Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye

Analiz: Mercedes F1 takımını kim durdurabilir?

2020'de Formula 1 tarihinin tüm rekorlarını üst üste kıran Mercedes, hem pist üstünde hem de pist dışında yaşanan gelişmelerle birlikte gelecekte başarılarını sürdürme yolunda önemli avantaj kazandı.

Race Winner Lewis Hamilton, Mercedes-AMG F1, second place Valtteri Bottas, Mercedes-AMG F1, Toto Wolff, Executive Director (Business), Mercedes AMG celebrates with the team the seventh constructors title

Fotoğraf: Mercedes AMG

Abdullah Çelik'in Köşesi

Motorsport.com Türkiye şef editörü Abdullah Çelik'in yazılarına buradan ulaşabilirsiniz

Bundan tam iki sene önce Mercedes'in tarihin en dominant takımı olduğunu ve kendisini çok daha fazlasını beklediğini söylediğimde, çeşitli eleştirilere maruz kalmıştım.

Hatırlamak için:

O yazıyı yazdığımda en azından pist üstünde bir mücadele söz konusuydu ve az çok şampiyonluk mücadelesi izliyorduk. Turbo motorlar döneminde henüz 5 sene geride kalmış olsa da Mercedes ciddi başarılar elde etmişti. O yazının ardından 2 sezon daha geride kaldı ve Mercedes rakip takımlar, rakip takım taraftarları ve muhtemelen F1 yönetimi için daha korkunç bir seviyeye ulaştı.

2018 sonunda henüz 5. şampiyonluğunu kazanan Mercedes, 2020'de 7. takımlar şampiyonluğunu kazandı ve tarihte art arda 6'dan fazla şampiyonluk kazanan ilk, dolayısıyla tek takım oldu. Mercedes bu şampiyonlukla Lotus'la şampiyonluk sayısını eşitleyerek tüm zamanların en başarılı 4. takımı oldu. Mercedes'in önünde 8 takımlar şampiyonluğu ile McLaren, 9 takımlar şampiyonluğu ile Williams bulunuyorlar. Mercedes, 2020 sonu itibariyle 115 F1 galibiyeti ile Williams'ı bir galibiyet farkla geride bıraktı ve tüm zamanların en çok yarış kazanan 3. takımı oldu.

2018 F1 sezonu tamamlandığında, 2014'te başlayan turbo motorlar döneminde, yani Mercedes dominasyonunun gerçekleştiği dönemde 100 yarış gerçekleşmişti. O dönemde Mercedes 74 galibiyetle % 74 kazanma oranına ulaşmış ve tarihin en dominant dönemini geçirmişti. 2020 F1 sezonunun sona ermesiyle turbo hibrit dönemde 138 yarış geride kaldı ve Mercedes 2019'daki kural değişikliklerinden de alnının akıyla geçmeyi başararak 2 şampiyonluk ve 28 galibiyet daha kazandı. Mercedes, 138 yarışta 102 galibiyetle dominasyon dönemindeki galibiyet oranını % 73.91'te tutmayı başardı. Hatırlatmak gerekirse, Mercedes'ten önce en dominant takım olan Ferrari, 5 pilotlar şampiyonluğu kazandığı 2000 - 2004 yılları arasında 85 yarışta 57 zafer kazanmıştı ve % 67 galibiyet oranına sahipti.

Takım galibiyetleri

Sezon Yarış Mercedes Ferrari Red Bull
2014 19 16 0 3
2015 19 16 3 0
2016 21 19 0 2
2017 20 12 5 3
2018 21 11 6 4
2019 21 15 3 3
2020 17 13 0 2
  138 102 17 17

Takım puanları

Sezon Mercedes Ferrari Red Bull
2014 701 216 405
2015 703 428 187
2016 765 398 468
2017 668 522 368
2018 655 571 419
2019 739 504 417
2020 573 131 319
  4804 2770 2583

Bu kadar istatistiğin ardından başlıktaki sorumu tekrarlıyorum:

Mercedes'i F1'de kim durdurabilir?

Bu soruyu sorarken aslında bir isim belirlemekten ziyade bir takımın gerçekten Mercedes'i durdurup durdurmayacağına dikkat çekmek istedim. 2021'de taban ve aracın arka tarafıyla alakalı değişiklikler olacak olsa da bir takımın, daha doğrusu en yakın rakibi Red Bull'un yukarıdaki istatistiklere bakarak Mercedes'i durdurabileceğine inanmıyorum.

Ölü sezonda bu konuyla alakalı çok fazla iddia ortaya çıkacaktır ancak birileri farkı kapatacak olsa dahi 2020'de Mercedes'le olan ciddi farkı kapatmak pek mümkün olmayabilir.

Mercedes son 7 senedir aralıksız pilotlar ve takımlar şampiyonluğunu kazandı. Bu tip dominasyonlarda  genelde yıllar geçtikçe farkın kapanması beklense de Mercedes'in dominasyon döneminde bu pek olmadı. 2017 ve 2018'de Ferrari yaklaşsa da, 2019'da değişen kurallardan itibaren Mercedes daha büyük farkla önde kalmayı başardı.

Özellikle 2020'de Mercedes'in pist üstünde gösterdiği performans, hem rakip takımlar hem de tüm Formula 1 dünyası için ürkütücü seviyedeydi. 17 yarışta Mercedes 13 yarış zaferi elde ederek % 76'lık galibiyet oranına sahip oldu. Mercedes'in kazanabileceği bazı yarışlarda şanssızlıklar ve ufak tefek hatalarla kazanamadığı gerçeği var. 2020 Mercedes aracı sonuçlar açısından olmasa da performans açısından en ezici araçlardan birisiydi.

Lewis Hamilton, Mercedes-AMG F1

Lewis Hamilton, Mercedes-AMG F1

Fotoğraf: Charles Coates / Motorsport Images

 

Bu tip performans üstünlükleri takımların sadece mevcut sezonda avantajlı olmasını sağlamıyor, aynı zamanda gelecek sezon(lar) için de büyük avantajlı olmasını sağlıyor. Aslında geride kalan sezonların kısa özeti tam olarak buydu. Mercedes her sezona güçlü bir şekilde başlarken, onu takip eden Ferrari ya da Red Bull, aradaki farkı kapatmanın mücadelesini verdi.

Ferrari 2019'a kadar durumu iyi idare etti ve 2016'dan sonra 2019'a kadar sürekli olarak aradaki farkı kapattı ancak 2018'de aerodinamik açıdan gerilemeye başlamanın etkileri 2019'da da görüldü. Ferrari'nin 2019'daki değişikliklerde takip ettiği tasarım felsefesi, düzlükte işe yarıyordu ancak takım virajlarda yavaş kalmasına neden oluyordu. Ferrari hem motor, hem de tasarım felsefesi sayesinde bazı pistlerde çok hızlı oldu. Ancak Ferrari'nin motorda bulduğu gri alanın kapatılmasıyla birlikte tasarımdaki zayıflıklar daha fazla açığa çıktı ve takım son iki senedir gerilemekten kurtulamadı. 2021'de takım yeni bir motor hazırlıyor ancak şaside yapabilecekleri kısıtlı olacak. Mercedes ve Red Bull'un geldiği, Ferrari'nin gerilediği noktaya bakarsak bütçe ve gelişim kısıtlamalarıyla birlikte Ferrari'nin 2021'de en iyi ulaşabileceği nokta üçüncülük dersek çok iddialı bir şey söylemiş oluruz.

 

Red Bull yıllardır takip edilecek "lider" takım olmanın uzağında kaldı. Evet, hep ilk 3'te yer alıyor ancak bir türlü turbo hibrit dönemde Mercedes'in motor, aerodinami ve şasi tarafında ulaştığı optimum performansa ulaşamadı. Her zaman bir yerlerde eksiklik oldu. Bir dönem şaside en iyi olduklarını iddia ediyorlardı ancak motor tarafındaki eksikler giderildiğinde, aslında şasi tarafında da eksiklerin olduğunu gördüler. Takım son senelerin en iddialı sezon başlangıcını 2020'de yaptı ancak onda da yine her şey istediği gibi olmadı. Araçta çok fazla büyük değişiklik yaptıkları için, tam olarak her şeyi anlamaları ve optimum seviyede çalıştırmaları uzun zamanlarını aldı. Bunu yapsalar dahi performansları Mercedes'le baş etmenin çok gerisindeydi.

Red Bull için bir diğer dezavantaj, günümüzde tam olarak bir fabrika takımı olamamaları. Evet, şasi ve aerodinami konusunda iyi olabilirler ancak bunların dışında güç ünitesi gibi çok önemli bir alan var. Bu alanda her zaman dışa bağımlı oluyorlar ve güç ünitesi performansı ya da dayanıklılığı, güç ünitesinin şasiye uyumu büyük önem taşıyor. Bu yüzden kendi kontrollerinde olmayan bir faktör nedeniyle hep sorunla karşılaşıyorlar. 2021'de bir şekilde Mercedes'le baş edebilseler dahi 2022 için bir kez daha motor konusunda dezavantajlı konuma düşecekler. Mevcut güç üniteleri devam ettiği ve Mercedes performansını koruduğu sürece Red Bull her zaman motor tarafında kontrolü olmayan bir durumla karşı karşıya kalacak.

 

Renault'nun takım patronu Cyril Abiteboul, Red Bull'un ezici Mercedes karşısında yaşadığı sıkıntıları çok güzel bir şekilde açıklamıştı.

Abiteboul, "Red Bull harika bir takım, ancak bana göre modern Formula 1'de önemli bir noktayı kaçırıyorlar. Modern Formula 1'de şasi organizasyonu ve motor organizasyonu bu kadar uzak olamaz."

"Düzenli bir şekilde galibiyet mücadelesi vermek istiyorsanız, bu gerçeği göz ardı edemezsiniz."

"Sezon başında muhtemelen bu yüzden zorlanıyorlar. Sezon içerisinde ilerliyor olmaları bunu gösteriyor. Başarılı olmak için gerçekten tek bir grup, tek bir takım, tek bir düşünce yapısı olmalı." 

"Birlikte başarılı olamadık. Red Bull'un aynı şekilde Honda'yla da pek iyi olamadığı görülüyor."

"Ancak tüm bunlar, Formula 1'de özellikle Mercedes'i yenebilmek için belli bir seviye karmaşıklık ve mükemmelliğin gerekli olduğunu gösteriyor." demişti.

2021'de taban ve difüzör tarafında olacak değişiklikler belirsiz bir durumun ortaya çıkmasına neden olsa da, Mercedes'in bir miktar kaybetse dahi mevcut avantajını korumaması için bir neden yok. Her seneye güçlü bir şekilde başlayan Mercedes, sezon ortası geldiğinde her sene tökezleyen rakipleri karşısında çoktan yeterli farkı açmış ve bir sonraki sezona odaklanmış oluyor. Her sene Red Bull sezonun ikinci yarısında Mercedes'e daha yakın olmayı başarıyor. Bunda Red Bull'un gelişim hızı kadar, Mercedes'in sezon ortasında gelişimi durdurmasının da etkisi oluyor.

Mercedes'in 2020 aracının gelişimini çok erkenden durdurduğunu açıklayan takım patronu Wolff'un şu açıklamaları, son senelerde yaşanan döngüyü en iyi şekilde özetliyor:

“Güncellemeleri uzun bir süre önce tamamladık ve geçmişte de hep durum buydu.”

“Bu, derinlemesine düşünülmüş bir karar. Çünkü her sezonu erkenden kapatmayı göze alamazsınız.”

“Ancak kurallar önümüzdeki sene için oldukça değişti ve bu anlamda, önceki yıllardaki gibi gelecek seneki aracı düşünmeye karar verdik.”

“Bu yüzden takımlar arasındaki performans değişimini görebiliyorsunuz. Sezonlara her zaman çok güçlü başladık ve sezon ortasında çok güçlü olduk ve sonrasında gelişmeye devam eden güçlü oldu.” 

 

Mercedes her sene sahip olduğu avantaj sayesinde sezon ortasında son büyük güncellemesini getiriyor ve bu sayede gelişimi erkenden durdurarak yeni araç üzerinde çalışmalara erkenden başlıyor. Rakiplerinin farkı kapatmaya çalıştığı dönemde Mercedes, çoktan yeni sezon için çalışmalara başlıyor. Bu kadar fazla başarıya, zamana ve performans avantajına sahip Mercedes ekibi, kendisine olan güvenin ve özgür çalışma ortamının da etkisiyle daha yenilikçi olmayı başarıyor. 2020'de araçta olan DAS ve arka süspansiyon sistemi bunun en büyük örnekleri.

Bu açıdan Mercedes'in 2021'deki taban değişikliklerinde mevcut avantajını kaybetmesi için bir şeyleri çok ciddi yanlış yapması gerekiyor ancak öyle olsa dahi Mercedes bu tip durumları çok hızlı tersine çevirme kapasitesine sahip bir ekip. 2019'un kış testlerini hatırlarsanız, takım ilk hafta sorunlarla boğuşurken ikinci hafta getirdiği büyük güncelleme paketiyle sorunları aşıp, ciddi hız kazanmıştı.

İlgili içerik:

 

2022'deki yeni kurallar durumu değiştirecek mi?

F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
F1 2022 kuralları
11

2021 yılı itibariyle yeni dönemin başlangıcı olan bütçe sınırı ve gelişim sınırları devreye girdi ve gelecek sene yeni teknik, sportif ve finansal kurallar devreye girecek.

İlk 3 takımın neredeyse 500 milyon doları bulan yıllık bütçeleri nedeniyle 145 milyon dolarlık bütçe sınırına uymaları, bu rakam altında maksimum performans göstermeleri zor olacak. Daha doğrusu beklenti bu yönde ancak son birkaç aydır gördüğüm haberler kadarıyla, büyük takımlar şimdiden bu bütçe sınırını aşacak çeşitli yöntemler buldular.

Örnek olarak Red Bull'u vermek istiyorum. Geçtiğimiz sene çıkan şu haberde, aslında takımların bütçe sınırını yasal olarak nasıl aşabileceklerini çok net bir şekilde ortaya çıkmıştı. Red Bull Racing, F1 takımı olarak sadece 59 çalışana sahipken diğer tarafta Red Bull Teknoloji adı verilen ayrı bir şirket bulunuyor ve çalışanların çoğu o şirkete kayıtlı. Red Bull Teknoloji, Red Bull Racing ve AlphaTauri takımlarına hizmet veren tedarikçi şirket olarak görev görüyor. Red Bull Racing'de 59 personel yer alırken, Red Bull Teknoloji'de yaklaşık 900 personel yer alıyor. Red Bull'un 2019'da Red Bull'un toplamda yaklaşık olarak 450 milyon dolar harcadığı düşünülüyor ancak resmi kayıtlarda 278 milyon pound harcadığı açıklandı.

Aynı şekilde Mercedes de 2019'da Mercedes-Benz Applied Technologies adında bir bölüm kurmuştu. Bu bölümün de Red Bull Teknoloji gibi çalışacağı yani bütçe sınırını aşmak için kullanılacağı konusunda kimsenin şüphesi yoktur.

Ferrari'nin bu konuda ayrı bir şirket hizmet şirketi kurduğu konusunda bilgi yok ancak onlar da görünen o ki Haas ile olan işbirliklerini kullanarak bütçe sınırını aşmanın yollarını arayacaklar. Simone Resta'nın 2021'den itibaren Haas adına çalışacağı duyurulmuştu. Resta ve ekibi, Maranello içerisinde hazırlanan bir binada Haas adına çalışmaları yürütecekler. Ferrari takım patronu Binotto, aşağıdaki sözlerle bunu yalanlasa da bu birliktelik de bütçe sınırını aşmak için bir paravan olarak kullanılacak.

“Bizim açımızdan müşteriler. Bazı çalışanlarımız onların takımında katılacaklar ve bence onlar için çok güzel bir fırsat.”

“Çok güzel bir fırsat çünkü bence bunu yaparak organizasyonlarını ve teknik ekiplerini kuvvetlendirebilirler.”

“Bizim için gerekli bir şeydi çünkü bugünkü organizasyonumuzu bütçe sınırlandırmasının kısıtlarına uymak için azaltmamız gerekiyordu.”

“Ama Haas Ferrari’ye karşı halen tamamen bağımsız bir takım. Alt takım değil ve regülasyonların izin verdiğinin haricinde bilgi paylaşımında bulunmuyoruz.”

İlgili haberler:

Yukarıdaki haberlerin detayına indiğimizde, büyük takımların çoktan bütçe sınırını aşmak için çalışmalarını tamamladığı düşünülüyor. Normal şartlarda zaten 450 - 500 milyon dolar harcayan takımların gerçek manada 145 milyon dolarlık yıllık bütçe sınırına uymaları pek mümkün görünmüyordu. Bu konuda Red Bull ve Mercedes'in çözümleri en mantıklı çözümler gibi görünüyor ancak uzun vadede hangisinin daha başarılı olduğunu zaman gösterecek. 

Bütçe sınırı dışında diğer tarafta çok ciddi teknik değişiklikler olacak. Araçların dış görünümü tamamen değişecek ve basitleşecek, 13 inç geleneksel lastikler bırakılarak 18 inç lastiklere geçilecek, yere basma gücü karoserden ziyade daha çok aracın altında zemin etkisiyle üretilecek. Böylece daha az kirli hava üretilecek ve araçlar birbirlerini daha az yere basma gücü kaybederek takip edebilecekler.

2022 F1 kuralları >>

2022'deki değişiklikler tüm takımların neredeyse sıfırdan başlamalarına neden olacak. Bu, tabii ki mevcut performans dengelerinin değişmesini sağlayacak bir şey. Kurallar hazırlanırken ana hedeflerden birisi tüm takımların birbirlerine daha yakın mücadele etmelerini, aradaki farkların azalmasını sağlamaktı. Peki bu ne kadar gerçekçi bir hedef? Mercedes gerçekten tehdit altında mı?

Kural değişiklikleri bir fırsat olsa da, bu fırsatı avantaja çevirmek için de gerekli alt yapıya, teknik kadroya ve AR&GE çalışmalarına sahip olmak lazım. Bazen avantaj olsa da, diğer taraftan kuralları diğerlerinden farklı değerlendiren ve gri alan bulan takımlar öne çıkarken, tam ters yönde ilerleyen takımlar gerileyebiliyor ve farkın daha fazla açılması ihtimali de oluyor. Geçmiş yıllara baktığımızda takımlar bu tür büyük kural değişikliklerine hazırlanmak için daha uzun zaman ayırabiliyorlardı. Özellikle geride olan takımlar, daha erkenden kural değişikliklerine odaklanarak büyük takımlarla farkı kapatmayı başarabiliyordu.

Bu konuyla alakalı sizi bundan 12 sene öncesine götüreceğim. 2000'li yıllarda Ferrari, McLaren ve Renault takımları şampiyonluk mücadelesi veren takımlar olmuşlardı. 2008 sonunda aerodinamik açıdan çok güçlü araçlar ortaya çıkarken 2009'da kurallar sıfırlandı ve araçların yere basma gücü oranları ciddi bir şekilde düşürüldü.

2009'daki kural değişikliklerine uzun zaman hazırlanan takımlar son senelerde galibiyet mücadelesinin çok gerisinde olan Ross Brawn liderliğindeki Honda (Brawn GP) ve Adrian Newey teknik liderliğindeki Red Bull Racing olmuşlardı. Bu iki takım, 2009 için erkenden çalışmalara başlamalarının meyvelerini almayı başardılar. 2008'de Honda'nın çekilme kararı almasının ardından Brawn ile ayakta kalmayı başaran Brawn GP, Mercedes motoruna geçti ve yeni kuralların ilk şampiyonu oldu. O seneye Brawn GP önde başlarken, ona en yakın ekip Red Bull oldu. Brawn'ın bütçe sıkıntısı nedeniyle aracını geliştirememesi karşısında Red Bull daha iyi gelişme sağladı ve 2010'da şampiyon oldu. Bildiğiniz üzere Red Bull, takip eden üç sene boyunca şampiyon olmayı sürdürdü.

 

 

2014'te kurallarda motorun öne çıktığı bir büyük değişiklik daha oldu. Turbo hibrit motorların devreye girdiği 2014'te bu sefer yine 2009'daki kural değişikliklerini kazanan ancak Mercedes'e dönüşen ekip kazandı. 2014, 2015 ve 2016'da motorlar ön plana çıkarken Mercedes sorunsuz bir şekilde art arda 3 kez kazandı. 2017'de aerodinamiyi ön plana çıkaracak değişiklikler oldu ve Mercedes, rakipleri olsa da yine de önde kalmayı başardı. Benzer şekilde 2019'da yine aerodinamik değişiklikler oldu ve Mercedes hem önde kaldı, hem de farkı daha fazla açmayı başardı.

2009'daki büyük değişikliklerden bu yana geride kalan 11 senede Brackley merkezli F1 takımı (Honda > Brawn GP > Mercedes) ve Milton Keynes merkezli F1 takımı Red Bull dışında şampiyon olan başka bir takım olamadı.

2022'deki büyük kural değişikliklerine dönecek olursak... 2022 itibariyle takımlar araç geliştirmede önemli bir yere sahip rüzgar tünelini istedikleri kadar kullanamayacaklar. 2021'de başlayacak kısıtlamalarla ön sıralarda yer alan takımlar, arka tarafta yer alan takımlara göre daha az rüzgar tünelini kullanabilecekler. Bu kısa vadede olmasa da, uzun vadede arka sıralarda yer alan takımların daha kolay bir şekilde farkı kapatmalarını sağlayacaktır.

İlgili içerik:

Ancak takımlar 2022 için çalışmalara çok erken başlama şansına sahip olmadılar. Tüm takımlar 2021 itibariyle 2022 araçları için çalışma hakkını elde ettiler. Bu, geçmiş senelerde gördüğümüz gibi geride yer alan takımların erkenden çalışmalara başlayarak daha büyük avantaj kazanma fırsatını engellemiş oldu.

Bu açıdan takımların çoğunun şimdiden bu sezon mücadele edecek 2021 araçlarından ziyade 2022 araçlarına odaklandığını söylersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Bu sene için yapılacak çalışmalar tek senelik olacak ancak 2022 için yapılacak çalışmalar, daha sonraki seneler için de temel niteliğinde olacak.

Ferrari takım patronu Binotto, "Ferrari olarak, 2020'de yaşadığımıza benzer başka bir sezonu daha kabul edemeyiz. Bundan daha iyisini yapmamız gerekiyor."

"2022'nin 2021'den daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü 2022'de yeni bir teknik dönem başlayacak ve buna dezavantajlı şekilde başlarsak, önümüzdeki yıllarda gelişmek bizim için çok daha zor olacak."

"Yani 2022, 2021 aracına kıyasla gelişim anlamında öncelikli olacak. Eğer 2021 aracı üzerinde çalışıyorsak, bu durumun beklediğimizden daha kötü olduğu ya da 2022'de daha iyi bir iş yapmak için pistte deneyip, öğrenmek istediğimiz bazı şeyler olduğu anlamına gelecek." demişti.

Güç ünitesi gelişimi durdurulup aynı zamanda performanslar denkleştirilmediği takdirde Mercedes güç ünitesi zirvede kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Her üretici her sene gelişme kaydetse de, Mercedes bu alanda her zaman optimum seviyede çalışan güç ünitesine sahip oldu. 2020'de Mercedes'in en yakın rakibi Renault'dan 25, Honda'dan 30, Ferrari'den ise 50 beygir daha fazla güce sahip olduğu tahmin ediliyor. 2021'de en büyük atılım muhtemelen Ferrari'den gelecek ancak onlar da Mercedes'le bu alanda baş etmeyi beklemiyor.

Takım patronu Binotto, motor gelişimiyle alakalı ise"2021 motorumuz şu anda dinamometre testlerinde ve iyi bir ilerleme kaydetmiş durumda."

"2021'de en güçsüz motora sahip olacağımızı gerçekten düşünmüyorum. Motor gücü açısından yine mücadelede olacağız."

"Aerodinamik anlamda, sürüklenme ile ilgili bazı sorunları çözmeyi başardık."

"Yani bugünden kesinlikle daha rekabetçi olacağımızı düşünüyorum, daha sancısız bir yıl olacak. İleriye doğru bir adım atacağız, ancak ne kadar büyük olduğunu göreceğiz." demişti.

 

Mercedes'in bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden birisi takımdaki istikrar. Toto Wolff, 2013'ten beri takım patronu, Lewis Hamilton 2013'ten beri takımın pilotu ve muhtemelen devam edecek. Diğer taraftan teknik kadroda sürekli değişiklik olmazken, Paddy Lowe - James Allison değişikliği pürüzsüz bir şekilde gerçekleşti ve Allison yönetiminde Mercedes'in mühendislik ekibi, daha yaratıcı çözümler üretmeyi sürdürdü. Wolff'un takımda kalacağının netleşmesinin ardından, Hamilton'ın kalacağı da netleştiğinde bu ekip pek fazla değişiklik olmadan daha uzun yıllar birlikte çalışacağını garantilemiş olacak. Diğer taraftan INEOS birlikteliği ile Mercedes'in F1'deki uzun vadeli geleceğini de garanti altına aldığını unutmamak lazım.

Diğer büyük takımlarda ise her zaman çeşitli değişiklikler oluyor. Ferrari'de yıllardır bitmek bilmeyen bir teknik kadro yapılanması ve tesis yenilemesi söz konusu. Teknik kökenli Binotto'nun takım patronluğuna getirildiğini ve bu alanda pek de iyi iş çıkaramadığını hemen hemen herkes görmüş durumda. Son iki senedir yaşanan hayal kırıklıklarının ardından, kimsenin 2022'deki büyük değişiklikler öncesinde çok fazla umutlu olduğunu sanmıyorum.

Red Bull nispeten Ferrari'ye göre teknik açıdan daha stabil olsa da onlarda da Adrian Newey'in durumu tam olarak net değil. Newey tam zamanlı çalışmayı bıraktı ancak buna karşı teknik ekip hâlâ ona bağımlı bir şekilde çalışıyor. Newey'in Red Bull'la anlaşmasının 2021 sonunda biteceği biliniyor ve sonrası muamma. Kendisinin Aston Martin'den önemli bir teklif aldığı ve oraya geçebileceği iddia ediliyor. Bu, tam da 2022'deki büyük değişiklikler öncesinde önemli bir konu çünkü 2022 için anlaşma yoksa, Red Bull doğal olarak Newey'i 2022 projesinde çalıştırmayacaktır.

Diğer taraftan Red Bull'un en büyük dezavantajlarından birisi güç ünitesi. 2019'da Honda motoruna geçen Red Bull gelecek seneye bir seneden daha az zaman kalmasına rağmen hâlâ hangi motoru kullanacağını açıklamadı. Bildiğiniz üzere Honda, 2021 sonunda F1'den çekilecek.  Takım, Honda'nın güç ünitesini kendi çabalarıyla kullanmak için motor gelişiminin dondurulmasını istiyor. Bu konuda bazı adımlar atılsa da henüz somut sonuçlar alınmadı. Araç tasarımında güç ünitesi yerleşiminin büyük önemi bulunduğu için, Red Bull'un bu konuda ideal durumda olmadığını söyleyebiliriz.

 

Yazının şu ana kadar olan bölümünde sadece Red Bull ve Ferrari'ye odaklandım. 2014'ten beri sadece bu iki takım az da olsa Mercedes'e rakip olabildiler ve diğerlerinin önünde yer aldılar. Tabii Ferrari'nin 2020 sezonunu baz almazsak... Diğer tarafta Formula 1.5'un daimi üyeleri Racing Point (Aston Martin), McLaren ve Renault yer alıyor. Racing Point'in Aston Martin'e dönüşmesiyle büyük bir heyecan olsa da takımın büyük ölçüde Mercedes bağlantılı olacağını unutmak lazım. Her ne kadar kurallar tüm takımları birbirlerine yaklaştıracak şekilde hazırlanmış olsa da birçok parçayı Mercedes'ten alan yarı bağımsız bir takımın ana takımı normal şartlarda geçmesi pek olası görülmüyor.

McLaren ve Renault, Aston Martin'e göre daha bağımsızlar. McLaren bu sene Mercedes güç ünitesi kullanmaya başlayacak. Renault ise kendi motoru ve şasisine sahip olduğu için tam bağımsız bir fabrika takımı.

McLaren; Zak Brown, Andreas Seidl ve James Key yönetiminde son senelerde büyük bir ivme kazandı. Mercedes güç ünitesine geçiş, bu ivmeyi sürdürecek gibi. Takım, geçtiğimiz senenin sonunda yatırımcı bularak geleceğini garanti altına aldı. Seidl'ın bastırması sonucu McLaren, Woking'deki rüzgar tünelini yenileme kararı aldı ve bu kapsamda çalışmalar başlatıldı. Normalde rüzgar tünelinin bu sene faaliyete girmesi bekleniyordu ancak COVID döneminde yaşananlar nedeniyle bu çalışmalarda gecikme yaşandı. Bu açıdan takımın modern rüzgar tünelinin 2022'de faaliyete geçmesi bekleniyor. Yani yeni rüzgar tüneli 2022 aracının ilk haline yardımcı olmayacak gibi görünüyor. Bunun dışında son senelerde ayakta kalmaya çalışan takım, henüz lider takımlarla mücadele edebilecek seviyeye geldiğini kanıtlayabilecek çözümler de üretemedi.

Renault 2015'te fabrika takımı olarak dönmesinin ardından her sene düzenli olarak ilerlemeyi hedeflese de bunu bir türlü başaramadı. Motor olarak ilerleme kaydetti ancak aerodinami ve şasi tarafında hâlâ istediği seviyenin ya da lider grubun çok gerisinde. Renault, bu seneye kadar McLaren'a motor tedarik etse de onu da Mercedes'e kaptırdı ve 2021'de müşteri takımı olmadan mücadele edecek. Sonrası için de henüz bir anlaşması bulunmuyor. Tüm bunları dikkate aldığımızda Renault, daha doğrusu bu seneden itibaren Alpine olacak takım da 2022'de Mercedes'i yenmek için pek gerçekçi bir seçenek gibi görünmüyor.

Formula 1'de Mercedes dışında 9 takım daha olsa da aslına bakarsak mevcut şartlarda kendisini zorlayabilecek maksimum 2 ya da 3 takım olabilir. Bu takımların içerisinde bulunduğu durumları değerlendirdiğimizde, hem yakın gelecekte hem de orta vadede Mercedes'in mevcut durumunu koruması ve 7 şampiyonluğun üzerine çok daha fazlasını eklemesi şaşırtıcı olmaz. Ancak şu da bir gerçek ki, beklenen ya da sürpriz bir takım Mercedes'i durdurabilecekse, bunun için en büyük şansı 2022 olacak.

Yatırım araçları için hep "bir şey her zaman yükselmez ya da düşmez" derler. Her yükselişin bir düzeltmesi olur. Mercedes hafif düzeltme işlemini 2017 ve 2018'de yaptıktan sonra yükselişini sürdürdü ve sıradaki direnç noktası 2022'de olacak. Mercedes 2022'deki direnç noktasını aşarsa, işte esas o zaman korkmamız gerekecek.

Bu durumda Mercedes'i kimin durduracağından ziyade, tarihin en başarılı ikinci takımı olmasını konuşuyor olacağız. Hem de sadece 13-14 gibi bir senede...

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber İlk yarışında podyuma çıkan Magnussen, F1'de şampiyonluk mücadelesi vermeyi beklemiş
Sonraki haber Sainz: "McLaren F1'de kayda değer bir güç olabilir"

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye