Teknik analiz: McLaren MCL32'nin sırları

McLaren MCL32, önceki araçların tasarım yolunun devam ettiği zarif bir tasarıma sahip. Özellikle geçen seneki şasi, griddeki en iyi şasilerden birisi olarak görülüyordu ancak zayıf kalan güç ünitesi aracın genel performansını etkiliyordu.

Honda'nın spora bir sene geç gelmesi, otomatik olarak Japon üreticinin rakiplerinin gerisinde kalmasına neden oldu. Ancak Honda, ilk günden beri aralıksız bir şekilde çalışarak güç ünitesini geliştirmeye ve aradaki farkı kapatmaya uğraşıyor.

2017 için Honda, bazı agresif çözümler üzerinde çalıştı ve jeton sisteminin kaldırılmasını avantaja çevirmek için bazı değişiklikler yaptı.

McLaren MCL32 detaylar

Fotoğraf: McLaren

Lansmanda gösterilen ön kanat, geçen sezonun son bölümünde kullanılan ön kanada oldukça benziyor. Sadece yeni kurallara göre boyutları değiştirilmiş ve ön kanat kenar bölümünde tek yerine iki yatay kanatçık kullanılmış.

Geçen sene Amerika GP'den itibaren geliştirilen test kanadı, bu sene için temel alınmış gibi görünüyor. Ancak testlerde görüntülenen ana düzlemi düz olan çözüm, lansman aracında yoktu. Sauber'in daha şimdiden benzer bir sistem kullandığını düşünürsek, ön düzlemi tamamen düz olan çözümün testlerde kullanılması büyük bir ihtimal.

Burun MP4-31'in burnu ile neredeyse aynı. S kanallı parmak burun bulunuyor. McLaren da, Mercedes gibi, S-kanalı kendi hedefleri doğrultusunda yerleştirmiş gibi görünüyor.

Yeni kurallara göre 200 mm daha eklenince, burun ve ön kanat bağlantı noktasında tek yarık yerine 2 yarık daha kullanılmış ve bu bölüm oldukça uzatılmış.

Ön fren kanallarında ikiz giriş bulunuyor. Yarıklardan birisi, diğerinin üstünde yer alıyor. İlk yarık posta kutusu girişi gibiyken ikinci yarık daha geleneksel tasarıma sahip.

Geçen sene kullanılan üfürmeli aks (küçük fotoda var) bu seneki araçta yer almıyor. Bu ya daha çok soğutma ihtiyacı olduğu ya da hava akımının jant yüzünden dışarı atıldığı anlamına geliyor.

Daha fazla yere basma gücüyle daha kısa tur zamanları için kuralların serbestleşmesiyle 2017 F1 araçlarında bargeboard bölümünde daha fazla özgürlük oldu. Yeni araçlarda bargeboard kanatlar artık çok daha büyükler. Bazı araçlarda bu bölümde daha büyük ancak çok karmaşık olmayan parçalar gördük.

Ancak karmaşıklık, daha çok performans anlamına gelmiyor. Son senelerdeki Red Bull araçlarına bakın. Gridde aerodinamik açıdan daha karmaşık araçlar olsa da Red Bull araçları onlardan daha üstündü.

MCL32'nin barge board kanatları şasiye kadar yükselmiş ve hava akımının yönü orada belirlenmiş. Verimliliği arttırmak için ise ana dikey yüzeyde iki yarık eklenmiş.

Kıvrımlı alt bölümü, aracın altındaki splitter (dağıtıcı) ile koordineli çalışması için tasarlanmış. Taban önünde maksimum performans sağlanması için kırmızı okla gösterilen barge board arkasındaki kanatlar eklenmiş.

Tabanın önünde yer alan barge board kıvrımları (mavi ok) kurallar dahilinde dışarı ve ileri yönde bir tasarıma sahip.

Bargeboard, kural değişimlerinden yararlanarak, öne doğru çıkan balta kafası bölmesiyle (mavi oklar) taban ucunun çevresinde bir kıvrım oluşturmuş. Ayrıca bu parçanın kıvrımlı bir taban plakası oluşturduğuna da dikkat çekmek gerekiyor. Bu elemanın üzerinde bulunan hava akımı düzenleyicisi ise sidepod'un dış yüzüne hizalı olacak kadar geriye giderek hem sidepod'u ön lastikte oluşan girdaptan koruyor, hem de hava akımının sidepod'lar etrafından geçişini iyileştiriyor.

Tabanın ön ucu, diğer araçlarda gördüğümüz gibi, kuralların getirdiği ekstra 50 mm'lik çaptan yararlanmış. Ancak MCL32'yi rakiplerinden ayıran bir nokta var: taban, şasiye yakın bölümde oyulmuş. Belki de bu tasarım, yukarıda bahsettiğimiz sivri uçları takip eden girdaplardan avantaj elde etme hedeflenerek yapılmıştır.

Sidepodlar oldukça dar tasarlanmışlar. Muhtemelen bu sene gridde gördüğümüz en dar sidepod girişine sahip olan araç McLaren MCL32. Bu tasarım, turbo için sıvı-hava soğutucusu kullanılacağını işaret ediyor. O boyutlarda sidepodlara soğutucu koymak çok riskli olabilir.

Sidepodların ön yüzü ve hava girişleri, delta şeklinde olması gereken tasarımlara tam olarak uygun görünmüyor. McLaren, sidepodları delta şeklinin verileceği alanın gerisinde tutmuş ve delta şeklini sidepodlar yerine aracın tabanında vermiş gibi görünüyor.

McLaren'ın aero ekibi, sidepod etrafındaki hava akımını maksimum seviyede tutmak için bu tasarımı kasıtlı bir şekilde yapmış gibi görünüyor. Sidepod kenarlarında, sidepod omzunda tek bir girdap üretici parça bulunuyor.

McLaren MCL32 tepeden merkez görüntüsü

Fotoğraf: McLaren

Üstten bakıldığında MCL32'nin sidepodlarının ön tarafı oldukça dar olduğu ancak arkaya doğru gittikçe kurallarda izin verildiği ölçüde genişletildiği görülüyor.

¾ oranındaki fotoğraflara bakıldığında ise, bu geniş bölüme rağmen sidepod altlarında devasa bir incelme olduğu görülüyor. Bu sayede sidepodların altından kola şişesi tasarımındaki bölüme çok fazla hava akışı olması hedefleniyor. Takımın şef tasarımcısı Peter Prodromou, eski takımı Red Bull'da gördüğümüz tasarımlara benzer bir tasarımı yeni araçlarında uygulamış gibi görülüyor. Bir diğer dikkat çekici şey ise aynaların, işlevinin yanında aynı zamanda performans kazancı sağlayacak şekilde tasarlanmış olmaları.

McLaren MCL32 detay

Fotoğraf: McLaren

Yandan fotoğraflara baktığımızda, MCL32'nin ön tarafa doğru ne kadar eğimli olduğunu görebiliyorsunuz. Yeni kurallar, bu konseptteki araçların lehine olacak gibi görünüyor.

Ancak bu şekilde eğimli araçların da karşılaştığı bazı zorluklar var. Bu yüzden Mercedes gibi takımlar, daha kısıtlı eğime rağmen başarılı olabiliyorlar. Ancak McLaren için yeni kurallar bir avantaj olabilir. Daha kısa splitter (dağıtıcı) ve daha büyük difüzör ile, taban ve difüzör için doğru hava akımı yapılabilirse maksimum performans alınabilir.

Üstteki fotoğrafta, en alttaki küçük resimden gördüğümüz üzere, McLaren geçen seneki süspansiyon yapısını korumuş. Süspansiyon kollarının arka ayakları, sidepodlara doğru akan havayı direkt aktarabilmesi için birbirlerine çok yakın tutulmuşlar.

Bunun yanında, daha önce de bahsettiğimiz barge boardların yatay bölümü, süspansiyonlar üzerinden gelen hava akımına yönünü devam ettirmesi için tasarlanmışlar.

Aynalar "Şeytan ayrıntıda gizlidir" felsefesinin bir ürünü. Aynalar maksimum aerodinamik performans sağlayacak şekilde tasarlanıp yerleştirilmişler. İçerisindeki aynanın büyüklüğüne baktığımızda dikiz aynaları oldukça büyük tasarıma sahipler. Bunun yanında Pirelli lastiklerinin durumunun anlık olarak görüntülenebilmesi için araca yerleştirilen termal sensörler, aynanın ön tarafına yerleştirilmişler.

Sevseniz de sevmeseniz de köpek balığı sırtı motor kapağı araçta bulunuyor. McLaren, bununla aracı daha istikrarlı hale getirmeyi ve downforce seviyesini (yere basma gücü) arttırmayı hedefliyor.

Takım, tabanın arka tarafını düz bir şekilde tanıtarak tasarımlarını erkenden açığa çıkarmak istemese de arka kanatta saklanan bir şey yoktu. Arka kanadın kenarlarında bazı ilginç yarıklar bulunuyor. Orta bölümdeki yarıklar ile kanadın en dar ve en geniş noktaları arasında geçiş olması sağlanmış.

Bunların aracın arka kanadında hem downforce hem de sürüklenme açısından ilginç etkilerinin olacağı açık. Arka kanattaki bu yarıklar kanat ile difüzör arasındaki etkileşimi de değiştirecektir.

 McLaren aracı, Mercedes, Ferrari ya da Renault araçları kadar agresif görünmese de konseptlere yakından baktığımızda aracın daha az sürüklenmeyi sağlayacak büyük bir aerodinamik yapıya sahip olduğu görülüyor. Bu bakımdan araç görünüş olarak hızlı bir yapıya sahip.

Ancak yine de bu konseptten maksimumu almak, Honda güç ünitesinin göstereceği performansa bağlı olacak. Bu kapsamda McLaren, Honda güç ünitesinden maksimum performans almaya çalışacak. McLaren, Honda'dan maksimum güç almaya başladıkça, araçta downforce için daha farklı parçalar görmeye başlayabiliriz.