Rosberg: "Mercedes'te olduğum sırada Schumacher'den çok korkuyordum"

Rosberg'in Grand Prix kariyeri, Mercedes fabrika takımının 2010'da Formula 1'e geri dönüş yapması ile beraber farklı bir noktaya ulaşmıştı.

Alman pilot, bu süreye kadar Williams'da yarışmıştı ve düzenli olarak podyuma çıkmıştı.

F1'de geçirdiği dönemde Mercedes ile 23 yarış galibiyetinin yanında 2016 dünya şampiyonluğu alan Rosberg, şampiyon olduktan günler sonra emekliye ayrıldı ve yedi kez dünya şampiyonu olan Schumacher'in yanında başladığı Mercedes kariyerini 7 sezon sonra tamamladı.

Ancak Rosberg, F1'in sponsorlarından biri olan Heineken'e yaptığı röportajda, Schumacher'in Mercedes ile F1'e yaptığı beklenmedik geri dönüş sonucunda şaşkına döndüğünü ve bu durumun kendi amaçlarını yok edebileceğinden dolayı korkmuş olduğunu söyledi.

David Coulthard tarafından sunulan röportajda Rosberg, gülümseyerek, şunları söyledi: "O çok iyi bir an değildi."

"Mercedes takımına liderlik yapabileceğim için çok heyecanlıydım ve Schumacher ismi ufukta bile gözükmüyordu. Bir kişi bile o konu hakkında konuşmuyordu. Ancak bir anda Ross [Brawn, zamanındaki Mercedes patronu] beni aradı ve bana 'Bu arada, takım arkadaşın ne Jenson Button ne de Nick Heidfeld olacak, takım arkadaşın Michael Schumacher olacak.' dedi."

"Ve ben de 'Aman tanrım.' demeye başladım."

"Çok karmaşık fikirlere sahiptim; ona karşı yarışamayacağımı ve şansımın olmayacağını, tüm takımın bana karşı olacağını ve Michael'in beni manipüle edeceğini düşünüyordum."

"Ve aynı zamanda bir fikrim de yoktu, onunla başa çıkabilecek miydim? O gelmiş geçmiş en iyi pilot, ona karşı şansım var mı? O an çok ama çok çılgın bir andı."

Rosberg'in yaşadığı korkular ise asılsız çıktı ve Alman pilot, Mercedes'in ana pilotu olarak kendini kanıtladı.

Schumacher, F1'de geçirdiği son üç sezonunda zorlanırken Rosberg ise, fabrika takımının dönüşündeki ilk pole pozisyonunu ve ilk galibiyeti alan isim oldu.

Schumacher ile geçirdiği her sezonda kendisini geride bıraktı; ancak Rosberg, Schumacher ile geçirdiği anların "inanılmaz" bir deneyim olduğunu söyledi.

"O, takımda bir tanrı konumundaydı ve benim stratejilerim bile sadece Michael'la tartışılırdı, bana bir şey söylenmezdi."

"Michael psikolojik savaşın büyük bir ustasıydı. Bunun için özel olarak çabalaması bile gerekmiyor, rakiplerini psikolojik olarak alt etme içgüdüsü ona doğal bir şekilde geliyor. Ben onun takım arkadaşıydım bu yüzden onun en büyük rakibiydim ve bu sabahtan akşama kadar böyle giderdi."

"Verebileceğim çok örnek var. Monako'da yaşanan tuvalet olayı bunlardan sadece bir tanesi."

"Garajda sadece bir lavaboya sahiptik ve Michael içerideyken benim dışarıda beklediğimi biliyor çünkü hiç susmuyorum, içeride kim varsa kendisinin bir an önce çıkması gerektiğini söylüyorum çünkü bir panik içindeyim ve sıralama seansı öncesinde işimi görmem lazım."

"Ve o sadece saatine bakıyor, gayet rahat bir şekilde hazırlanıyor, çünkü biliyor ki bunu yaparak benim kafamda daha çok stres oluşturacak."

"Daha sonra lavabodan çıktı ve 'Özür dilerim, dışarıda beklediğini bilmiyordum.' dedi. Bu sırada ben büyük bir şekilde stres oldum ve bu şekilde daha çok endişelendim."

2012 sezonunun sonunda takımdan ayrılan Schumacher'in yerine, Rosberg'i çok uzun sürelerdir tanıyan bir isim geldi: Lewis Hamilton.

Rosberg, bu süreç ile ilgili şunları söyledi: "Pistteki en zor adamı mağlup ettim ve daha sonrasında bana 'Lewis Hamilton takıma geliyor.' dediler. Lewis'in gelişi ile beraber aklımda herhangi bir kötü düşünce yoktu. O bir dünya şampiyonuydu ve benim ise sadece bir F1 galibiyetim vardı. Ama meydan okumasını kabul ettim."

"2013'te gayet yumuşak bir sene geçirdik çünkü yarış galibiyeti için yarışmıyorduk. Zamanında birbirimizin en iyi arkadaşıydık, bu yüzden iyi bir başlangıç oldu. Ancak 2014'e geçtiğimizde, şampiyonluklar ve yarış galibiyetleri için yarışmaya başladığımızda farkına vardık ki ortada büyük bir ödül vardı. İkimiz de şampiyonluğu Mercedes ile kazanmanın hayalini kurmuştuk."

"Bu çok büyüktü. Bu yüzden gerektiğinde tavizler vermeye başlıyorsunuz ve yarışların kazanılması ile beraber arkadaşlık da bunun içine dahil oluyor. Hâlâ anlatılmayan pek çok hikaye bulunmakta. Belki 10, 20 veya 30 sene içerisinde bu hikayeler hakkında da konuşmaya başlayacağız."