Kemal Şengül'ün Köşesi
Michael Schumacher hakkında bilinmeyenler
Hepimiz Michael Schumacher'i elde ettiği başarılarla, kazandığı zaferlerle ve kırdığı rekorlarla hatırlıyoruz. Ama aslında efsane pilotun hiç kimsenin bilmediği ya da çok az insanın bildiği bazı yanları vardı. Ben de bu yazımda sizler için efsane pilotun bilinmeyenlerini kaleme aldım.

Schumacher'in ilk go-kartı ve ilk sürüşü
Michael Schumacher'in yarış sevgisinin nasıl başladığını eminim hepiniz merak ediyorsunuz. Babası Rolf'ün o dönem pek fazla maddi olanağı yoktu ancak oğlunun yarışlara olan ilgisini görünce, küçük Michael'ın pedallı karting aracına, motosiklet motoru taktı. Böylelikle oğluna basit bir karting aracı yapmıştı ama çıkabildiği en yüksek sürat sadece 45 km/s'di. Michael, ilk sürüşünü bu araçla yapmaya başladı. Bilirsiniz, ilk denemeler her zaman iyi gitmeyebilir ve Michael'ın da pek iyi gitmedi. İlk sürüşünde bir elektrik direğine çarptı. İşler kendisi için mükemmel başlamamıştı, ancak neyse ki küçük Michael pes etmedi. Babası da ümidini kaybetmedi. Ayağa kalktı ve sürüşüne devam etti. Aynı yıl, Michael'ın yarış tutkusunu ve yeteneğini fark eden ebeveynleri, Michael'ı yerel bir yarış akademisine götürdü ve oraya yazdırdı. Schumacher bu karting kulübünün en genç üyesi haline geldi.
Babasının ve annesinin fedakarlıkları yetmedi
Schumacher kazanmayı daha ilk yıllarında öğrenmişti. Kulüpte geçirdiği iki yılın ardından daha iyi bir go-karta ihtiyacı vardı ve babasının maddi anlamda böyle bir araç alacak gücü yoktu. Altı yaşındaydı ve babası, ona kullanılmış hurda parçalarından bir karting aracı yaptı. Michael, babasının emeklerini boşa çıkarmadı ve o yıl şampiyonluğa ulaştı. Rolf, oğlunun tutkusunu, yeteneğini ve başarılarını gördükçe, adeta varını yoğunu ortaya koymaya başladı. Michael'ı yarıştırabilmek adına karting pistinde tamiratçı olarak çalışmayı kabul etti, aynı zamanda go-kart aracı kiraladı. Annesi de bir o kadar fedakar davrandı ve karting pistinde bulunan bir kafenin kantininde çalıştı. Rolf, aynı zamanda ek iş de yaptı. Ancak Michael'ın hem annesi hem de babasının kazandığı para, ihtiyaç duyduğu motoru alabilmek için yeterli değildi. Ancak Schumacher o denli yetenekliydi ki, gazeteler onu yazmaya başlamıştı, zaman zaman kendisiyle gelip röportaj yapıyorlardı ve Michael'ın başarısını gören iş adamları, Michael'ı gelip izlemeye başlamıştı. Bu yerel iş adamları, Michael'ın yeteneğini çıplak gözle de gördükten sonra Schumacher'in kariyerini desteklemeye başladılar. Bu sayede de Michael efsanesi başlamış oldu.
Lisans alabilmek için yeterince büyük değildi
Schumacher karting pilotu olabilmek için lisans almak istiyordu. Ancak Alman yasalarına göre bir pilotun, karting lisansı alabilmesi için gereken yaş 14'tü. Ancak Michael ve ailesi, yarışmaya devam etmesi ve gelişimini sürdürmesi için, henüz 12 yaşındayken lisansını Lüksemburg'dan aldılar. 1983 yılında nihayet Almanya için gerekli lisansı aldılar ve 1984'te Almanya Junior Karting Şampiyonası'nı kazandı. Sonrasında ise peş peşe başarılar gelmeye başladı. 1987'de Almanya ve Avrupa karting şampiyonluklarını kazandı. 1988 yılında Formula König'i şampiyon olarak tamamladı.
Willi Weber'in takımı için yarıştı ve Macau'yu kazandı
Uzun süre Michael'ın menajerliğini yapan Willi Weber ile Schumacher'in tanışması 1989'a dayanıyor. Efsane pilot, o yıl Willi Weber'in WTS Formula 3 takımı ile iki yıllık bir anlaşma yaptı. 1989'da Almanya Formula 3'ü üçüncü bitiren efsane pilot, ertesi yıl yapılan 11 yarıştan beşini kazandı ve şampiyon oldu. Aynı yıl Macau'da Eddie Irvine, Mika Hakkinen, Heinz-Harald Frentzen, Olivier Panis, Alex Zanardi ve Mika Salo gibi isimlerin katıldığı Macau'yu kazandı.

Mercedes'in genç sürücü akademisine katıldı
Michael Schumacher'in Mercedes'in Genç Sürücü Programı'na katıldığını biliyor muydunuz? 1989 yılının sonunda Formula 3'teki rakipleri Frentzen ile Karl Wendlinger ile birlikte Mercedes'e katıldı ve World Sports-Prototype Şampiyonası'nda mücadele etti. Elbette bu riskli ve yanlış görülen bir hamleydi.
Sonuçta efsane pilotun pek çok rakibi Formula 1'e giden yol olan F3000'e geçerken, Schumacher farklı bir yol tercih etmişti.
Ancak Willie Weber, kullanacağı güçlü araçların, dayanıklılık yarışlarının ve yoğun ilginin, efsane pilotun gelişimi için faydalı olacağını düşünüyordu.
Sonuç olarak da 1990 sezonunun son yarışı olan Meksika yarışında Sauber-Mercedes C11'le zafere ulaştı ve şampiyonada beşinci oldu. 1991'de de aynı seride aynı araçla devam etme kararı aldı. Ayrıca o yıl Japonya Formula 3000'e tek yarışlığına katıldı ve onda da ikinci oldu.
Bilmediği araçla, bilmediği bir pistte yedinci oldu
Efsane pilotun F1 kariyeri, 1991 yılında Eddie Jordan'ın takımıyla başladı. Tek yarışlık bir fırsat gelmişti ve Spa gibi, yetenekli pilotları ön plana çıkaran bir pistteydi. Ama ilginç şekilde bu pistte daha önce hiç sürüş yapmamıştı.
Aslında bir tur attı ama sadece bir bisikletle! Schumacher, 11 sezonluk Formula 1 deneyimine sahip olan takım arkadaşı Andrea de Cesaris'i geride bırakarak, daha ilk sıralama turlarında yedinci oldu.
Ama maalesef ilk turdan sonra debriyaj problemiyle yolda kaldı. İki hafta sonra da Benetton takımına katıldı ve beşinci olarak ilk puanlarını aldı.
Beşinci viteste takılı kalan araçla ikinci olmak
1994 İspanya GP, Schumacher'in öne çıktığı yarışlardan biriydi. Aracı, yarışın yarısından fazlasında beşinci viteste takılı kalmıştı. Buna rağmen Damon Hill'in gerisinde ikinci sırada finiş gördü. Üstelik tek vitesle pit stop dahi yaptı!

Ferrari ile yağmur altında gelen ilk zafer
Schumacher, Ferrari kariyerine 1996 yılında başladı ve yeni takımıyla ilk galibiyetini yağmur altında aldı. Yoğun yağmurda Schumacher inanılmaz bir performans sergiledi ve zaman zaman en yakın rakibinden dört saniye daha hızlı turlar atıp, 45 saniye farkla zafere ulaştı.

Ferrari ekibi, Michael Schumacher'in Ferrari F310'u ile galibiyetini kutluyor
Fotoğraf: Rainer W. Schlegelmilch
Pit yolunda gelen zafer
Schumacher'in bir yarışı pit yolunda kazandığını biliyor musunuz? 1998 Britanya GP'siydi ve yağmurlu yarışta çekmesi gereken bir dur-kalk cezası vardı ve bundan ötürü son turda pite girdi.
Damalı bayrağı da pit duvarının öteki tarafında gördü. Yarış uzun süre tartışıldı ama zafer efsane pilotun oldu.

