Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye
Son dakika

Raikkonen'den beklentilerimiz

Kimi Raikkonen'in Formula 1'e dönüş haberi milyonlarca hayranını son yarışlara doğru iyice sıkıcılaşan 2011 sezonu uykusundan uyandırdı. Fakat Fin pilot rekabetçi bir seviyeye gelmesi için desteğe ihtiyacı olan Lotus Renault ile zorlu bir sezona hazır mı? Autosport'dan Edd Straw bu konuyu kaleme aldı.

Yazıya başlarken öncelikle şunu belirtmem gerek: Ben bir Raikkonen düşmanı falan değilim. Zaten böyle olmam için bir neden de yok, çünkü o bu spora ayrı bir tat katan, hiç bir şeyi takmayan, karizmatik bir pilot.

Bu süper-hızlı pilot, eğer Mercedes daha dayanıklı motorlar üretebilmiş olsaydı, 1'den fazla kez şampiyonluk yaşamış olabilirdi.

Öte yandan 2008 ve 2009 sezonlarında da insanların düşündüğünden çok daha iyi bir iş çıkardı. 2008'de performansını son çeyrekte kaybetmiş olsa dahi hala iyi bir hıza sahipti. Sadece Bridgestone lastiklerinin dengesine uyum sağlayamıyordu.

Elbette bir pilot olarak lastiklere uyum sağlamak onun işi, fakat dengeyi tutturduğu zaman en az diğerleri kadar hızlı olmayı başarıyordu. Elde ettiği 10 tane en hızlı tur zamanı bunun bir kanıtıydı adeta.

Raikkonen'in sahip olduğu yetenek asla tartışılamaz. Bununla birlikte hala 32 yaşında ve yeterince genç sayılır.

Fakat burada aklıma takılan soru onun yeterince rekabetçi olmayan bir araçla neler yapacağı? Ayrıca kendisine kazanma şansı vermeyen bir takıma ne kadar tahammül edebilir?

Bu soruya aklımda iki farklı cevap beliriyor. Umarım ilki doğru çıkar ki bu şöyle: Raikkonen bir kaç sene F1'den uzaklaştığı için bu arada tahammülü ve sabrı yeniden artmış olarak bir Grand Prix yarışına daha olgun yaklaşabilir. Ayrıca tüm kalbini spora vermeye de hazırdır. Sonunda içinde saklı olan yeteneği keşfedip daha bu spora vermesi gereken şeyler, kazanması gereken yarışlar olduğu idrakına varmış da olabilir. Kafasında 2. ve hatta 3. şampiyonluklarının hayalini kuruyordur belki.

Fernando Alonso veya Sebastian Vettel kadar olmasa da, varıyla ve yoğuyla kendini takımına vermeye hazır olabilir. Bu sefer sahip olduğu yeteneği sonuna kadar kullanmayı kafasına koymuştur belki.

İşte bu herkesin görmeyi umut ettiği bir Raikkonen, ki asla imkansız bir durum da değil. Eğer F1'e dönme kararını verdiyse (Ki önünde caydırıcı bir Michael Schumacher örneği var) en azından yukarıda saydığımız ruh haline yakın bir durumda olması lazım.

Bir de bardağın boş tarafı var tabii. Raikkonen genelde keyfine düşkün tavırları ile dikkat çekmiştir. F1'den sıkılıp WRC'ye gitmişti, ama orada da kendini çok fazla yormaktan kaçındı. Hatta ko-pilotun etap notlarını bile okumaya üşenirmiş bazen.

Böyle bir Raikkonen, Lotus Renault'nun kötü bir araç sunması halinde bir kaç yarış içinde sıkılıp umutsuzluğa kapılabilir. Geri dönüş amacı sadece eğlenmek ise bu pek parlak bir geri dönüş olmayabilir. Çünkü geri döndüğü takıma çok çalışıp destek olması şart.

Şu anda her iki ihtimale dair herhangi bir kanıt yok elimizde. Ancak bunu gelecek sezon görebileceğiz. Umarım ilk ihtimal ağır basar ve gridde tozu dumana katan bir Buz Adam izleriz.

İşe bir de Renault tarafından bakmak gerek. Takım şu anda Lotus'a dönüşmekte ve bu çok kritik bir geçiş dönemi olacak. Bu sezonki önden çıkışlı egzoz hezimetinin, Robert Kubica talihsizliğinin ve Singapur gibi korkunç yarışların ardından takım moralini toparlayıp tekrar 2010'daki momentumu yakalamalı.

Takım 2010'dan beri Kubica'nın çevresinde şekilleniyor ve adım adım yukarı tırmanıyordu. Kubica gidince bu tırmanış da sona erdi.

Şimdi Raikkonen aynı görevi üstleniyor. Takıma yeni bir kalp takılacak ve çalışanların bunu kabul etmesi gerek.

Önceden Fin pilotla çalışan herkes onunla geçinmenin ne kadar kolay olduğundan bahseder, fakat takım onun bir an bile gevşekliğini farkederse bu moralleri alt üst edebilir.

Takıma alışma ile beraber önünde Pirelli lastikleri, yakıt ikmalsiz yarışlar ve DRS gibi başka sınavlar da var. Malesef eskiden olduğu kadar test sürüşü yapma şansı olmadığı için alışmakta zorlanacaktır. Desteğe ihtiyacı olan bir takımla anlaştığı için bir an önce pilotaj zorluklarını aşıp, takımına yardım etmeye başlamak zorunda.

Elbette fazla bir yorum yapmak için daha erken, ama hem Raikkonen'in hem de Renault'nun bir kumar oynadıklarını söyleyebiliriz herhalde. Bu kumarın sonucunu ise görmemize daha aylar var. Beklemek zor olacak.

Onun tekrar şampiyonluk savaşı verecek bir potansiyeli olduğunu kimse inkar edemez. Umarım F1 sporu, takımı ve kendisi için tarihin en güzel geri dönüşlerinden birini gerçekleştirir ve kariyerine güzel bir şekilde son noktayı koyar.

Bu kadar sıkıcı yorumun ardından şunu da kabul etmeliyim: Şimdi Kimi Raikkonen'i sorgulama zamanı değil, onun dönüşünü kutlama zamanı. Tek yapmamız gereken sevinmek ve ona iyi şanslar dilemektir.

Ayrıca ondan daha ilk yarışlarında harika sonuçlar beklemeyin. 2009 sezonundaki gibi sonradan açılırsa ilk yarışların ardından yapacağınız olumsuz yorumlar sizi utandırabilir. Elbette 2 senelik toprak, taş ve çamur dolu bir aranın ardından bir süre adapte olma evresinde kalacaktır.

Eğer geri dönüşü başarılı olursa, F1 bundan büyük bir gelir elde edecek. Tabii Lotus Renault ve kendisi de en az spor kadar parlayacak.

Şimdi 2012 sezonunu hayal edin... Raikkonen-Schumacher-Alonso-Hamilton-Vettel farklı takımlarla bir şampiyonluk savaşında... Ağzınız sulandı değil mi? Umarım bu hayal gerçekleşir.

Kaynak: Autosport - Edd Straw

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber FIA 2012 Formula 1 listesini açıkladı
Sonraki haber Raikkonen'den inciler

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye