Ferrari'nin Silverstone güncellemeleri

Kural değişiklikleri ve hava durumunun sürekli değişkenlik göstermesi nedeniyle kazanılan galibiyette yeni güncellemelerin ne kadar etkili olduğu tam olarak anlaşılmasa da aracın hızlı virajlarda yeni bir tempoya sahip olduğu aşikar. Güncellemelerin en büyük amacı downforce seviyesinde iyileştirmeye gitmek.

Ferrari sezon başında downforce eksikliği ve lastikleri ideal sıcaklığa getirememe konusunda sıkıntılar yaşadı. Hızlı virajlardaki tempo düşüklüğü sorunu tekrar baş gösterirken buna sert lastiklerdeki tempo kaybı ve sıralama turlarındaki tek tur performansındaki zayıflık da eklendi.

Bütün bu sorunları takiben Ferrari, aracının lansmandan itibaren yeteri kadar agresif ve yenilikçi olmadığını kabul etti. Red Bull, McLaren ve diğer takımlar pek çok yeni fikirler denerken aslında tam olarak da Ferrari'yi yenebilecek bir paket oluşturamadılar. Fakat Red Bull ve McLaren sezon başında aerodinami anlamında İtalyan takımının önünde olmayı başardı.

İlk bakışta Ferrari'nin arka lastiklere çok yumuşak davranmayı tercih ettiği görülüyordu bunun yanında asıl beklenti Pirelli lastiklerinin çok çabuk bir şekilde ufalandığı yönündeydi. Ferrari kesinlikle lastiklere karşı nazikti fakat bu karakterin diğer tarafından bakıldığında da araç lastik ısıtma konusunda sıkıntılar yaşıyordu. Bu da Barcelona'da sert lastiklerde neden bu kadar zayıf kaldıklarını ve sıralama turlarında tek turda neden sorun yaşadıklarının cevabı oluyor.

Bu nedenle Silverstone'a getirilen güncelleme paketinin asıl hedefi bu yöndeydi ve başlangıç itibariyle aracın geliştiği ve takımın doğru adımlar attığı söylenebilir.



Öncelikle arka kanat aerodinami, yapısal ve DRS'nin çalışması anlamında tamamen yeni bir yapıya bürünmüş. DRS'yi çalıştıran mekanizmayı barındıran ve üst kanada destek sağlayan merkezi sütün yeni arka kanatta kullanılmamış. Muhtemelen kanadın altındaki bu destek sütununun oluşturduğu minimum sürtünme etkisi miktarında azalma olmadığında dolayı takım bu alanı tamamen boş bırakma yolunu tercih etmiş. Belki de DRS flap'ı kapandığında hava akımının yeniden toplanması amaçlanmış olabilir. DRS kumandası hava akımını daha az etkileyen kanat üzerindeki küçük flap'ın içerisine yerleştirilmiş. Kablolama ve hidrolik hatlar da kanat ve uç plakalarının içerisine gizlenmiş. Dikey sütun yeni tasarımda kullanılmazken kiriş kanadının önünde yer alan çarpışma yapısının üzerinde ufak bir bölümü kullanılmaya devam etmiş (sarı renkli alan).



Ferrari pek çok yarışta arka süspansiyon düzeni üzerinde değişiklikler yaptı. Gözle görülür temel değişiklik ise üst süspansiyon kolunun diklemesine bağlanması. Bağlantı noktasının konumu uzatılarak dik bağlanmış ve tekerlekten uzaklaştırılmış. Bu sayede daha kısa üst süspansiyon kolu kullanılabilmiş, daha fazla kamber açısı değişikliği yapılabilmiş ve süspansiyonların yan yana toplanmasıyla daha düzenli bir mimarı oluşturulmuş. Basite indirgersek süspansiyon üzerindeki yük azaltılmış ve tekerlekler daha fazla içeri doğru yatırılarak aracın merkez noktasının pist yüzeyine daha fazla yaklaşması sağlanmış. Her iki durum da lastiklerin gereken ısıya ulaşmasına yardımcı olmuş diyebiliriz. Bu da Ferrari'nin lastik ısıtma sorununu nasıl çözdüğü konusunda fikir sahibi olmamızı sağlıyor.



Takım aynı zamanda sidepod ve motor kapağında da ilginç güncellemelere imza atmış. Sidepod'un kuyruk kısmı daha dar bir formda kullanılırken 'cola şişesi' şeklindeki aracın arka bölümü üzerindeki motor kapağının kuyruk kısmında soğutmaya yardımcı olması için hava panjurları kullanılmış.



Son olarak taban ve egzozlarda zekice değişiklikler yapılmış, egzoz borularının yapısı değiştirilmiş ve taban üzerinde kullanılan yarıkla farklı bir profil yaratılmış. Red Bull'un aksine Ferrari egzoz gazını aracın altından geçirmeyi amaçlamadan kendi tasarımını kullanmaya devam etmiş. Ayrıca diğer takımlar dışarıdan beslemeli difüzör kullanmaya devam ederken takım burada da muhafazakar kalmaya devam etmiş. Lastikler ve difözür arasında kalan bölgede ise artık karbon fiber kullanılmamış. Bunun yerine resimde de görüldüğü gibi titanyum plaka kullanılmış ve difözüre doğru uzanan bu kanala dikkatli bir şekilde eğim kazandırılmış. Bu alanda yapılan değişiklik hiç şüphe yok ki %10 motor haritalama kuralının bir sonucu olarak ortaya çıkmış fakat bunun yanında difüzörde de yeni bir geometri kullanılmış.

Kalan on yarışta hızlı virajlar ve sert hamurlu lastiklerin karşımıza çıkacağı düşünülürse Ferrari'nin yapmış olduğu bu güncellemelerle aracın karakteristiğinde meydana gelen değişiklik Red Bull ile mücadele etmelerine yardımcı olabilir.