull Racing

Fotoğraf: Sutton Images

Adrian Newey'in son senelerde F1 takımındaki katkısı, F1 dışındaki şeylere odaklanması nedeniyle gittikçe azaldı. Özellikle F1 kurallarındaki artan kısıtlamalar, Newey'in heyecanı başka yerlerde aramasına neden oldu.

2017 kural değişikliklerinin onun ilgisini tekrar çektiğini düşünebilirsiniz ancak aynı zamanda Aston Martin ile birlikte ürettikleri süper araca odaklanması gerekiyordu. Bu yüzden F1 projesine tam olarak dahil olmadı.

Yine de mümkün olduğu kadar projeyi takip etti. Araçta Newey'in etkisini görebiliyorsunuz. Dramanın eksik olduğu, sonuç veren araçlar. 

Bir çok takımda olduğu gibi Red Bull'da da yatay bir yönetim yapısı var. Rob Marshall, Dan Fallows, Paul Monaghan ve Pierre Wache'nin araç tasarımında farklı sorumlulukları var.

Newey, RB13'ün tasarımında önceki araçlar kadar etkin olmasa da onun felsefesi, uzun yıllar kendileriyle çalışan bu isimleri de etkiledi. Bu yüzden bu araç Newey imzalı bir araç denilebilir.

Ancak sezon öncesi testlerden bu yana Newey, RB13'ün rekabetçi ortama dönmesi için tekrar etkinliğini arttırdı ve İspanya'da onun tamamen bu işe odaklandığını gördük.

Korelasyon sorunları

Red Bull ilk olarak sezon içi testlerin yasaklandığı ve büyük kural değişikliklerinin olduğu 2009'da liderlik mücadelesine girişti. Takımın CFD ve rüzgar tüneli çalışmaları gerçek dünya ortamında iyi sonuçlar veriyordu ve takım bu sayede sürekli olarak performans eklemeyi başarıyordu.

Ancak 2017 öncesinde Red Bull ilk defa korelasyon sorunları yaşadığını açık bir şekilde kabul etti. Bu sorunlarda, araçların 1800 mm'den 2000 mm'ye genişlemesinin, aynı zamanda lastiklerin de genişlemesinin etkili olduğu düşünülüyor.

1998'den beri ilk defa araçlar bu boyutlara ulaştılar. Bu değişiklikler, takımların eski verilerini tam manasıyla kullanamamasına neden oluyor.

Siyah sanat

2016/2017 Pirelli lastik kıyaslaması

Fotoğraf: Jon Noble

Lastikler hâlâ araç tasarımında ciddi öneme sahip. Aerodinamik ve mekanik açıdan yapılanların lastiklerle uyumlu olması gerekiyor. Açıkçası geniş lastiklere geçiş görsellik açısından taraftarlar için daha çekici olsa da, aerodinamik açıdan tasarımcıların aşması gereken bir çok sorunu ortaya çıkarıyor.

Yol tutuşu açısından, lastiklerin yolla temas eden bölümü % 25'lik büyümeye rağmen çok aşırı değişmedi. Ancak lastik davranışlarındaki değişiklikler, lastik ömrünü ilginç bir hale getirdi. Pilotlar artık lastiklerden daha çok performans alabiliyorlar. 

Bu seneki lastikleri ilk olarak Ferrari, Mercedes ve Red Bull takımları test ettiler. Kurallara uygun bir şekilde modifiye ettikleri araçlarla, lastiklerin davranışlarını ilk olarak bu takımlar test ettiler ve lastik davranışlarını öğrendiler. Ancak FIA'nın kış döneminde süspansiyonlar konusunda yaptığı açıklamada, toplanan verilerin önemsiz olmasına neden oldu.

Red Bull, yasaklanan süspansiyon sistemini ağırlık dezavantajı nedeniyle kullanmayı planlamadığını açıklasa da aerodinamik açıdan o süspansiyon sistemlerine göre tasarım hazırlamıştı.

İyi bir tasarım felsefesi için takımların çok stabil bir platforma sahip olmaları gerektiğini biliyoruz. Çok enerji dolu ve verimli bir aero yapısı olmalı ki araç önden başlayıp arka tarafa kadar bu felsefe doğrultusunda verimli bir şekilde çalışmalı.

Bunlardan en ünlüsü Y250 girdabı. Ön kanadın nötr bölümü ile flap bölümü arasındaki kesişim noktasında oluşan bu girdap, havanın ön tekerler ve diğer yüzeyler üzerindeki aerodinamik etkisini azaltarak aracın altına nasıl girdiğini ifade ediyor.

Red Bull'un bu seneki aracı, FIA tarafından açık bir şekilde yasaklanan süspansiyon sistemi etrafında tasarlanmışsa, o zaman Red Bull'un şasiyi istediği kadar verimli kontrol etme şansı bulunmuyor.

Potansiyel olarak bu durum, geçici koşullarda çok fazla yatma ve meyle neden olabilir. Buna ek olarak yaylı elemanların dinamik kontrolü de azalacaktır. Şasinin yük oluştuğunda ve ortadan kalktığında genel sıkışması ile az önce saydığımız durumlar birleşince daha fazla lastik aşınması ve aerodinamik dengesizlik ile karşılaşılıyor. 

İspanya'da ne değişti?

Red Bull Racing RB 13, bargeboard

Fotoğraf: Giorgio Piola

İspanya'ya getirilen güncelleme, büyük ölçüde ön tekerler ile sidepodlar arasındaki alan etrafına odaklanıyordu. Her iki Red Bull aracında da yeni bargeboard'ların yer aldığını gördük.

Ana dikey bargeboard'lar geometrik açıdan oldukça benzer ancak bu yüzeyin ortasına yerleştirilen yatay kılavuz kanatçık (beyaz) yeni bir şey. Öte yandan takım ön lastiğin oluşturduğu türbülansı kırmak için taban plakasını da birkaç yüzeye bölmüş (kırmızı ok). Bu sayede taban ve difüzörün veriminin arttırılması hedeflenmiş.

Bu da takımın ön lastikte oluşan girdabın yarattığı sorunlara konsantre olduğunu gösteriyor. Özellikle geçici koşullarda işlerin daha iyi olduğunu, sürücülerin düşük ve orta süratlerde aracın çok daha iyi tepkiler verdiğini söylemesinden anlayabiliyoruz.

Red Bull Racing RB13, yönlendirme kanatçıkları

Fotoğraf: Giorgio Piola

Sezonun ilk başlarında yukarıdaki fotoğrafta görülen pabuç şeklindeki hava akımı düzenleyicileri tanıtan ekip, İspanya'da sidepod etrafından ve üzerinden akan havanın hareketini ayarlayan bu parçaya ufak revizyonlar yapmış.

Red Bull RB13, sidepod deflektörleri

Fotoğraf: Giorgio Piola

Sidepod'un üst yüzeyinden uzanan pabuç çıkıntısının genişliği yaklaşık 10 cm azaltılmış ve kokpitin yan tarafından taşınmış. Bu sayede sidepod daha serbest bir alana sahip olmuş.

Sidepod girişlerinin geometrisinde de ufak değişiklikler var ancak bunları çıplak gözle görmek biraz zor. Yine de hava akımını iyileştirmek adına iç kısımda yeni paketlemeler yapıldığı tahmin ediliyor.