Ecclestone: "F1'de bazen diktatör olmak gerekiyor"

Liberty Media, Formula 1'in başına geçtiği günden bu yana tamamen farklı bir yaklaşım kullanıyor ve tüm tarafları dinliyor.

Ancak Bernie Ecclestone döneminde durum tam olarak böyle değildi ve genellikle takımlara ya da organizatörlere karşı daha sert bir tavır sergiliyordu.

Avustralya GP'de takımlar bir türlü anlaşamadılar ve hafta sonu, antrenman turlarının hemen öncesinde iptal edildi.

Ecclestone “Avustralya'daki kriz durumunda yapılan hamleler yanlıştı. Yarış iptal edilene kadar düzenli bir iletişim yoktu. Prensip olarak, tüm bunlar bu güne kadar devam etti ve olanlardan sorumlu olan herkes için geçerliydi."

“Liberty ne yaptıklarını bildiklerini düşünüyorlar. Ancak Formula 1'in Avrupa DNA'sı var. Onu ve katılımcıları, futbol ya da basketboldaki gibi yönetemezsiniz. ”

 “Sık sık eleştirildim çünkü diktatörlükler hakkında olumlu konuşuyordum. Ancak bu, kısmen yanlış anlaşıldı. Demokrasinin kaldırılması gerektiği savunmuyordum. Tabii ki öyle değildi. Ama yine de önemli anlarda, doğru kararlar veren bireyler olması gerektiğine inanıyorum."

"Bunu Coronavirüs krizinde her zamankinden daha fazla görebilirsiniz. Demokrasi, Formula 1'de hiçbir zaman çalışmadı.”

"Devleti değil, yalnızca kendilerini ve kendi çıkarlarını düşünen prenslerle uğraşmak zorunda kalan bir kral gibi hissettim. Bu nedenle, çoğu zaman emir vermek veya gözdağı vermek zorunda kaldım. Başka yolu yoktu. Aksi takdirde Formula 1 asla bu şekilde çalışmazdı." dedi.

Ecclestone, eğer hâlâ başta olsaydı, Ferrari-FIA anlaşmasına da izin vermeyeceğini dile getirdi.

"Bu ne anlama geliyor? Birisi ya aldatmıştır ya da aldatmamıştır. FIA bildirisi, Ferrari’nin suçu kabul ettiğini gösteriyor gibiydi. Yoksa neden anlaşmayı kabul etsinler ki?  Diğer takımlar sert kalmalı, hatta mahkemeye gitmeliler. Bundan dolayı birkaç milyon para ödülü kazanabilirler."

"2007 yılında Mclaren'i diskalifiye ettik ve onlara 100 milyon dolar ceza verdik. Ödül parasıyla ilgili her şey şeffaf bir şekilde ilerledi.”