Kırmızılara adanan bir kariyer: Sebastian Vettel

Tifosi, İtalyanca anlamı ile Ferrari fanları. Tüm hayatlarını Ferrari uğruna harcayan, yarıştan yarışa takımını asla yalnız bırakmayan, adeta kırmızıları hayatları bilen acımasız bir topluluktur. Onlar için sizin geçmişinizin de geleceğinizin de bir önemi yoktur, onlar için önemli olan tek konu bugün Ferrari ile neler yaptığınızdır. Bu sıradan bir pilot olsanız da böyledir 4 defa F1 şampiyonu Sebastian Vettel olsanız da…

Bugün sizinle beraber Vettel’in kırmızılar ile geçirdiği 6 yılı farklı bir şekilde konuşacağız.

Kan, Ter ve Gözyaşı

Ferrari aşkın ve tutkunun takımıdır. Eğer kırmızılara aşıksanız tifosi sizi sever, Ferrari ile başarılı olursanız bu sevgi devam eder. Vettel’in perspektifinden bu 6 yıllık döneme bakacak olursak 14 yarış galibiyeti ve sayısız podyum mevcut. Özellikle 2015 ve 2017 gibi rakiplerine oranla daha kötü araçlar ile yakaladığı başarılara baktığımızda Vettel’in burada kalıcı olmak isteğini görüyoruz.

Vettel’in Ferrari’deki ilk sezonuna baktığımızda bir iyi bir de kötü olay karşımıza çıkıyor, Mercedes’in W06’sına oranla epey geride olan SF15 ve o aracı inanılmaz bir şekilde zafere taşıyan Vettel. 2015 sezonun rüzgâr gibi başlamasının asıl sebebi de Alman pilotun bu rekabetsiz araç ile olan performansıdır. Sezonun ilk yarısında alınan 5 podyum ve unutulmaz Malezya galibiyeti ile Vettel, Hamilton’un 55 puan gerisinde 3. Sırada yer alıyordu ayrıca takım arkadaşı Kimi Raikkonen’in de 61 puan önündeydi. Sezonun ikinci yarsında da durum aynı şekilde devam etti. Macaristan ve Singapur’da alınan galibiyetler ile Vettel Rosberg’i geçerek şampiyona ikinciliğini aldı. Geride kalan 6 yarışta ise kazanılan 4 podyum 4 kez dünya şampiyonuna yetmedi ve Vettel bu unutulmaz sezonu 3.olarak noktaladı

Yarış galibi Sebastian Vettel, Ferrari

Fotoğraf: Andrew Hone / Motorsport Images

2016 yılı ise pek çok açıdan unutulmak istenilen bir sezondu. SF16 şampiyonluk kazanmayı bırakın yarış kazanmaya yetecek bir tempoya bile sahip değildi. Yine de alman pilot 7 podyum ile bu sezonu da boş geçmedi. Bu kadar emek sonrası elde kalan ise sadece gözyaşı oldu

Romeo ve Juliet

Kırmızılara çocukluk kahramanı Schumi gibi şampiyon olma hayali ile gelen Vettel için 2017 büyük bir öneme sahipti. Eğer Alman pilot hayallerini gerçeğe dönüştürmek istiyorsa araç performansı ne olursa olsun elinden gelenin en iyisi ile sezonu bitirmeliydi. İlk 6 yarışına baktığımızda durum aynen böyle oldu, bu yarışların üçünü kazanırken geri kalanında podyumun ikinci basamağında yer aldı. Bahreyn, Monako ve Avusturalya’da alınan galibiyetler sonrasında Kanada’da startta kılan kanat ve Bakü’de Vettel’in sinirlerine hakim olamayıp Hamilton’a çarpması ile olası 2 galibiyet de kaçmış oldu. Sezonun ilk yarısı ise

Britanya’da bitime iki tur kala patlayan lastik ile tamamlandı. Vettel ve Ferrari Monako sonrasında ne kadar sorun yaşasa da ilk yarıyı şampiyonada birinci şekilde bitirdi.

Macaristan’a geldiğimizde ise Vettel baştan sonra lider götürdüğü hafta sonunu sorunsuz şekilde tamamladı. Vettel yarış sonrasında radyodan “Maronello’ya bir Ferrari bayrağı daha verin, Forza Ferrari!” dediğinde tüm Tifosilerin 10 yıldır ulaşamadıkları o şampiyonluğu kazanacaklarına inandıklarına eminiz. Her şey bu kadar güzel başlamış olsa da geride kalan yarışlarda gördüğümüz tek şey felaketler zinciriydi; Ferrari’nin dayanıklılık sorunları, Vettel’in Hamilton’u yakalayamaması ve o unutulmak istenilen kara Ekim ayı. İtalya’da kaybedilen şampiyona birinciliğinin üstüne bir de Singapur’daki start kazası da eklenince fark iyice açılmış oldu. Geriye kalan 6 yarışın 4’ünde Vettel Hamilton’a cevap veremeyince şampiyonluk da kırmızıların elinden kayıp gitti. Neticede rüya gibi başlanılan, şampiyonluk hayaline en çok yaklaşılan 2017 sezonu şanssızlıklar ile bitmiş oldu.

Podyum: Yarış galibi Sebastian Vettel, Ferrari

Fotoğraf: Ercole Colombo

Umut ve hayal kırıklığı arasında çok ince bir çizgi vardır. Eğer umut bağladığınız şey en çok güvendiğinizse her şey imkânsız gözükse de umudunuzu Vettel gibi korumaya devam edersiniz. Başarısız geçen 3 sezona inat Alman pilot Ferrari’ye inandı ve yeni bir sayfa açtı. 2018 sezonu Avustralya ve Bahreyn’de alınan galibiyetler ile hızlı bir şekilde başladı. Geri kalan yarışları tek tek incelediğimizde ise karşımıza kazanılan 3 yarış dışında hiç güzel bir görüntü çıkmıyor. Çin’de Verstappen’in teması ile gelen spin, Bakü’de bitime 3 tur kala ilk virajda blokaj ile kaybedilen 3 sıra ve kaçan galibiyet, Fransa’da startta Bottas ile yaşanılan kaza ve o unutulmayan Almanya’da lider giderken yaşanılan kaza…

Almanya GP sonrası sezonun yarısına geldiğimizde tablo Hamilton’dan yanaydı. Tablodan yanı sıra Vettel de eskisi gibi inanmıyordu artık. Geçmiş 3 yılda arkadaşı Raikkonen’e oranla performansı düşük Ferrari ile ortaya koydukları daha fazlaydı. Ne kadar yarış kazanmış olsa da gerek bireysel gerek de takımın yaptığı hatalar ile 3 sezondur başarıya ulaşamıyordu ve bu sezon da ivme İngiliz pilottan yanaydı. Sezonun geri kalanının çoğunda podyuma çıksa da yarışışları kazanan hep şampiyona rakibiydi. Konu sevmekse kırmızıları en çok seven oydu, konu başarıysa son yıllarda Ferrari’nin en başarılı pilotu da oydu. Konu ne olursa olsun kitabın sonunda Romeo ve Juliet ’in kavuşamadığı gibi o da çocukluk aşkı ile şampiyonluğa ulaşamadı.

Defterden Kopan Sayfalar

Günlükler insanın içine açılan bir sayfadır. Güzel anılar bu tertemiz sayfalara yazılsa da bazı bölümlerde karalanmış sözcükler ve yırtılmış sayfalar bulunur. Çünkü insan o anılara geri dönmeyi bırakın hakkında tek bir sözcük bile görmek istemez. 4 defa Formula 1 şampiyonu Alman pilot içinde 2019 ve 2020 sezonları en iyi bu şekilde özetlenecektir. Geride kalan 4 sezon bize bir şampiyonluk vermese de bize gerçek Vettel’i izletmiş oldu.

2019 Ferrari için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Vettel’in geride kalan 4 yılda berber çalıştığı takım arkadaşı Raikkonen ile aralarında ayrı bir bağın bulunduğu takım patronu Arrivabene ile yollar ayrılmış oldu. Takımın patronu Mattia Binotto olurken diğer Ferrari’nin koltuğuna

Sebastian Vettel, Ferrari

Fotoğraf: Erik Junius

ise Formula 1’de 2.yılına girecek olan Charles Leclerc gelmiş oldu. Değişim ancak değişime ayak uydurabilirseniz iyi olacağı gibi Vettel de bu değişim sırasında adeta bir yabancıya dönüştü. Takımın 1.pilot olarak Monakolu pilotu görmesi de bunun en büyük kanıtı oldu. Bu sezonu Leclerc, Spa ve Monza galibiyetinin yanında 7 de pole pozisyonu ile bitirince Vettel de takımdan iyice soyutlandı.

SF1000 ile geçen 2020 sezonu ise Ferrari için bir fiyaskoydu. İtalyan takım sezon boyunca yarış kazanmak şöyle dursun, toplamda 3 defa podyuma çıktı ve sezonu 131 puanla 6.sırada noktaladı.

Bu uzun hikâyeyi isterseniz bir de Vettel’in eşi Hanna Prater’dan dinleyelim.

“Onunla 14 yaşında okul kantininde bana meyve sulu alırken tanıştık. O okulda arkadaşlarına “Ben Formula 1 pilotu olacağım” dediğinde herkes gülüyordu, bir tek ben ona inanmıştım. Her teneffüs Ferrari’de yarışma hayalini anlatırdı, hiç sıkılmadan dinlerdim. 2014 senesinin sonunda ise eve geldiğimde sevinçle bağırarak “Ferrari beni istiyor, onlar beni istiyor, onlar beni seviyor” dedi. Sözleşme kâğıdını görene kadar şaka yaptığını sanmıştım. Beraber ilk şampiyonluğunu kazandığındaki gibi mutluluk gözyaşlarına boğulmuştuk. Her şey 2020 senesine kadar mükemmeldi. 2020’nin başında “Artık buraya ait değilim” dedi sadece. Kendisini hayalindeki takım olan Ferrari’ye layık görmüyordu ve buradan gitmek istiyordu. Bunu söylediği gece hiç uyuyamamıştım.”

Vettel bu hikâyede tüm güzel anları şarkı ile kutladığı gibi ayrılığını da sözlerini kendisi yazdığı bu şarkı ile hikâyeyi noktaladı.

Siz kırmızı takımsınız,

Taraftarlar, hiçbir zaman pes etmezsiniz.

Benim sonum geliyor,

Sizinle olmaktan oldukça keyif aldım.

Sizin sihrinizi hissettim,

O inanılmaz hissi.

Arkadaşlar, beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim

Sizi çok özleyeceğim

Yazı: İZZET EMİR TÖNGÜ

Siz de "Sizin Köşenizde" yayınlanmasını istediğiniz yazıları bu adrese mail atabilirsiniz.