Brundle: "Wolff'ün iş yapmaya dair bildiği bazı özel şeyler var"

Avusturyalı yatırımcı F1’deki ilk yatırımını Williams takımında yapmış ve sonrasında takımın yönetim kurulu başkanlığına kadar yükselmişti.

2013’te ise Mercedes F1 takımına geçiş yapan Wolff, şu anda takımın %33.3’lük hissesine sahip. Wolff, Mercedes’e katıldığından beri takımla birlikte yedişer takım ve sürücüler şampiyonluğu kazandı. 2020 sezonunun sonunda ise takım patronu görevine devam etmek için 3 yıllık bir sözleşme daha imzaladı.

Bu konuda Brundle, kazanılan başarının rastgele olmadığını ve arkasında Wolff’ün iş yaklaşımının yattığını da söyledi.

Motorsport-Total.com’a konuşan Brundle, “Kesinlikle ciddi bir girişimci. İş ve para konusunda anladığı özel bir şeyler var.” dedi.

Hatta Brundle, daha önce kimsenin “Formula 1’e girip bu kadar güç yarattığını ve bu sırada birlikte çalıştığı kişilere para kazandırdığını görmediğini” ve bunun ‘olağanüstü’ olduğunu söyledi. Özet olarak ise Wolff’ün “girişimci bir yarışçı” olduğunu söyledi.

Sky F1 yorumcusu, “Toto bunun en üst noktası. Yaptıklarından sadece etkilenebiliyorsunuz.”

“Toto’nun yaptığı inanılmaz bir şey. Ross ve ekibinden elde ettiklerini daha da üst bir seviyeye çıkardı. Bunu başka endüstrilere aktarabilseniz inanılmaz bir şey olurdu.” dedi.

Wolff şu anda Lawrence Stroll’ün girişimleriyle Formula 1’e tekrardan dönen ikonik araç üreticisi Aston Martin’in de bir hissedarı. Fakat Aston Martin, geçtiğimiz sezon W11 aracıyla tarihinin en güçlü sezonunu geçiren Mercedes’e karşı zorlu bir sene geçirecek gibi duruyor.

Elbette W11’in 2020 sezonundaki 17 yarışın 14’ünü kazanması seyir zevki açısından bazı azalmalara yol açtı fakat Brundle, W11’in başarılarının kutlanması ve buna saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Brundle, “Mükemmelliklerini kutlamalıyız değil mi? Bu araç gibi yola yapışan başka bir araç görmedim.”

“Onunla bir tur atmayı çok isterdim. Bu sporu Williams, McLaren, Ferrari, Benetton ve elbette Red Bull’un da domine ettiği zamanları unutmamamız gerek.” dedi.

Fakat Brundle yine de seyircilerin “yarış izlemek istediklerini, daha önceden her şey sözleşilmiş gibi duran bir spor izlemek istemediklerini” söyledi.