Analiz: Geçişleri arttıran yalnızca yeni kurallar değil

Sporun yöneticileri bu sezon cesurca bir hamle ile türlü yenilikleri devreye soktular. Ve bu değişikliklerin ana hedefi geçişleri arttırmaktı.

Agresif lastik tasarımı ile Pirelli, KERS ve ayarlanabilir arka kanatlar bu sezonu farklı kılan değişkenler olarak gösteriliyor.

Fakat bazı F1 seyircileri yeni kurallardan hiç memnun değiller. Mercedes pilotu Nico Rosberg'in 'F1 tarihindeki en iyi buluş' olarak nitelediği DRS'yi, 1997 Dünya şampiyonu Jaques Villenueve gibi düşünenler, 'F1'i yapaylaştıran bir yenilik' olarak görüyorlar.

Peki hangi taraf haklı? Mercedes-Benz'in yaptığı detaylı sezon ortası analizi konu ile ilgili önemli sonuçlar ortaya çıkardı.

Sezonun ilk dokuz yarşında toplam 623 geçiş oldu. Fakat bu sayı ilk turdaki geçişler ve hasar gören bir aracın geçilmesi durumları çıkartılarak hesaplanmış.

2011'de DRS sayesinde yapılan geçişlerin oranı %29. DRS sadece dört yarışta normal geçiş sayısını geride bıraktı: Şangay, İstanbul, Barselona ve Valensiya.

Bariz bir şekilde DRS'nin etkisi pistten piste göre değişti. Monako ve Silverstone'da ayarlanabilir arka kanatlar sadece 8 geçişe yardım etti.

İstanbul'da ise DRS tam 50 geçişe yardımcı oldu, ki bu pistte normal şartlarda geçiş yapmak oldukça zordur.

Yani DRS genel olarak geçiş sayısının artmasında bir etkiye sahip oldu, fakat dramatik bir etkiye sebep olduğu söylenemez. Silverstone'da mesela, sadece altı tane DRS geçişi oldu, ama yine de olağanüstü derecede zevkli bir yarıştı. İstanbul'daki 50 geçişin verdiği heyecandan bile daha çok keyif aldık Britanya'da.

Pirelli lastiklerinde de benzer bir sonuç ortaya çıkmış. Geçişlerin sadece %54'ünde geçiş yapan pilot çok daha taze bir lastiğe sahipti. Barselona gibi aşınma oranının yüksek olduğu bir pistte ise oran biraz daha artıyor. Fakat Montreal ve Silverstone'da aşınmanın büyük bir etkisi olmadı.

Analizler DRS ve Pirelli'nin geçişlere yardımcı olduğunu, ama hayati derecede bir etkiye veya öneme sahip olmadığını gösteriyor. Normal geçişler hala seyrek, fakat eskiye oranla oldukça fazla.

Elde edilen veriler pistlerin sahip olduğu şekillerin heyecana büyük bir etkisi olduğunu da ortaya çıkartıyor. Türkiye ve Çin'deki uzun düzlükler bir çok geçişe sahne olurken Monako'nun dar caddeleri geçişe imkan vermedi.

Hatta Valensiya'da yeni kuralların bile çok büyük bir etkisi olamadı çünkü pistin tasarımı adeta geçiş yapmayı imkansız kılıyor. Tam aksine Kanada her zaman olduğu gibi heyecan dolu bir yarışa sahne oldu, çünkü pistin şekli geçişe tam uygun bir halde tasarlanmış.

İşte bu analizden de görüldüğü gibi DRS ve Pirelli sezonu yapay bir hale getirmiyor, fakat etkileri oldukça büyük. Heyecanlı bir yarış izlemek için ise en gerekli şey güzel tasarlanmış bir pist. Valensiya ve Kanada Grand Prix'leri karşılaştırılınca bu gerçek daha somut bir şekilde görülebiliyor.

Bu analiz Mercedes-Benz'e aittir