Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye
Son dakika

Red Bull'un takım emrinde kim haklı?

Geçen sezon olduğu gibi Silverstone yine Red Bull'un takım içi dengelerinde bir çalkantıya sebep oldu. Takım, Mark Webber'e, Sebastian Vettel'i geçmemesi yönünde bir emir vermesine rağmen, Avusturalyalı bunu dinlemedi. Autosport yazarı Jonathan Noble son yazısında bu konuyu kaleme aldı.

Britanya Grand Prix'i ardından Webber ve Christian Horner'ın nasıl bir sohbet ettiklerini bilemeyiz. Ama ikisinin de kendisini haklı çıkartacak tezleri olduğundan eminim.

Webber açısından bakarsak, Vettel'i geçip ikinci olabilir ve çok değerli puanları hanesine yazdırabilirdi. Bu nedenle sinirli olması çok doğal.

Horner ise vermek zorunda kaldığı takım emrinden dolayı medyanın eleştirisine maruz kaldı. Özellikle daha geçen yıl takım emirleri ile ilgili dobra dobra açıklamalar yaptığı için F1 camiasında çok puan kaybetti.

Bunun ötesinde Webber'in 'kale almadım' demecinden dolayı yine Red Bull'un takımına isyan eden bir 2. pilot sıkıntısı ortaya çıktı.

Bu olay Ferrari'nin Hockenheim'da uyguladığı takım emri veya Türkiye'deki Vettel-Webber kazası kadar şiddetli bir olay değil, ama yine de Red Bull'un içinde hala gergin bir ortam olduğunu gözler önüne serdi.

Silverstone'a kadar her yarışta Vettel oldukça rahattı. Polden başlıyor ve takım arkadaşından uzak bir mesafede en önde lider gidiyordu. Bu takım için harika bir tabloydu. Pilotları birbirine yakın gitmeden iyi sonuçlar elde ediyorlar ve şampiyonluğa doğru emin adımlarla ilerliyorlardı.

Aradaki fark Webber'in yeni lastiklere alışamamasından dolayı kaynaklanıyordu ve sonunda Silverstone'da fark kapandı.

Red Bull için haftasonu gaz-kesmeli difüzör yasağından dolayı endişe verici bir şekilde başlamıştı zaten. Üstüne üstlük Mercedes-Benz motorlarına da motor hacmini arttırma imtiyazı verilince, kanatlı boğalar iyice gerildi.

Açıkça bu işten hiç hoşnut olmayan Red Bull teknik şefi Adrian Newey, takımın web sitesinde yaptığı açıklamada, 'Net bir şekilde Mercedes bir avantaj elde etti.' demişti.

Cuma günü gaz-kesmeli difüzörü %50 oranında kullanım hakkını elde eden Red Bull biraz rahatlamış, fakat Cumartesi günü bu imtiyazın geri alınması ile iyice çileden çıkmıştı.

Herşeye rağmen yarışın ardından alınan ortak karar ile gaz-kesmeli difüzör yönetmeliğinde Valensiya öncesine dönülmesi kararlaştırıldı. Böylece Red Bull uçmaya devam edebilecek gibi görünüyor.

Avusturyalı takım difüzör sorununu halletti. Fakat şimdi daha büyük bir sorun ortaya çıkıyor. Vettel ve Webber'in takım içi dengelerini alt üst etme ihtimali var çünkü Webber her yarışta biraz daha hızlanarak Vettel'e yaklaşıyor.

Webber, Silverstone'da polü aldı ve startta kötü bir kalkış yapsa da yarışın geri kalanında iyi bir tempo tutturarak son turlarda takım arkadaşını yakalamayı başardı.

2011'de ilk kez Vettel'i mağlup etme şansını yakalayan Webber 'Aradaki farkı koru' emrini alınca hayal kırıklığına uğramış olmalıdır herhalde.

Bu heyecanlı 2.lik mücadelesini engellemeye yönelik olan takım emri Tv'den yayınladıktan sonra medya merkezinde gazetecilerden hoşnutsuzluk sesleri yükselmeye başladı.

Yine de durum tam olarak siyah-beyaz değil. Horner veya Webber'in haksız olduklarını kanıtlayacak bir durum yok. İkisi de kendi sebeplerine sahip. Ama her ikisi de takımın itibarı için farklı davranabilirdi.

Horner doğal olarak takımın değerli puanlar kaybetmesinden korkarak böyle bir emir verdi. Ama acaba Vettel arkadaki isim olsaydı yine 'aradaki farkı koru' cümlelerini mi sarfedebilir miydi? Vettel'e aynı tür bir takım emri verilmezdi büyük ihtimalle.

Ama Horner'ı asıl kötü duruma düşüren Pazar akşamı verdiği, 'Bu kapışma duvarda bitebilirdi.' demeci oldu. Bu Türkiye 2010'dan sonra Horner'ın pilotlarına bir güveni kalmadığını gözler önüne seriyor. Yani Vettel ve Webber, Türkiye'den sonra bile akıllanmayan ve takımı hiçe sayarak kaza yapma pahasına birbirlerini geçmek isteyen aşırı agresif pilotlar mı?

Öte yandan bu kadar uzun süredir sporu şova dönüştürme çabasında görünen ve takım emirlerine karşı duruşu ile nam salan bir takımın bu durumda kalması kötü oldu. Acaba Horner o sırada telsizden, 'Evet beyler kapışabilirsiniz. Ama puanları riske atmayın! Birbirinize çarpmanızı tolere edemeyiz...' deseydi daha iyi olmaz mıydı?

Buna sadece Horner karar verebilir. Eminim kendisi de o durumda farklı bir strateji uygulamak isterdi. Ama olan oldu, şimdi durumu toparlamaya çalışacak.

Webber'in böyle bir takım emrinden dolayı üzgün olması gayet doğal. Sonuçta o içten gelen yarışma azmi ile seyircilerin gözdesi. Fakat böyle bir durumda takımı ne isterse onu yapmak durumunda.

Takım emirlerinden sonra sinirlenen pilotları geçmişte de gördük. İlk akla gelenler 1997 Jerez ve 1998 Melbourne'de David Coulthard ve 2003 Magny-Cours'da Juan Pablo Montoya'nınkiler. Ama bu olayların hiç birinde pilot takımına karşı gelmemişti.

Yani Webber emre uyup yarışın ardından takımı eleştirebilir, mutsuz olduğunu söyleyip kendini acındırabilir veya takım arkadaşı ile kaza yapmadan mücadele edebileceğini iddaa edebilirdi. Ama bunun yerine 'emre uymadım' demeyi tercih ederek antipatik bir duruma düştü.

Webber'in takım emrine uymadan Vettel'i geçmeye çalışması ve ardından da aralarında herhangi bir kaza yaşanmaması Red Bull'un emrinin ne kadar gereksiz olduğunu gözler önüne serdi. Webber, son turlarda Vettel'i geçmeye çalışırken çok daha fazla riske girebilirdi. Vettel'de daha sert bir savunma ile kazaya neden olabilirdi. Ama hiç bir temas yaşanmadı ve ikisi de rahatça podyuma çıktı. Bu Horner'ın pilotlarına daha çok güvenmesi gerektiğini gösteriyor.

Ama aynı zamanda Webber'in, Vettel'i geçecek bir fırsat bulamamış olması da Horner'ı biraz haklı çıkarıyor. Boş yere iki pilot riske girdiler ve çok değerli puanları tehlikeye attılar.

Aslında bu olay sadece Silverstone'nun son dört turu ile sınırlı değil. Çünkü her iki taraf da bundan sonraki yarışlarda daha temkinli ve bu olayı hatırlayacak davranacaklardır.

Bir de olayın şu tarafı var, ki bu en önemlisi: Red Bull pilotlarına güvenmiyor mu? Acaba Webber'in takımda kalması için ne şartları kabul etmesi gerekecek? Bu pilot ve patronu arasında bir savaşın başlangıcı mı?

Bu sorulara ancak Horner ve Webber'in kendileri cevap verebilecekler. İkili kapalı kapılar ardından neler konuşacak göreceğiz...

Kaynak: Autosport - Jonathan Noble

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Britanya GP Teknik Değerlendirme
Sonraki haber Whitmarsh: F1 dijital çağı kucaklamalı

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye