2020 F1 sezonu değerlendirmesi

2020'nin ilk aylarında korkutucu bir seviyeye ulaşan koronavirüs pandemisi, çok geçmeden tüm dünyadaki sportif ve kültürel birçok faaliyetin iptal edilmesine ya da ertelenmesine neden oldu.

Formula 1 başta olmak üzere tüm motor sporları dünyası da pandemiden payını aldı. Kış testleri sorunsuz bir şekilde tamamlanırken takip eden haftalarda pandeminin yayılma şiddeti arttı ve doğal olarak hasta ve ölüm sayısında ciddi artışlar yaşandı. Pandeminin çıkış noktası olan Çin GP resmen iptal edildi. Buna rağmen Formula 1 dünyası, sezonun ilk yarışı için Avustralya'ya gitti.

O dönemde Formula 1 yöneticileri, hiç beklenmeyecek şekilde virüse karşı herhangi bir acil eylem planı olmadan sezonun ilk yarışı için uzun mesafe kat ederek Avustralya'ya gittiler. Yarıştan önceki Çarşamba günü McLaren ve Haas çalışanlarında pozitif vakalardan şüphe edildi. Perşembe günü çalışanının test sonucunun pozitif çıkmasının ardından McLaren doğrudan yarıştan çekilme kararı aldı. Organizatörler ve takımlar arasında  yaşanan tartışmalar ve anlaşmazlıkların ardından Cuma günkü antrenmanlara çok az bir süre kala yarışın iptal edildiği duyuruldu. Böylece binlerce personel ve kargo, boş yere Avustralya'ya kadar götürülmüş oldu.

Avustralya GP'nin iptalinin ardından takip eden haftalar ve aylarda birçok yarış iptal edildi ya da ertelendi. Bu süreçte bir yandan sağlık açısından sıkıntılı bir dönem geçirilirken, nakit akışı olmadığı için hem takımlar hem de Formula 1 yönetimi endişelenmeye başladılar. F1 takımları ve çalışanları, dış dünyaya yardımcı olabilmek için solunum cihazı üretmede yardımcı oldular.

Ferrari'nin hazırladığı solunum cihazı

Fotoğraf: Ferrari

Endişeli günlerin ve 4 aylık gecikmenin ardından 2020 Formula 1 sezonu, Formula 1 Yönetimi ve FIA'nın aldığı önlemler altında Avusturya'daki art arda iki yarış ile başladı. İlk defa aynı pistte iki yarış yapıldı. Alınan önlemler kapsamında padoğa giren sayısında çok ciddi kısıtlamaya gidilirken, padokta yer alan insanların mümkün olduğu kadar birbirleriyle az temasta bulunacakları tedbirler alındı. Padoğa girmeden önce testler yapıldı ve bu testler birbirini takip eden yarışlarda 5 günde 1 tekrarlandı. Sene boyunca 3 pilot - Sergio Perez, Lance Stroll, Lewis Hamilton - virüse yakalandı ve yarışlar kaçırdılar. Sergio Perez, art arda gerçekleştirilen Silverstone'daki iki yarışı kaçırırken, Lance Stroll Eifel GP'yi, Lewis Hamilton ise Sakhir GP'yi kaçırdı. Bu isimlerin yarışları kaçırmalarının ardından Nico Hulkenberg 3 defa Racing Point adına yarışma fırsatı bulurken George Russell, Hamilton'ın yerine Mercedes'te yarışma fırsatı buldu. Onun yerini ise takımın yedek pilotu Jack Aitken aldı.

Senenin farklı dönemlerinde açıklanan yarışlar ile 2020 sezonu Avrupa ve Asya kıtalarında gerçekleştirilen 17 yarışlık takvimle ile tamamlandı. Birçok yarış serisi bu sene aynı pistte birden fazla yarış yaparken Formula 1 diğerlerine göre büyüklüğünü bir kez daha kanıtlamış oldu. F1, 17 yarış ile senenin en uzun takvimi gerçekleştirmeyi başardı ve bunlardan sadece 3'ü, Sakhir GP'yi çıkarırsak sadece ikisi (Red Bull Ring ve Silverstone) aynı pistte gerçekleştirildi. Formula 1'e en çok yaklaşan 14 yarışla MotoGP olsa da orada 5 pistte ikişer yarış yapıldı.

 

Şampiyonluk mücadelesi açısından pek iyi bir sezon olmadı. 17 yarış ile 2004'ten bu yana en az yarışın yapıldığı sezonda Lewis Hamilton pilotlar şampiyonluğunu 3 yarış kala, Mercedes ise takımlar şampiyonluğunu 4 yarış kala ilan etti. Her iki şampiyonada liderlerin arkasında pek mücadele olmazken pilotlar şampiyonasında dördüncülük, takımlar şampiyonasında ise üçüncülük için sona ana kadar mücadele sürdü.

2020 hem sayı hem de şekil itibariyle çok farklı bir sezon oldu. 17 yarış, sayı itibariyle eski sezonlardan dramatik farklı görünmese de içerisinde yer alan yarışlar ve pistler itibariyle oldukça farklıydı. Normalde takvimde yer alan 21 pistin sadece 9'unda yarış yapılabilirken, daha önce takvimde yer alan ya da ilk defa giren Toskana GP (Mugello), Eifel GP (Nürburgring), Portekiz GP (Portimao - Algarve), Emilia-Romagna GP (Imola) ve Türkiye GP (İstanbul Park) gibi yarışlar fırsat buldular. Bu yarışlar dışında Sakhir GP için (Bahreyn dış pisti) de yeni bir yarış diyebiliriz çünkü daha önce Bahreyn pistinin dış versiyonunda hiç yarış yapılmamıştı.

