Mosley: "F1, kararsız kalarak en büyük hatayı yaptı"

İptal edilen Avustralya Grand Prix'sinin ardından konuşan Max Mosley, Formula 1'in krizlere hızlı bir yanıt vermesi gerektiğini düşünüyor, çünkü insanların böyle bir durumu asla affetmeyeceğine inanıyor.

1993 ve 2009 yılları arasında FIA'nın başkanlığını yapan Mosley, büyük çaplı kararlar alırken eleştirinin kaçınılmaz olduğunu, çünkü asla yeterli bilgi olmadığını söyledi.

“İnsanlar sizi yanlış bir karar için affedebilirler, ancak kararsız olduğunuz takdirde affetmezler. Bir karar vermelisiniz ve ne kadar çabuk karar verirseniz o kadar iyi.”

Mosley, hiçbir zaman böyle bir durumla karşılaşmadığını, ancak Michelin lastiklerinin, oval viraj için yeterli dayanıklılıkta olmadığı 2005 Indianapolis yarışındaki durumu ele almanın hiç de kolay olmadığını söyledi. O yarışta sadece Bridgestone lastiği kullanan araçlar yarışa katılmıştı.

“Bu, kararını vermeniz gereken durumlardan biriydi ve ne yaparsanız yapın, eleştirileceksiniz."

“Açıkçası tüm büyük kararlar yetersiz bilgi ile alınıyor. Hayat böyle. Herhangi bir örneği düşünün; elinizde zaten tüm bilgiler var ve karar kendi kendine veriliyor."

“Herkes kulağınıza bir şeyler söylüyor. Ancak sonunda, o zaman verdiğimiz kararı uyguladık."

“Geriye dönüp baktığımda, çok fazla insanı rahatsız etmesine rağmen yapılacak en doğru, hatta %100 doğru şey buydu."

"Ama ne yaparsanız yapın, eleştiriliyorsunuz."

Mosley, o dönem Michelin lastikli takımlara karşı sağlam bir duruş sergiledi. Pisti değiştirme planlarını reddettiği gibi, oval virajda hız düşürme fikrini de kabul etmedi.

Bu, 14 Michelin lastikli aracın formasyon turu sonrası garaja gelerek yarış bıraktıkları anlamına geliyordu.

Mosley, “Yapılacak hiçbir şey yoktu çünkü Michelin güvenli bir lastik üretememişti. Michelin takımlarına pit yolundan geçmek de dahil olmak üzere üç seçenek sunduk, ama hepsi dezavantajlıydı."

“Yine de en azından yedinci veya sekizinci olurlardı. Sanırım bizi bir şikan eklemeye zorlayabileceklerini düşündüler. Ancak bu, sportif nedenlerle söz konusu bile değildi. Ama en önemlisi yasal sebepler yüzünden mümkün değildi." dedi.