Podyum: Yarış galibi Michael Schumacher, Ferrari, 2. Mika Hakkinen, McLaren, 3. Eddie Irvine, Ferrari
Fotoğraf: Sutton Images
Unutulmaz Schumacher-Coulthard teması
Sanırım bunu herkes hatırlıyor. Ama Schumacher'den bahsediyorsak, bu andan bahsetmemek olmaz.
Schumacher, 1998 Belçika'da rahat şekilde liderdi ve yağmur altında galibiyete gidiyordu. Ancak tur yiyen McLaren sürücüsü David Coulthard'la temas yaşayınca süspansiyonu kırıldı.
Aracı üç tekerlekle garaja getirdi ve ardından araçtan inerek David Coulthard'ın McLaren garajını bastı!

Bacağını kırdı, üç ay sonra futbol oynadı ve Irvine için yarışlara döndü
Michael Schumacher için en talihsiz ve acı verici anlardan birisi 1999 Britanya GP idi. Schumacher, fren sorunun ardından büyük bir süratle bariyerlere çarptı ve bacağını kırdı. Üç ay boyunca yarışması mümkün değildi.
Kaza Temmuz ayında yaşanmıştı ve yaklaşık dört ay boyunca Schumacher'in yarışması beklenmiyordu. Ferrari başkanı Luca di Montezemolo Ekim ayının başında Schumacher'i aradı.
Telefonu açan kızıydı ve Gina, babasının futbol oynamaya çıktığını söyledi! Sonrasında neler olduğunu biz bilmiyoruz...
Ancak 1999 Malezya'da, sırf Eddie Irvine'ın şampiyon olabilmesi için yarışlara geri döndü. Bir saniye farkla pole pozisyonunu aldı ve Irvine'a yol vermek için pist üstünde iki kez yavaşladı...

Michael Schumacher, Ferrari, kaza
Fotoğraf: Motorsport Images
Unutulmaz şampiyonluk
2000 Japonya GP, Schumacher'in Ferrari ile ilk şampiyonluğunu kazandığı yarıştı. Ferrari'nin 21 yıllık bekleyişi sona ermiş ve omuzlardan büyük bir yük kalkmıştı. Schumacher şampiyonluk sonrası göz yaşlarını tutamadı ve hem telsizde hem de podyumda şampiyonluğu kıyasıya kutladı.

Tüm yarışlarda podyuma çıktı
Efsane pilot 2002'de tüm yarışlarda podyuma çıkmayı başardı. Evet, 2002 sezonunda 17 yarış vardı ve Schumacher, 2002 Japonya'da da podyuma çıkarak 17 yarışın tamamında podyuma çıkan ilk ve tek isim oldu.

Şampiyonluk gitse de takımını savundu
Takımına sahip çıkan bir şampiyon! Lider giderken motoru patlayıp yarış dışı kaldığı 2006 Japonya GP'den sonra gözler Michael'ın üzerindeydi. Herkes şoke olmuştu, takım üzgündü, mekanikerlerin yüzü düşmüştü, hatta bazıları ağlıyordu. Ama Schumacher onların yanlarına gidip tek tek onlara sarıldı ve teselli etti.
Yarıştan sonra da, "Şampiyonluk için pistte mücadele etmek isterdim. Mutsuz olmam için bir neden yok. Birlikte çok şeyler kazandık. Bu yıl başardığımız çok iyi işler vardı. Şampiyonluğu kaybetmek, hayatın bir parçası. Bu sonuçla da yaşayabilirim. Buradaki insanları seviyorum. Eğer şampiyonluk gitmişse, bunu kimsenin hatası olarak görmüyorum. Hayat devam ediyor. Burada birlikte çok büyük işler başardık. Kanada’dan sonra kimse şampiyonluğa inanmıyordu. Fakat biz bu şampiyonluk kapısını neredeyse son ana kadar açık tuttuk. Fakat pilotlar şampiyonası artık bitti. Brezilya’da kazanmayı ve rakibimin yarışı puansız bitirmesi veya hiç bitirememesine inanmak istemiyorum. Bu, orada yarışmak istememin temel sebebi değil. Fakat bu yıl başardıklarımızı göz önünde tutarsak üzülmek için de bir sebep yok. Yıpratıcı duygular içinde değilim. Bunlar hayatta olan şeyler. Bazen tatlı şeyler oluyor bazen de olmuyor. Bu benim son yarışım. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Sonunda, sonuç ne olursa olsun mutlu olacağım." dedi.
Brezilya'da Fernando Alonso şampiyon oldu, ancak lastik patlatmasına rağmen Schumacher inanılmaz bir performans sergiledi. Sıralama turlarında motor sorunu yaşadı ve gerilerden başladı. Yarışta yükseldi ama lastik patlattı. Gerilere düştü ama dördüncü oldu. Kimi Raikkonen'e yaptığı atağı hatırlıyor musunuz?

F2007 ve F2008'i test etti
Efsane pilot, emekli olduktan sonra Ferrari için testler yapmaya devam etti. 2007 ve 2008'deki hızlı araçları görünce, "Schumacher olsaydı nasıl olurdu?" diye sormadan edemiyor insan...
MotoGP ve Superbike testleri
Schumacher, F1'den ayrıldıktan sonra MotoGP dünya şampiyonu Casey Stoner'in 800cc'lik Ducati'sini test etmişti. Ayrıca Superbike motosikletiyle de çeşitli testlere katıldı ve bazı yarışlarda yer aldı.
Geri dönüş, pole pozisyonu, podyum ve emeklilik...
Schumacher sürpriz şekilde 2010'da Ross Brawn'ın ısrarı üzerinde Mercedes'le spora döndü. 2012 Monako'da yeteneklerini konuşturup pole pozisyonunu aldı ancak önceki yarışta aldığı beş sıralık grid cezası nedeniyle yarışa altıncı başladı. Avrupa GP'de ise 43 yaşında podyuma çıkarak yine dikkatleri üzerine çekti. 2012 Japonya'da ise alkışlar eşliğinde emekliliğini açıkladı.
Kalbi Ferrari'ye aitti
Mercedes'e gitti ama kalbi hep Ferrari'deydi. Schumacher verdiği son röportajlarından birinde, "Kalbim hâlâ Ferrari'ye ait" demişti...
Yağmur ustasıydı
Schumacher yağmur altındaki harika sürüşüyle de biliniyordu. Yağmur altında hep iyi performans gösterdi. Bu yüzden kendisine "Regenkonig" yani "Yağmur kralı" ve 'Regenmeister" yani "Yağmur ustası" lakapları verildi.
Senna'yı en iyisi olarak görüyordu
Michael Schumacher, her ne kadar aksi iddia edilse de Ayrton Senna'nın büyük bir taraftarıydı ve kazasından sonra o kadar etkilenmişti ki, spordan ayrılma noktasına gelmişti.
Schumacher, "Berbat bir hafta sonuydu. Senna'nın ölümü bizim için büyük bir şok oldu. Formula 1'de ilk kez ölümlü bir kaza ile karşı karşıya kalmıştım. Bir süre bu spora devam edip etmeme konusunda tereddüt içinde kaldım. O, bu spor için çok şey yaptı" demişti.
Yıllar sonra Schumacher, en iyisi olarak görülse de Senna'nın daha iyi olduğunu ima ediyordu.
Schumacher, "Hiç kimse beni ondan daha fazla etkilemedi. Hâlâ onun aracı kullanma şekline, sürüş kontrolüne ve eşsiz stiline hayranım. Herkes benden en iyi olarak bahsediyor. Fakat ben ne arkadaşlarıma ne de gazetecilere böyle bir şey söylemedim." diye konuşmuştu.
Schumacher 41. zaferini aldıktan sonra (Senna'nın galibiyet sayısı) göz yaşlarını tutamamıştı.
İdolü Toni Schumacher
Michael Schumacher'in idolü var mıydı diye merak ediyor olabilirsiniz. Efsane pilot, kayak kazasından önceki son röportajında Ayrton Senna ile Vincenzo Sospiri'yi seyretmekten keyif aldığını, ancak idolünün Toni Schumacher olduğunu söylemişti. Ayrıca en saygı duyduğu rakibinin de Mika Hakkinen olduğunu dile getirmişti.

Ferrari Enzo'nun tasarımında yer aldı
Schumi’nin Ferrari ile olan rolü çoğu zaman yarışların da ötesine geçti. İtalyan otomobil üreticisi için yaptığı şeylerden biri, şirketin en önemli araçları arasında görülen Ferrari Enzo'nun tasarımına yardımcı olmaktı.
Lüks araçları sevmezdi ve kişisel aracı Fiat 500'dü
Diğer pek çok sporcunun aksine Michael Schumacher, asla ünlü olmakla ilgilenmedi ve sadece yapmayı sevdiği şeyde en iyisi olmaya çalıştı.
Dünyanın en hızlı araçlarından bazılarını sürmeye alışık olan Schumacher'in sürüş becerilerindeki bir adamın, gerçek hayatta benzersiz araçları kullandığını düşünebilirsiniz. Ama efsane pilot asla lüks veya süper otomobillere binmedi. Aile aracı bir Fiat Croma'ydı. Kayak kazasından önceki kişisel aracı ise bir Fiat 500 Abarth idi.
Efsane pilot, gösterişli araçlar kullanmayı sevmese de, Ferrari tarafından kendisine hediye edilen bir Ferrari FXX'e sahipti.
Daha sonra bu araç 2 milyon dolara satıldı.
Şampanya içmeyi sevmezdi
Şampanya sevmeyen bir efsane... Kariyeri boyunca şampanyanın tadına tam 155 kez baktı. Ancak doğrusu, Schumacher şampanyadan nefret ederdi.
Schumacher, bu durumu şöyle açıklıyor: "Aslında şampanyadan nefret ediyorum. Bazen podyumda içiyorum, ama sadece o an fark etmediğim ya da çok mutlu olduğum için bunu yapıyorum. Hafta sonu bittikten sonra şampanya içmekten daha kötü bir şey yoktur!"
Cars filminde seslendirme yaptı
Tıpkı Lewis Hamilton gibi, Michael Schumacher de Cars serisinin bir parçasıydı. Bu, araçlarla ilgili bir animasyon filmiydi ve elbette Schumacher'in de dahil olması gerekiyordu!
Efsane pilot ünlü filmde Ferrari F430'u seslendiren isimdi. O yıl Montreal'deki Kanada Grand Prix'sinde ses kaydı alındı ve sesi, film üçlemesinin ilkinde kullanıldı.
Türkiye'ye hayran kalmış ve Fiat Palio'yu denemişti
2002 yılında yeni Fiat Palio'nun tanıtımı için ilk kez Türkiye'ye gelen Schumacher, ilk kez Türkiye'ye gelmiş ve özel bir röportaj vermişti.
‘Türkiye'de bana gösterilen ilgiden çok etkilendim. Bu nereden kaynaklanıyor? Beni bu kadar sıcak karşıladığınız için çok teşekkür ediyorum. Bu kadarını beklemiyordum. 33 yaşındayım ve ülkenize ilk kez geldim. Bu yüzden gerçekten utandım. Bu kadar güzel bir ülkeye nasıl oldu da daha önce gelmemişim, şaştım. Türkiye'de Formula 1 yarışları düzenlenmemesine rağmen gösterilen ilgiyi aklım almıyor. Böyle bir ilgiyi yarışların düzenlendiği birçok ülkede bile görmedim. Umarım Formula-1 Türkiye'de de kısa zamanda düzenlenmeye başlar. Umarım benim gelişim ülkeniz için de bir destek olur. Burada bulunmam Fiat projesine yürek vermek için."
Schumacher, "Bundan sonra Türkiye'ye gelmeyi düşünüyor musunuz?’’ sorusuna ise ‘‘Bir 10 yıl daha geleceğimi düşünmüyorum çünkü sahip olduğum ün bunu engelliyor. Ama yarışlara katılmayı bıraktıktan sonra muhakkak geleceğim’’ yanıtını vermişti.
Schumacher'e bir Palio Sporting hediye edilmişti.
Bunu ne yapacağı sorusuna ise Schumacher, "Çocuklarım olduğu için şu an büyük arabalar kullanıyorum ama küçük arabalara da büyük ilgim var. Palio Sporting'i de garajımda koruyup gerektiği zaman kullanacağım." demişti.
Oğlunun yarış pilotu olmasını istemiyordu
Bunu duyunca eminim şaşıracaksınız, çünkü Schumacher kazadan önceki aylarda oğluyla birlikte karting yarışlarına katılıyordu.
Ama evet, Michael Schumacher, oğlu Mick'in yarışmasını istemiyordu. Pek çok baba için oğullarının, kendilerinin ayak izlerini takip etmesinden daha mutluluk verici bir şey yoktur. Ama Schumacher, oğlunun araç kullanmasını istemediğini açık açık söylemişti.
Schumacher, yarışmanın çok tehlikeli olabileceğini biliyordu ve oğlunun yarış pilotu olmasını istemiyordu. Oğlunun farklı sporlarda kariyer yapmasını istiyordu. Hatta Michael, oğlu için tenis veya futbolu düşünmüştü.
Ama Mick yarışları tercih edince, kendisine karşı çıkmadı ve onunla karting yapmaya başladı.
Futbolu çok seviyordu ve hatta futbol oynadı
Schumacher bir yarış efsanesi olabilir, ama onun tek tutkusu yarışmak değildi. Aynı zamanda büyük bir futbol taraftarıydı ve hatta İsviçre'deki bazı amatör kulüplerde bile oynadı. Çok güzel goller de attı. En sevdiği takım, doğduğu yer olan Köln'dü. Ayrıca İngiltere Premier Lig'den Newcastle United'ı da seviyordu. Eski Galatasaray futbolcusu Lukas Podolski, Köln kulübünde oynarken onunla çok iyi anlaşıyordu.
Atları çok seviyordu
Schumacher yarışların büyük bir hayranıydı, ama hayranı olduğu tek şey otomobil yarışları değildi. Efsane pilot at binmeyi çok seviyordu ve İsviçre'de kendisine ait bir at çiftliği vardı. Sonrasında Teksas'ta başka bir çiftlik daha aldı.
Eğlenmek adına ata binmekten zevk alıyordu. Oysa kızı Gina-Maria ise işi biraz daha ciddiye aldı. Dünya çapında çeşitli etkinliklere katıldı. Babası kaza geçirdikten sonra bu alana daha fazla yöneldi ve dünya çapında başarılar elde etti.
Efsane pilot, ata binmenin, tutkusunu ve yeteneğini geliştirmeye yardımcı olacağına inanıyordu.
En sevdiği film
Efsane pilotun epey kültürlü olduğunu bilmeyen yoktur. Peki en sevdiği filmin hangisi olduğunu hiç düşündünüz mü? Cevap belli; Kuzuların Sessizliği!
Kayak kazasından önceki son röportajlarında boş zamanlarında film izlemekten hoşlandığını söylemişti.
Tek seferde 10 milyon dolar bağış yaptı
Schumacher yardım yapmayı çok seven bir isimdi. Efsane pilot, 2004 Hint Okyanusu depreminden sonra tüm sporcuları, ligleri, şirketleri ve hatta ülkeleri geride bırakacak boyutta, 10 milyon dolarlık bir bağışta bulundu.
Bu, Schumacher'in koruması Burkhard Cremer ve onun iki oğlunun tsunamide hayatını kaybetmesiyle ilgili olabilir. Ancak 2003 yılında da UNESCO'ya 1.15 milyon euro yardımda bulunmuştu.
Michael'a göre dört yapraklı yonca şans getirirdi
Schumacher dört yapraklı yoncanın şans getirdiğini düşünürdü.
Efsane pilot, "Tarlada yürüdüğümde daima dört yapraklı bir yonca ararım. Çoğu zaman bunu bulmayı başardığımda, bir sonraki yarışta iyi performans gösteririm. 2000 sezonunun son iki yarışını kazanmadan önce bir tane buldum. Şampiyonluğu kazandım ve Ferrari de şampiyon oldu. Ama bilirsiniz, şampiyonluk bir yonca bulmakla gelmez. Bunun için çalışmalısınız."
Schumacher her yarışa onunla katıldı
Katıldığı her Formula 1 yarışına, iyi şans getirdiğine inandığı boncuklu bir Afrika Shamballa bilekliğiyle katıldı.
Bu, eşi Corinna'nın Michael'a çok eski bir armağanıydı. Schumacher, şans getirdiğine inandığı bu bilekliği her zaman taktı.
Şans mıdır yoksa tesadüf müdür bilinmez ancak bu bileklik, 2013'teki o talihsiz kayak kazasının ardından karda gömülü şekilde bulundu...
Schumacher 52 yaşında!
Aston Martin, 2022 aracının gelişimine ne zaman odaklanacağını gözden geçiriyor
Abone olun ve Motorsport.com'a reklam engelleyicinizle erişin.
Formula 1'den MotoGP'ye kadar doğrudan padoktan haber yapıyoruz çünkü biz de sizin gibi sporumuzu seviyoruz. Uzman gazeteciliğimizi sunmaya devam etmek için web sitemiz reklam kullanıyor. Yine de size reklamsız bir web sitesinin keyfini çıkarma ve reklam engelleyicinizi kullanmaya devam etme fırsatı vermek istiyoruz.