Kubica'nın kazandığı, Honda - Alonso haberlerinin çıktığı yarış: 2008 Kanada GP
2008 Kanada GP, hem pist üstünde hem de pist dışında birçok olayın yaşandığı çok hareketli yarışlardan birisiydi.
Fotoğraf: LAT Images
Pit alanında yaşanan kazanın sesini, Gilles Villeneuve Pisti'nin pit çıkışının sonuna yakın bir yerde yer alan basın odasındaki koltuğumdan duymuştum.
Televizyon yayınındaki gecikme nedeniyle verilen tepki de gecikse de, Autosport'taki iş arkadaşım Jonathan Noble'a "O da neydi öyle?" demem için yeteri kadar vakit vardı. Ardından monitörlere baktığımızda Lewis Hamilton'ın, pit yolunun sonunda duran Kimi Raikkonen'e arkadan vurduğunu görmüş olduk. Çok geçmeden bu kargaşaya Nico Rosberg de dahil oldu.
Carnage at the pit lane exit as Lewis Hamilton, McLaren MP4-23, ran into the back of Kimi Raikkonen, Ferrari F2008, and was in turn hit by Nico Rosberg, Williams FW30, upon realisation that the lights at the exit were red
Photo by: Lorenzo Bellanca / Motorsport Images
Carnage at the pit lane exit as Lewis Hamilton, McLaren MP4-23, ran into the back of Kimi Raikkonen, Ferrari F2008, and was in turn hit by Nico Rosberg, Williams FW30, upon realisation that the lights at the exit were red
Photo by: Lorenzo Bellanca / Motorsport Images
Bir sonraki tuhaf olay, Steeve Cooper'ı görmek oldu. Daha önce gazeteci olarak çalışan Cooper, McLaren'ın PR ekibine dahil olmuştu. Onun Autosport'taki yerini ben almıştım. Cooper, kazanın ardından pit boyunca Lewis'i yakalamak ve onu sakinleştirmek için gitti ancak Cooper, oraya gitmeden önce monitöre bakmadığını ve tam olarak ne olduğunu dahi bilmediğini söyledi.
Lewis Hamilton, McLaren and Kimi Raikkonen, Ferrari
Photo by: Sutton Images
Lewis Hamilton, McLaren MP4-23, returns to the pits after his crash with Kimi Raikkonen, Ferrari F2008
Photo by: Steven Tee / Motorsport Images
Profesyonel olarak bu hafta sonu benim için, yazdığım en iyi haber nedeniyle ayrışıyor. Aslında hiç olmamış bir olayı yazdım! Durun size açıklayayım...
F1 padoğu içerisinde hemen herkesin bir başkasıyla konuştuğunu görürsünüz. Pilot menajerleri, takım patronları, sponsorlar... Araçların pistte olmadığı diğer zamanlarda, herkes padokta bir başkasıyla dedikodu yaparak zamanını geçirir, neler olduğunu ve seçeneklerini öğrenirler. Aptal sezon, bu dedikodularla başlar!
O günün ana maddelerinden birisi, Fernando Alonso'nun sıradaki hamlesinin ne olacağıydı. McLaren'da 2007'de geçirdiği hararetli sezonun ardından Alonso'nun Renault'da geçici olarak kalacağı belliydi. Peki ama nereye, ne zaman gidecekti? Ferrari listenin başında yer alıyordu ancak ticari açıdan bu kolay değildi. Bu açıdan başka üretici takımı seçenekleri olabilirdi.
Sebastian Vettel, Scuderia Toro Rosso STR03 leads Robert Kubica, BMW Sauber F1.08 and Fernando Alonso, Renault F1 Team R28
Photo by: Sutton Images
Fernando Alonso, Renault R28
Photo by: Sutton Images
Gazeteciler bazen padok konuşmaları için iç seslerini dinlerler. Bu konuda iyi bir yön bulabilmek için, çok fazla kişi ile konuşup bilgi almaya çalışırlar. Cooper'ın bana bu konudaki tavsiyesi, "en az iki kişiden duymadan, hiçbir şeye inanma" olmuştu.
Perşembe günkü medya seansında Alonso'nun yanına gidecektim ve mümkün olan en iyi hikayeyi çıkarmak istiyordum. Yedek planım KERS hakkında bir analiz hazırlamaktı ancak gerçekten Fernando'nun geleceğiyle alakalı bir yazı hazırlamak istiyordum.
Alonso, pist dışındaki oyunları seven bir isim. Yazılmasını istediği şey konusunda size mesajını vermek ister. Yani bir şey söylediğinde, onu kendi yazınıza uygun bir şekilde kullanabilirsiniz.
Steve'in rolünde ikinci yarış hafta sonumdu. Bu yüzden Jonathan beni daha önce karşılaşmadığım insanlarla tanıştırıyordu. Öğleden sonra Honda ekibi arasında takılırken Jon, Honda Racing'den üst düzey bir isim gördü ve hemen ona koşarak bir şeyler içip sohbet davetinde bulunduk. Bu sosyal bir sohbetti. Herhangi bir defter ya da kayıt cihazı yoktu. İki taraflı söylentiler paylaşılıyordu. Jon bir anda harika bir şekilde konuşmayı çevirdi ve "Fernando ile görüşmeler nasıl gidiyor?" diye sordu.
Kısa süren şaşkınlığın ardından Honda çalışanı, "Evettt, aslında iyi. Görüşüyoruz ve birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Onun anlaşılması zor bir insan olduğunu duyuyorsunuz ancak şu ana kadar harikaydı." şeklinde cevap verdi.
Woww diye tepki verdim ve ardından, "Yani onun gelecek sene için listenin başında yer aldığını söyleyebilir miyiz?" diye sordum. Bunun üzerine kendisi, "Evet, kesinlikle bir numaralı hedefimiz." dedi.
O dönemde kimse Alonso'yu Honda ile ilişkilendirmiyordu. Takım içerisinden üst düzey bir isim bize bağlantı olduğunu doğrulamıştı. Yazımda onun adını kullanma şansım yoktu ancak en azından hazırlayacağım yazıya dair bana önemli bir yön vermişti. Bu bilgileri almamın ardından artık Fernando'nun ne diyeceğine bakacaktım. Röportaj yerine çok erkenden giderek hemen onun karşısına gelecek yere oturdum ve soru sorabilmek için pole pozisyonunu kazandım. Artık tüm dünya bu konuya odaklanacaktı.
Fernando Alonso, Renault F1 Team R28
Photo by: Glenn Dunbar / Motorsport Images
Fernando Alonso, Renault R28
Photo by: Motorsport Images
Ona nasıl yaklaşacağıma karar verdim ve 2009 kurallarının oyunu ciddi ölçüde değiştirip değiştiremeyeceğini, Honda gibi bir takımın daha güçlü bir takım olup olamayacağını baz alan açık uçlu bir soru sordum.
O an doğrudan gözlerime bakarak, "Gelecek sene herkes sıfırdan başlayacak. Aerodinamik açıdan her takım her sene % 5 ya da 10 gelişiyor. Bir seneyi kaçırırsanız, seneler boyunca diğerlerinin gerisinde kalırsınız."
"Gelecek sene ise böyle bir soru olmayacak. Bu yüzden bu tür değişikliklerde her zaman sürpriz olur. Gelecek sene her takım güçlü olabilir." cevabını verdi.
2009'da olanlara bakarsak, bu cevap ileri görüşlü bir cevaptı. Öyle değil mi?
Başka birisi soru sormadan hemen atladım ve "Fernando, F1'deki güç dengelerinin büyük ölçüde değişebileceğini söyledin. Bu durum kararını nasıl etkileyecek?" diye sordum.
Bunun üzerine Alonso, "Sakin olup herkesi dinleyeceğim. Günün sonunda birisine güveneceğim. Herkes gelecek sene konusunda çok iyimser ancak bu herkes için aynı. Birilerinin diğerlerinden daha zekice iş yaptığı konusunda iç hislerinize güvenmeniz gerekiyor." cevabını verdi.
Ross Brawn, Team Principal, Honda Racing F1 Team
Photo by: Andrew Ferraro / Motorsport Images
Ross Brawn Team Principal, Honda Racing F1 Team and Flavio Briatore, Renault F1 Team, Team Chief, Managing Director
Photo by: XPB Images
Peki bu sporda kim Ross Brawn'dan daha zeki olabilir? Alonso'nun bu açıklamalarıyla artık yazımı hazırlayabilirdim. Hazırladığım başlığın yazısını, "Honda, Alonso'yu takımda istiyor" şeklinde başlıkla yayınladım. Honda o yaz, büyük maaş miktarı ile resmi teklifini yaptı ancak Alonso, muhtemelen o dönemdeki menajeri Flavio Briatore'nin Honda'nın F1'den çekileceğini ön görmesiyle teklifi reddetti. O sene küresel ekonomik kriz eylül ayında Lehman Brothers'ın batmasıyla tam olarak kendisini gösterdi. Bu durumda kim, Brawn'ın 2009'da Honda'nın küllerinden mucize gösterebileceğini hayal edebilirdi ki?
Bu anlaşma olmasa da, o dönemde Autosport için yazmış olduğum yazıdan dolayı gurur duyuyorum. O dönemdeki yayın direktörü, bunu nasıl yaptığıma dair bilmediği bir şeyler söylememi istiyordu. O dönem için bu, tam olarak doğru ve özel bir içerikti.
Ross Brawn, Team Principal, Brawn GP
Photo by: Charles Coates / Motorsport Images
Fernando Alonso, Renault R29
Photo by: Motorsport Images
Alonso'nun Brawn BGP 001 ile neler yapabileceğini hayal edin... O yazıdan yıllar sonra Honda'nın o üst düzey ismi bana tekrar "Fernando Alonso 2009'da Nick Fry ve Ross Brawn ile olmalıydı. Eğer olsaydı, bugün 4 kez dünya şampiyonu olmuştu." dedi. Buna karşı çıkamam. Kesinlikle 3. kez dünya şampiyonu olurdu ancak bu duruma Jenson Button ne der bilemem!
Aynı hafta sonu Robert Kubica kendisinin ve BMW Sauber takımının ilk ve tek grand prix zaferini kazandı. Neredeyse hayatını kaybettiği bir sene önceki yarışın ardından bunu başarması gerçekten etkileyiciydi. O yarış, yüksek aşınma seviyesine sahip lastiklerin bozulmasının yarışa heyecan getirdiği konusunda Bernie Ecclestone'un aklında yeni bir fikir gelmesine neden olmuştu. Az kalsın unutuyordum. O hafta sonu, bir gazetecinin özel bir sohbeti kaydetmeye çalışması sonucunda, kızgın Bernie'nin onun kayıt cihazına vurmasına da şahit olmuştum.
Robert Kubica, BMW Sauber F1.08 celebrates his maiden victory
Photo by: Motorsport Images
Winner Robert Kubica, BMW Sauber F1.08
Photo by: Motorsport Images
Formula 1 fındık kabuğu gibi. Pist üstünde yaşananlar, aslında gerçek hikayenin sadece bir bölümü.
Motorsport topluluğunun bir parçası olun
Yorumlara katılınBu İçeriği Paylaşın veya Kaydedin
Abone olun ve Motorsport.com'a reklam engelleyicinizle erişin.
Formula 1'den MotoGP'ye kadar doğrudan padoktan haber yapıyoruz çünkü biz de sizin gibi sporumuzu seviyoruz. Uzman gazeteciliğimizi sunmaya devam etmek için web sitemiz reklam kullanıyor. Yine de size reklamsız bir web sitesinin keyfini çıkarma ve reklam engelleyicinizi kullanmaya devam etme fırsatı vermek istiyoruz.
Öne Çıkan Yorumlar