Rossi, her şeye rağmen Szafnauer'e güvenmeye devam ediyor

Szafnauer son dönemin en tartışmalı isimlerinden birisi, nitekim Alpine'in hem Fernando Alonso'yu, hem de Oscar Piastri'yi kaybettiği bir "aptal sezonunun" ortasındaki isim kendisiydi.

Bazıları Alpine'de bulanık bir yönetim yapısı olduğunu ve bunun da sorunlara yardımcı olmadığını öne sürmekte, ancak Rossi, takımda işlerin yoluna girdiğini, her şeyin açık ve net bir şekilde ortaya konduğunu ve Szafnauer'in Mart ayında yönetimi devraldığından beri Alpine'in rekabet gücünü ileriye götürmeye yardımcı olduğu konusunda kararlı olduğunu söylüyor.

Rossi, "Patron Otmar ve takıma geldiği günden bu yana yetki kendisinde."

"Birkaç konuyu devredene kadar ufak geçiş dönemi yaşadık; buna rağmen Otmar en gurur duyduğum işe alımlardan biri."

"Geldiğinden beri her gün iyi sonuçlar getiriyor. Pilot yönetimi gibi konularda birbirimize oldukça yakınız, dolayısıyla tüm gelişmelerin farkındayız."

"Bazen maksimumlar, limitler, sınırlar gibi bazı konularda uzlaşmaya varmaya çalışıyoruz, nitekim elbette bu konularda uyumlu olmamız ve benim de [neler olduğunu] bilmem gerekiyor. Ancak aramızda gerçek bir kopukluk asla olmadı." dedi.

Otmar Szafnauer, Team Principal, Alpine F1

Photo by: Carl Bingham / Motorsport Images

Rossi geçen yıl gridin en aktif isimlerinden biriydi, nitekim Alpine bir takım patronuna sahip değildi ve kararlar üç kişilik bir ekip tarafından alınıyordu: Rossi, Marcin Budkowski ve Davide Brivio.

Ancak Budkowski takımdan ayrıldı ve Brivio da Alpine içinde farklı bir göreve getirildi. Szafnauer'in göreve başlaması da Rossi'nin istediği gibi arka plana çekilebilmesini sağladı.

Bu durum hakkında konuşan Rossi, "Geçen yıl takımın işine bir hayli müdahil oldum, bunun en büyük sebebi bir takım patronuna sahip olmamamızdı; dolayısıyla yönetim kademesi olarak orada bulunmam ve istediğim değişiklikleri yapmadan önce dinamikleri iyice anlamam gerekiyordu."

Takımdakilerin verimli şekilde çalıştığına inanıyorum, en önemlisi iyi sonuçlar da geliyor. O halde benim de belli bir mesafede kalmam gerekiyor."

"Örneğin bu yıl, sezonun ilk yarısında, her üç yarışın ikisinde pistteydim -ki bu çok fazla. Yıl sonuna kadar her iki yarıştan birinde pistte olacağım, belki daha da az. Bu normal."

"Biri F1 için olmak üzere hazırlamam gereken 17 rapor var. Araba üretmem ve bayi ağını genişletmem gerekiyor. Pazara giriş stratejilerini, pazarlamayı ve markayı güçlendirmeyi düşünmek zorundayım. Diğer 16 rapor da en az F1 raporu kadar önemli, hatta belki daha fazla, çünkü bir noktada finansal sorumluluğum var. Bu yüzden biraz ortadan kaybolmam kesinlikle normal."

"Nasıl ki Luca [de Meo, Renault CEO'su] çok önemli kararların tamamını bildiği için her zaman ensemde değilse, ben de o görüş bildirmeden ya da en azından onaylamadan veya görüşünü bildirmeden asla kritik bir karar almam."

"Otmar ve ben de aynı şekilde çalışıyoruz. Ben sadece ona bağlıyım ve olan biten her şeyden haberim var.

"Patron Otmar. Ona tamamen güveniyorum ve mükemmel bir iş çıkarıyor. Bu da bana huzur veriyor, kendisinin takımı büyütmeye devam edeceğine inanıyorum." dedi.