Prime'a abone ol

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye
Son dakika

92 ve o yıllar...

Belki, bu sezon öncesi dönemin sıkıcılığından bilemiyorum ama o yıllar gerçekten etkileyici şeyler yaşandığını yeni fark etmemden dolayı 90'lı yılların başını özellikle 92 yılını incelemek istedim. Neler olmuş neler !

Eğlence hayatından başlayalım.

Müzik dünyasında REM Loosing my religion'ı yayınlıyor ve bıraktığı etkiyi çoğumuz hatırlıyoruz. Aynı sene BB King, Metallica, L L Cool J, Michel Bolton grammy alıyor. Nirvana smells like teen spirit'in pimini çekip Amerika'ya bırakıyor. Gun's Roses november rain'i Iron Maiden fear of the dark'ı kulaklarımıza hediye ediyor.

Aynı yıl NBA'de aynı modda, çılgın sezon MJ'ı iyice parlatıyor ve sonuç. İşte basketbol'un ilahı 23 numaralı forma sahnede. MVP seçiliyor. Peki parkelerde kimler mi var. Saymakla bitmez. Pippen, Barkley, Ewing, Stockton, Rodman, Malone. Neredeyse kötü adam yok.

O senenin yazında dünyanın en büyük tutkusu da sahne alıyor. Futbol, Avrupa futbol şampiyonası düzenleniyor. Kazanan, kupaya diskalifiye olan Yugoslavya yerine davet edilen Danimarka. Çok güzel maçlar oynanıyor ve kupa, futbol dünyasında o sene her sporda olduğu gibi bir çok starı iyice parlatıyor. Schmeichel, Gullit, Van Basten. Bergkamp...

Yavaş yavaş pistlere dönelim ama önce yollara.

WRC'de neler mi olmuş! Carlos Sainz dünya şampiyonu. Üstelik hepimizin ezbere bildiği o muhteşem Toyota Celica'sı ile. Yollar yine star dolu. Juha Kankkunen, Didier Aurio ve Lancia, evet Lancia o dönemlerde eminim ki herkesin aşık olduğu araç. HF integrale. Ondan sonra belki de hiçbir araca bu kadar aşık olmadık, ismini ezberlemedik.

Yıl yine 92, LeMans'ta Peugeout 905 evo gibi bir canavarı piste sürmüş. Akıl alır bir makine değil. Çok şık bir kasa içerisine 3,5lt'lik V10 19.000 devir çevirebilen çığlık atmayı seven birşey yerleştirilmiş. Sonuç ne? Tabii ki zafer üstelik iki sene üst üste.

92=43

92 yılı F1'in de 43.'cü yılı. Formula 1 tarihinin, bazılarına (ben dahil) göre tüm zamanların en müthiş yarış makinesi Williams Renault piste çıkıyor. 3,5 lt V10 Renault motoruyla. Araç o kadar baskın ki o sene bazı pistlerde sıralama turlarında bir sonra ki markaya 2sn fark atıyor.

Mansell sezonu 9 zafer'le kapatıyor. Bu yarış makinesi bünyesinde öyle bir teknoloji ve fikir barındırıyor ki bugün bile alkışlamamak elde değil. Aktif süspansiyon. Bazıları için ise şöyle bir algı var bu sistemin 94'te Williams'dan sökülmesi aracı virajlarda kontrolsüz hale getirdi ve o da maalesef Senna gibi bir efsanenin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Bu özellik sayesinde araç yüksekliğini istediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz. Şimdi sıkı durun, aslında hiçbirimizi şaşkınlığa uğratmayacak bir bilgi. Aracın tasarımcısı Adrian Newey. Bu adam her zaman çılgın araçlarla anılan paddock'un en verimli mühendisi.

Bu yarış makinesi aynı zaman'da livery diye adlandırılan, kaporta giydirmesiyle de efsane oluyor. O kadar şık ki. Renklerde ki uyum ve üzerinde ki reklamlarıyla harmanlanması çok havalı bir araç ortaya çıkarıyor.

O sene araçlarının en popüler özelliklerinden biri de muhteşem sesleri. Bu makineler, o yıllarda tv ve ses kaydı bugünkü kadar bol olmasa bile şu an YouTube'un en popüler makineleri. Bunlara ait bol bol video kaydı bulabilirsiniz. Değinmeden geçemeyeceğim F1 tarihinin en seksi aracı da yine bu yıl pistte. Kırmızı araç, Jean Alessi tarafından kullanılıyor, berbat bir sezon geçiriyor ama araç o kadar güzelki inanın o halini izlemesi bile çok çok keyifli. Harika bir kırmızı, harika bir burun, sim siyah jantları ve ona uyumlu siyah ön ve arka kanadıyla 10 üzerinden 10 tasarım ama tekrar edeyim berbat bir sezon geçiriyor neredeyse hiçbir yarışı bitiremiyor. Tiffosilerin zor ve üzgün yılları.

90'lı yıllar genelde bu havada yaşandı. Her branşta starlar girdi hayatımıza. En büyük üzüntümüz Senna'nın vefatı oldu tabii ki. Keşke biraz daha hayatımızda kalsaydı. Schumacher ile rekabetini biraz daha izlemek isterdik. Tesadüfmüdür ben mi abartıyorum aslında kararsızım ama yaşananlar ortada, pekte abartıyorum denilemez 90'lı yıllar çok keyifli geçti.

O yıllar güzel ülkemizinde durumu ise Ferrari gibi, hiç bir yarışı bitiremiyoruz. Bugünde halen var olduğu gibi maalesef terör o dönemler de gündemde.

Terör kelimesini bir gün tamamen hayatımızdan çıkartmamız dileğiyle.

Bu topraklar da eğlenceyi, sanatı, barışı, müziği ve sporu en az Avrupa ve Amerika kadar hak ediyor...

Yazan: Deniz Kaan Ayhan

Motorsport topluluğunun bir parçası olun

Yorumlara katılın
Önceki haber Analiz: Testlerde herkesin cevap beklediği sorular
Sonraki haber Williams'ta daha fazla değişiklik var

Öne Çıkan Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Ücretsiz üye olun

  • Favori makalelerinize hızlı erişim sağlayın

  • Son dakika haberleri ve favori sürücülerle ilgili bildirimleri yönetin

  • Yorumlarınızla sesinizi duyurun

Motorsport prime

Premium içeriği keşfedin
Prime'a abone ol

EDİSYON

Türkİye