Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye

Sizin Köşeniz: Formula 1’in roket yakıtı kullandığı dönem

Seksenlerde günümüzdekinin aksine araç yakıtlarının maddesi ve formülü hakkında herhangi bir kısıtlama bulunmuyordu.

Stefan Johansson, Ferrari

Fotoğraf: Rainer W. Schlegelmilch

Sizin Köşeniz

Motorsport.com takipçilerinin hazırlamış oldukları yazılar

Bu konu kısıtlanmayıp Formula 1 mühendislerinin ellerine bırakılınca da her takım bunu sonuna kadar kullandı. Roket yakıtından öyle bir formül ürettiler ki, araçlar 1300-1500 civarı beygire kadar ulaşıyordu. Peki, %70’i Toluen olan formül nasıl ortaya çıktı, ilk kim kullandı, ne gibi problemler yaşandı, bunlara nasıl çözümler bulundu ve roket yakıtı spordan neden kalktı? Gelin bu soruların cevaplarına birlikte bakalım.

Seksenlerde birçok dahice yenilik gördüğümüzü söylemek mümkün. Taban etkisi, 1.5L turbo motorlar, ilk karbon monokoklar... Fakat biri hepsinden daha büyük ses getirdi ve etki yarattı: 1.5L turbo motorlar. Fazlasıyla güçlü olan bu motorlar ve roket yakıtı karışımı ile 1400-1500 beygire ulaşan araçlar ortaya çıktı. Motorlar her ne kadar hızlı olsa da büyük turbolar silindire giden havaya baskı uyguladıkça ve daha çok hava gittikçe bir o kadar da yakıt gidiyor demekti. Turbo motorlar benzin tüketimi konusunda pek de verimli değillerdi kısacası. Araçlar yarışı yaklaşık 300 litreye yakın yakıt kullanarak bitiriyorlardı ki, bu günümüzdekinin 3 katı kadar. 300 litre yakıtı o araçlarda taşıyamayacaklarından da araçlar yarış esnasında birçok kez pite gelip yakıt alıyorlardı. Ancak bu toksik formül gayet kolayca alev alabiliyordu ve yakıt doldurulurken çıkan birkaç yangının ardından FIA yarış içinde benzin doldurmayı yasakladı ve her takımdan 220 litre benzin alabilecek ve onları yakıt için durmadan sona götürebilecek bir depo istedi. Takımlar bunu yapsa da bu yine büyük bir sorunu beraberinde getirdi.

300 litre ile yarışı bitiren araçlar, artık 220 litre ile bitirmek zorunda kalmıştı. Yani 80 litre kadar yakıt tasarruf edilmesi gerekiyordu. Pilotlar düzlüklerin sonunda ayaklarını gazdan çekip, erken vites çıkarak yakıt tasarruf etse de bu yeterli olmuyordu ve 1985 İtalya Grand Prix'si bu durumu çok iyi özetledi. Senna pole'den başlayıp 57 tur lider gittikten sonra yakıtı tükendi. Senna’yı geçen Johansson, Ferrari ile ilk yarışında liderliği aldı ancak ardından onun da yakıtı bitti. Brundle, Warwick, Piquet ve Boutsen de sırasıyla liderliği alıp yolda kaldı. Prost çizgiyi birinci geçti ancak pite dönerken o da yolda kaldı ve FIA örneği için araçta yeterli benzini kalmadığından o da diskalifiye oldu. Yarışa başlayan 26 araçtan sadece 5 tanesi yarışı bitirebilmiş oldu böylece.

 

Ne takımlar ne de sürücüler yarış boyunca bu kadar yakıt korumak istemiyorlardı ve bu yarışın ardından bir şeyler yapılması gerektiği artık her zamankinden daha çok açıktı ki, Formula 1 mühendisliği yine hayal kırıklığına uğratmadı ve mükemmel bir çözüm geliştirdi.  ‘Donan Benzin’ adı verilen bu çözüm en etkileyici ve bir o kadar da basit bir mantığa dayanan çözümlerden. Daha önce de yazıda belirttiğim gibi FIA kurallarda yakıt tankının 220 litreden daha büyük olamayacağını söylüyor. Yani içine 220 litreden daha fazla benzin koyulamayacağı hakkında hiçbir yönerge yok. Takımlar yakıt tankını soğutacak birçok soğutucu yerleştirerek tankın sıcaklığını -30 dereceye düşürdü. Bildiğiniz üzere bir şeyi soğuttuğumuzda büzülür ve küçülür. -30 derecede hâlâ sıvı halde bulunan yakıt da büzüldü ve depoda yer açıldı. Artık 220 litre alan tanka 250-260 litre konabiliyordu ve depo FIA’nın istediği gibi hâlâ 220 litreden büyük değildi. Bu hem daha çok yakıt depolamayı hem de bir saniyede motora giden yakıtta daha çok yakıt molekülü bulunmasını sağlıyordu ki bu da daha çok güç demekti. Böylelikle bir sorun daha gayet verimli ve basit bir şekilde çözülmüş oldu

Roket yakıtını gridde ilk defa BMW kullandı. Alman üretici gridin geri kalanından çok daha güçlü bir motor üretmeyi, savaş uçaklarında kullanılan yakıt türünden ilham alarak başarmıştı. Bu yakıt uçaklarda kullanıldığında bile normal bir uçağa göre büyük güç farkları yaratırken arabalarda yaratacağı fark kaçınılmazdı. Tabii ki karışımı bire bir üretememiş olsalar da ona gayet benzer ve yakın bir karışım üretmeyi başardılar. Normal petrol ile bu karışım arasında hiçbir benzerlik yok elbette. Bu karışımın %80’i ‘Toluen’ yani bizim anlayacağımız, roket yakıtı. Normal benzine göre enerji yoğunluğu çok daha fazla olan bu sıvı sayesinde araçlar 1500 beygire çıkıyordu.

 

Peki Turbo dönemi nasıl ve neden bitti?  Roket yakıtı karışımları aşırı pahalıydı ve litresi 300 pound ediyordu. Bir yarışı 300 lt ile bitirdiklerini söylemiştim ki bir hafta sonu 2-3 yarış mesafesi gittiklerinde 200.000 pounda kadar çıkan masraflar ortaya çıkıyordu. Bir büyük sebep de Toulenin kanserojen olduğunun ortaya çıkması oldu. Mühendisler ve mekanikerler tam korumalı kıyafetler ve oksijen maskeleri giyerken, benzinle de doğrudan temas edemiyordu. Ayrıca karışımı kolayca alev alabildiğini belirtmiştim ve bu formül motor arızalarına meyilliydi. Yandığında ortaya çıkan dumanı koklamak fazla zararlıydı ve birçok kez bu senaryo ile karşı karşıya kalındı.

Tarihin belki de en güçlü motorları ve yakıt konusundaki serbestlik takımları hafif ve dayanaksız araçlar yapmaya sürükledi. Araçlar evcilleştirilmesi zor vahşi hayvanalar gibiydi ve araçların güvenliği büyük bir soru işaretiydi. Her hafta sonu sürücüler hayatlarını saniyenin onda iki daha fazlasını bulmak için riske atıyordu. Ölümsüz geçen birkaç senenin ardından maalesef ölümcül bir kaza yaşandı. Yazıda bahsettiğim BMW motorunu kullanan Brabham takımı pilotu Elio de Angelis, Paul Ricard testinde yeni bir arka kanat dizaynını test ederken yüksek hızda arka kanadı kopuyor ve bariyerlere giriyor. Araç anında alev alıyor. Olay anında kurtulsa da ertesi gün hastanede hayatını kaybeden Elio de Angelis’in ölümü tüm gridde ve FIA’de bir şok dalgası yaratırken, FIA bunun üzerine yönetmelikler getirip gerek aracın motorunun ve yakıtın gerek de aracın şasisinin güvenliğini güçlendirme kararı aldı. Formula 1 tarihinin en saf, güçlü ve vahşi dönemi de böylelikle kapanmış oldu.

Can Çarpıcı


Motorsport.com'da "Sizin Köşeniz" bölümünde yayınlanmasını istediğiniz özgün, imla kurallarına uygun ve 300 kelimenin üzerinde yer alan yazılarınızı bu e-posta adresinden bizlere gönderebilirsiniz.

Motorsport.com olarak Türkiye'deki F1 severlerin ne kadar donanımlı olduğunu biliyoruz. Ancak daha önceki deneyimlerimizden, gönderilecek çok fazla yazı olacağını ve her yazının doğrudan yayınlanabilecek seviyede olmayacağını da biliyoruz. Bu yüzden gönderilecek yazıları süzgeçten geçirerek, mümkün olduğu kadar çok sayıda yazıyı yayınlamaya çalışacağımızı ancak zaman zaman bazı yazıları paylaşamayacağımızı şimdiden ifade etmek istiyoruz.

İlerleyen süreçte uygulamada farklılıklar olursa, ilgili yazılarda sizlere duyuracağız. 

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Horner: "Red Bull'un 2021'de 'çok yönlü' bir araç üretmesi gerekiyor"
Sonraki haber Marko: "Hulkenberg'i değerlendirdik ama Perez bize Mercedes hakkında bilgi verebilir"

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye