Kokpitteki Tehlike: Dikkat dağıtıcı direksiyonlar

Birleşmiş Milletler tarafından 2010'ların Yol Güvenliği Hareketi konusunda FIA'nın kampanyası, her 30 saniyede 1 kişinin ölümüne tekabül eden, yılda 1.3 milyon kişinin ölümüne neden olan trafik kazaları istatistiklerini aşağıya çekmek için başlatılmıştı.

Bu kampanyanın reklamı FIA Başkanı Jean Todt tarafından fazlasıyla yapıldı. Artık F1'de sıralama seanslarından sonra ilk üç sürücünün fotoğrafı her zaman FIA Yol Güvenliği Hareketi logolarının olduğu bir arka planın önünde çekiliyor.

Jean Todt'un eşi Michelle Yeoh ise FIA'nın Dünya Yol Güvenliği Elçisi konumunda ve Asya'da Güvenli Adımlar kampanyasını destekliyor. Bu programın amacı olabildiğince fazla insana en büyük ölüm sebeplerine en çok yol açan şeylere karşı net ve eğitici bilgiler vermek ve farkındalık yaratmak. 

Yol Güvenliği kampanyalarının en merkezi temalarından biri ise 'Ölümcül Dikkat Dağıtıcılar'. Bu sosyal sorumluluk projesini, sürücünün başka şeylerle uğraşmayıp dikkatini yola vermesi gerektiği mesajını vermeye çalışıyor. Bu bağlamda bahsedilen 'başka şeyler' cep telefonu kullanımı, mesajlaşmak ve gösterge panelinde bir şeylerle oynamak gibi durumlar.

Sürücülere verilen mesaj oldukça açık. Aynı anda birçok şeyi düşündüğünüz kadar iyi yapamazsınız. Gözünüzü yoldan, iki elinizi de direksiyondan ayırmayın ve odaklanın.

Araba sürerken telefon kullanımı

Fotoğraf: Motorsport Türkiye

Yolda araç kullanırken karşılaşılan tehlikelere karşı farkındalık yaratmaya çalışan bu program gerçekten çok faydalı ve takdire şayan.

Ancak FIA'nın karmaşık mesajlar verdiği, Avrupa Grand Prix'inde kendisini gösterdi.

Verilen bu mesajlara, FIA'nın pit yolundan mesajları yasaklaması nedeniyle bir F1 sürücüsünün direksiyonda sürekli düğmelerle oynamak zorunda kaldığını gördüğümüzde nasıl inanacağız?

Bir F1 sürücüsünün kokpit içinden yapmak zorunda olduğu değişiklikler dikkat çekici. Birkaç yıl önce Valtteri Bottas'a bu konu sorulduğunda Fin pilot sürücülerin tur başına 6'ya kadar ayarlama yaptığını söylemişti. Lewis Hamilton'ın spora ilk girdiği zaman direksiyondaki ayarları tamamen TV karşısında hissederek öğrendiğine dair bir hikaye var!

Formula 1'in Bakü'yü ilk ziyaretinde yapılan Avrupa GP'sinde Lewis bir motor ayar sorunu yaşadı ve bu sorunu direksiyondaki ayarları deneyerek düzeltmek zorunda kaldı. Mühendisler problemi ve çözümünü biliyorlardı, ancak FIA'nın telsiz konuşmalarında sürücü-takım iletişimini kısıtlama kuralından dolayı bu bilgiyi Hamilton'a aktaramadılar. 

Daha önceki sezonlarda takımlar pilotlara bilgi verebiliyordu. Bunun sonucunda birçok insan mühendislerin sürücülere neredeyse 'aracı nasıl kullanmaları gerektiğini anlattığını' söylemişti. Ancak şimdi de çoğu kişi telsiz kısıtlamalarının çok ileri gittiğini düşünüyor.

Hamilton, yarışta sürekli direksiyona baktıkları için kısıtlamaların sürücü güvenliğini tehlikeye attığını ileri sürdü. Yarışın bir bölümünde İngiliz pilot takımına "Bu çok gülünç çocuklar. Yanlış pozisyondaki ayar düğmesini bulmak için 5 saniyede bir göstergelere bakıyorum." demişti.

Zorlu Bakü cadde pistinde yarışırken doğru ayarı ararken ne hissettiği sorulduğunda üç kez dünya şampiyonu "Tehlikeli. Turun büyük bir bölümünde ve düzlüklerde direksiyona bakıyorum." dedi. 

Bakü'nün düzlükte 366.1 km/s ile Grand Prix hız rekorunu kırdığı düşünüldüğünde bu çok ürkütücü!

Yarıştan sonra Fernando Alonso da Hamilton ile aynı fikirdeydi.

İspanyol pilot "Sürmemiz için bize bir uzay mekiği veriyorlar, elimizdeki teknoloji bu olmasına rağmen hiçbir bilgi alamıyoruz. Bazen araca ne olduğunu anlamak ve sorunu çözmek zor olabiliyor." dedi.

Lewis Hamilton'ın dediği gibi bu tehlikeli bir 'dikkat dağıtıcı' ve bu durum FIA'yı detaylara çok dikkat etmeleri gereken bir duruma sokuyor. Normal sürücülere 50 ile giderken gözlerini yoldan ayırmamalarını söyleyip her ne kadar iyi olsalar da F1 sürücülerini 360 ile giderken direksiyona bakmak zorunda bırakırsanız bu alay etmektir.