Metin Mete yazdı: Monaco'da podyum tekrar kıpkırmızı
Formula 1 takviminin en prestijli yarışı Monaco GP sürprizleriyle olduğu kadar kafalardan sildiği bazı soru işaretleriyle de bu sezona damgasını vurdu. Pist üstü pozisyonunun takvimde en kritik öneme sahip olduğu pistte üst üste ikinci yıl pole sahibinin galibiyeti kaçırması da ayrı bir ilginçlik oldu. Bu nasıl oldu, tabii ki yazımızın en önemli konusu.
Fotoğraf: Sutton Images
Metin Mete'nin Köşesi
Metin Mete'nin köşe yazıları burada
Perşembe antrenmanları başladığı gibi bitmedi aslında, başlangıçta Mercedes güçlü gözükürken ikinci seansta bir anda büyü uçup gitti. Takım sonradan ayar değişikliği yaptık ve bu çalışmadı dese de tüm yarış hafta sonu boyunca devam edecek bir sıkıntı olduğu ortaya çıktı.
Bunda temel olarak Mercedes’in bu pistte lastiklerini uygun sıcaklığa getirememesi ve griddeki dingil mesafesi en uzun aracın takvimin en dar virajlarına sahip pistiyle uyumsuz olması etkili oldu. Yeri gelmişken, Monaco’da diğer pistlerden farklı olarak birinci ve ikinci antrenmanların neden Cuma değil de Perşembe yapıldığının cevabını verelim, bu soru zaman zaman gelir.
Hristiyanlıkta Paskalya bayramından 40 gün sonraki Perşembe günü İsa’nın göğe yükseliş günü olarak anılır ve o gün tatildir. Bu da genellikle Monaco GP haftasına denk gelir. O gün tatil olduğundan herkes evindedir, yollar müsaittir ve F1 antrenmanı Monte Carlo halkını daha az rahatsız ederek koşulur.
Bir diğer sebep de her Cuma günü Monaco Prensinin bir kiliseye çiçek takdim etme gerekliliği. Bu kilise hepimizin her yarış başında yüreğini ağzına getiren ilk viraja adını veren Ste.Devote kilisesidir. Prens antrenmanlar yokken rahatlıkla bu görevini Cuma günü yerine getirir.
Pist üstü performanslara dönecek olursak, Cumartesi antrenmanları takımların performans durumlarını sadece pekiştirmemize yaradı ve bu bilgiler ışığında sıralamalara başladık. Sıralamaların ilk sürprizi Dünya Şampiyonu Lewis Hamilton’ın bir türlü kendisini son seansa bırakacak performansı gösterememesi oldu. Fena sayılmayacak son turu da pistteki sarı bayraklar nedeniyle çöp oldu ve İngiliz pilot yarışa çok gerilerden başladı.
Pole pozisyonu Vettel’e gidecek gibi dururken Ferrari pilotu Massenet’te hata yapınca pole elinden kaçtı, ancak yine de Bottas’ın önünde kalacak kadar iyi turladığı için kendisi için çok önemli ikinci cebe yerleşti. Pole sahibi ise belki de geçen hafta Mercedes/Ferrari pilotları arasında pole kime gidecek diye anket yapılsa en düşük oyu alacak Raikkonen oldu.
Start çok temiz geçildikten sonra ilk bölümde Kimi’nin turları Vettel’den daha iyiydi. Tabii bunu önünün açık olmasıyla da açıklayabiliriz. Fark 2 saniyenin üzerine çıktıktan sonra bir süre sabit kaldı ve Vettel Kimi’ye yaklaşmaya başladı. Fark trafiğin de etkisiyle 1 saniyenin altına düştüğü sırada arka tarafta pit stoplar başladı. Verstappen ve Bottas aslında Ferrari ile değil birbirleriyle yarıştıklarının farkında oldukları için önce Verstappen bir pit avantajıyla önde çıkmak için pite girdi. Mercedes de buna engel olmak için ertesi tur Bottas’ı pite aldı.
Yarışın kırılma anı da bu sırada yaşandı. Ferrari “Bu pilotlardan erken pitle gelebilecek tehlikeyi ortadan kaldırmak için” Raikkonen’i bir sonraki tur pite aldı. Takımın yaptığı açıklama bu şekilde. Elbette o sırada liderden 22 sn gerideki Sainz’ın pist üstündeki pozisyonu da bir etkendi. Ferrari, Vettel öne geçsin diye Raikkonen kurban edildi şeklindeki komplo teorilerine karşılık bir pilotunuzu trafikte bırakıp öteki pilota avantaj sağlamak için çılgın olmak lazım dedi sonradan. Aslında haklılar, ben de amaçlarının başlangıçta Vettel’i öne almak olduğunu düşünmüyorum. Baştaki planları da bence bu değildi. Eğer Vettel’i önce pite alsalar bu çok daha şüpheli olurdu, çünkü genelde ikinci sıradayken öndekinin önünde pitten çıkmak için erken pite girersiniz. Yalnız iki konu çok masum durmuyor.
Birincisi; Perşembe antrenmanları ultra yumuşak lastiğin performansının daha uzun süreceğini göstermişti. Raikkonen daha fazla kalabilirdi. İkincisi ve asıl önemlisi, eğer takım sadece Kimi’yi düşünse Vettel’i pite almak için 1-2 tur beklerdi, 5 tur değil. Peki ne oldu o sırada?
Benim yorumum, Vettel’in liderliği devraldıktan sonraki muhteşem tur zamanlarının takıma geç pit fikri vermiş olması. Öyle ki Alman pilot pite girmeden önceki son 3 turundaki 9 sektörün 8’inde mor sektör süreleri dediğimiz yarışın en hızlı zamanlarını çıkardı. Size yarışı kazandıran da bu istisnai performanslardır.
Benim görüşüme göre takım Vettel’in sürekli mor sektör zamanlarını da görünce zaten öncelik verdikleri Alman pilotu biraz geç pite alarak hem dubleyi hem de sezonun üçüncü Vettel galibiyetini garanti altına alabileceklerini anladı ve stratejiyi bu şekilde değiştirdi. Eğer Vettel’in zamanları ortalama zamanlar olsaydı 3 tur sonunda pite alınır ve Kimi’nin arkasında çıkardı. Yarış sırasında dediğim gibi, şampiyonluklar böyle kazanılıyor. Vettel’in bu performansı bana Brawn-Schumacher dönemini hatırlattı, böyle zor anlarda Schumi’den istenen neyse çıkar yapardı ve yarışı koparırdı.
Netice olarak, Kimi Raikkonen’in trafikte kalarak kaybettiği zamanlar ve Vettel’in gerek pit öncesi gerekse pit sonrası süreleri podyumun ilk basamağının el değiştirmesine neden oldu. Vettel’in pitten çıkınca super yumuşak lastiklerle her tur Raikkonen’den 0.5-0.6 sn hızlı turlar atması ve güvenlik aracı öncesi farkı 13 saniyeye kadar çıkarması Ferrari’nin uzun vadeli planlarında soru işareti oluşturacaktır.
Bu anlamda morali bozulan Raikkonen’in yarışı bırakması pek hoş olmadı. Aynı durumda Vettel zorlamaya devam ederdi bana göre. Bu stratejide Ferrari masum değil, istese Raikkonen’i önde çıkarabilirlerdi. Ancak, onlara bu cesareti veren Vettel’in yüksek performansıydı. Sezonun geri kalanında Raikkonen’in bir galibiyet alması moralini yerine getirir. Spa yaklaşıyor diyeyim özetle...
Mercedes’e gelince, yarışın hiç bir yerinde Ferrari'ye performans açısından yaklaşamadı. İki pilot da görece zayıftı ve özellikle Hamilton’ın yaşadığı yavaşlığı anlamayamadığını söyledi takım. Biraz da şansın etkisiyle kazalar onu 7. sırada hasar azaltma moduna soktu. Sene başından beri hangi takım daha hızlı sorusu burada net bir cevap buldu bana göre. Eğer Vettel İspanya’da hata yapmasa son 3 yarışta aslında pole pozisyon Ferrari’de olacaktı, bunu teyzemin bıyığı olsaydı dayım olurdu sözü gibi görmeyin. Aslolan hızdır. Ferrari bu hıza sahipti.
Yarış galibiyetlerine de baktığımızda 6 yarışta 6 galibiyet yapacak hızı vardı Ferrari’nin. Kaybettiği üç galibiyeti de hatalarla ve strateji nedeniyle kaybetti. Bahreyn’in hızlı virajlarında, Barcelona’nın sert zemininde ve tüm viraj çeşitlerini barındıran pistinde ve Monaco’nun dar virajlarında ve yumuşak zemininde en hızlı olmayı başaran Ferrari şu anda her koşulda en hızlı ve dengeli araca sahip. Mercedes’in işi gerçekten de hiç kolay değil.
Bu durum da sözlere ve tavırlara yansıyor. Lewis Hamilton yarıştan sonra sıcağı sıcağına Ferrari Vettel’i kayırıyor ve Raikkonen’i kullanıyor gibi bir çıkışta bulundu ancak bu çok komikti bana göre. Sadece bir yarış önce pit sonrası yarışı kazanacak durumda olan Vettel’i arkada tutmak için Bottas’ın pitini geciktiren ve onu feda eden Mercedes bunu Hamilton için yapmıştı. Durum böyleyken bu eleştiri ve serzeniş biraz yersizdi.
Mercedes kampındaki en akl-ı selim açıklamalar Toto Wolff’den geliyor. Toto Wolff Ferrari’nin kimi neden kayırdığına kafa yormak yerine yavaşlığa odaklanıyor. Önümüzdeki Kanada pistinde Mercedes’in yüksek sürat nedeniyle önde olma ihtimali daha yüksek. Orada alınacak bir galibiyet ve pole takıma moral kazandıracaktır.
Monaco GP’de görüp şaşırdığım bir konu da Button’ın ve Perez’in garip kazalarıydı. Button gibi tecrübeli bir pilotun pistte atak yapmanın en anlamsız olduğu yerlerden birinde bir pilot arkadaşının güvenliğini tehlikeye atması çok yanlıştı.
Yine Perez’in atağı da aşırı iyimserdi. Evet Kvyat biraz fazla kapı açtı ama oradan iki aracın yan yana güvenli geçmesi imkansızdı. Bu da yine gereksiz bir kazaya yol açtı.
Değinmek istediğim başka bir konu da pit stoplar. Geçen yıl Williams bu konuda başı çekiyordu. Bu yıl da Williams çok hızlı pit stoplara imza atıyor. Ancak Mercedes de Williams’la neredeyse aynı zamanları çıkarıyor. Ferrari’nin pit stopları bu iki rakibinden 0.8-1.0 sn daha yavaş. Pist üstünde zorlukla kazanılan 1 saniyenin pitte kaybedilmesi Ferrari’ye not kaybettiriyor. Bu konuda bir çözüm bulmalılar.
Gelecek yarış takvimin ilk düşük downforce pisti Kanada’dayız. Kanada fren katili olmasıyla bilinir. Bu yıl da frenler bir çok sürücünün canını yaktığı için çok farklı bir yarış ve sonuçlar görebiliriz. Mercedes motorlu takımların daha iyi görüneceği Kanada’da Ferrari-Mercedes çekişmesinin sezonun kalanında ne şekilde gelişeceğine dair fikrimiz olacak.
Motorsport topluluğunun bir parçası olun
Yorumlara katılınBu İçeriği Paylaşın veya Kaydedin
WSBK Assen: Cuma antrenmanlarında lider Bautista, Toprak ikinci!
Marko'ya göre Vettel, F1'e 'bir şartla' geri dönebilir
Hırvatistan Rallisi: Neuville ve Evans ilk günün sonunda liderliği paylaştı
Oliveira, MotoGP'nin artık 'çok kolay göründüğünü' düşünüyor
Analiz: F1'deki bir sonraki büyük şey "Yapay Zeka" olacak
Analiz: Ferrari, yeni kuralların 2. senesinde Mercedes'le olan farkı kapatabilecek mi?
Analiz: Mercedes'in olağanüstü yetenekli pilotu neden F1'de geri plana düştü?
Analiz: Verstappen, nasıl Hamilton için en büyük tehditlerden oldu?
Abone olun ve Motorsport.com'a reklam engelleyicinizle erişin.
Formula 1'den MotoGP'ye kadar doğrudan padoktan haber yapıyoruz çünkü biz de sizin gibi sporumuzu seviyoruz. Uzman gazeteciliğimizi sunmaya devam etmek için web sitemiz reklam kullanıyor. Yine de size reklamsız bir web sitesinin keyfini çıkarma ve reklam engelleyicinizi kullanmaya devam etme fırsatı vermek istiyoruz.
Öne Çıkan Yorumlar