Virüs sonrası teknik ve sportif değişiklikler

Koronavirüsün etkileri sadece 2020'yi değil 2021'i de etkiledi. İlk iptallerin ardından planlanan yeni sezon başlamadan önce FIA, Formula 1 ve tüm takımlar bir dizi kural değişikliklerini kabul ettiler. 

Öncelikle 2021 için planlanan 175 milyon dolarlık bütçe sınırı 145 milyon dolar olarak revize edildi ve 2021'de planlanan teknik kural değişiklikleri 2022'ye ertelendi. Bu düzenleme ile 2020 araçları büyük önem kazandı çünkü şasi ve süspansiyon tasarımlarının 2020'de dondurulacağı ve 2021 araçlarında kullanılacağı duyuruldu. 

Yarışların büyük ölçüde seyircisiz yapılacağı duyuruldu ve bir takımın, bir yarış hafta sonuna en fazla 80 kişi getirebileceği, bunlardan en fazla 60'ının araçlar üzerinde çalışabileceği belirtildi.

1. Mercedes (573 puan)

2014'ten bu yana takımlar şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan Mercedes için 2020'de de değişen pek bir şey olmadı. Kurallar oturdukça liderle arkasındakiler arasındaki farkların kapanacağı ve dominant takımların gittikçe güç kaybedeceği düşünülse de Mercedes, 2014'ten bu yana irili ufaklı tüm değişikliklerin ardından hep yerini korudu. Takım hem pist üstünde, hem de yenilikçilik açısından zirvede kalmayı sürdürdü ve attığı adımlarla gelecek senelerde bunu sürdüreceğinin sinyallerini verdi.

Kış testlerinde araca eklenen DAS sistemi, açık ara sezonun en çok konuşulan yeniliklerinden birisiydi. Sistem gelecek sene için yasaklansa da Mercedes sezon boyunca bu sistemi kullanmaya devam etti. Mercedes'in yenilikçiliği DAS ile sınırlı değildi. Takım arka süspansiyon tasarımında da önemli bir değişiklik yaptı. Önceden arka süspansiyonların alt kolu vites kutusu kasnağına bağlıyken 2020'de kaza yapısına bağlandı. Bu sayede oradan daha fazla hava geçişinin önü açılmış oldu.

 

 

Bunların dışında sene boyunca ön kanat, burun altı, bargeboard, sidepod yanında yer alan kanatlar ve arka kanat kenar plakası gibi birçok yerde güncelleme yapıldı. Mercedes'in özellikle geçen sene Almanya'dan bu yana kullandığı arka kanat kenar plakası felsefesi, ince burun tasarımı ve burun altındaki pelerin hava yönlendirici kanat gridde birçok takım tarafından kopyalandı.

Mercedes, muhtemelen kendi tarihinin en iyi ve en üstün araçlarından birisini bu sene hazırlasa da dayanıklılık açısından her şey toz pembe değildi. 17 yarış hafta sonunda 3 güç ünitesi kullanılmış olsa da (normalde bu sayı 22'ye göre ayarlanmıştı) bu konuda bazı sıkıntılar yaşandı ve sezon sonunda dayanıklılık endişeleri nedeniyle güç ünitesi performansları kısıldı. Tabii son yarıştaki performans düşüklüğünün genç sürücü testlerinde yapılacak çalışmalar için araçta yapılan değişikliklerle de bağlantısı olabilir. Bunun dışında İtalya GP ve Sakhir GP'de yaşanan telsiz ve pit stop sıkıntıları, Mercedes'te pek alışkın olmadığımız durumların yaşanmasına neden oldu. O yaşananlar takımın düşüşü yolunda bir dönüm noktası değilse, muhtemelen gelecekte bir daha yaşanmamak üzere takım tarafından çözüm bulunacak sorunlardı.

Her şeye rağmen Mercedes alanında liderdi. Art arda 7. takımlar şampiyonluğuyla Mercedes bunu başaran ilk takım olurken Lotus'la birlikte Ferrari, Williams ve McLaren'ın arkasında tüm zamanların en çok şampiyon olan 4. takımı olmayı başardı. Mercedes ayrıca 114. zaferiyle Williams'ı (113 galibiyet) geride bırakarak tüm zamanların en çok yarış kazanan 3. takımı oldu. Mercedes, bu sene tüm yarışlardan puan almayı başaran tek takımdı.

Takım ayrıca ırkçılığa karşı duruş amacıyla gümüş gri rengindeki aracını siyaha çevirdi.

Mercedes'in spordaki uzun vadeli geleceği sorgulanıyordu ancak ilk olarak sezon ortasında Concorde Anlaşması'nın imzalanması ve son olarak sezon bittikten sonra INEOS'un Mercedes'in ortaklarından birisi olması duyurusu ile takımın spordaki geleceği netleşmiş oldu. INEOS, takım patronu olarak devam edecek Toto Wolff ve Daimler'in Mercedes F1 takımında eşit oranda hisseleri bulunacak. Daimler böylece F1 takımına daha az yatırım yaparak isim hakkını korumuş olacak.

Lewis Hamilton (Şampiyona 1.si, 347 puan)

Mercedes'in Formula 1 araçlarıyla adeta bütünleşen Hamilton, 2012'de verdiği kararın meyvelerini toplamaya devam ediyor olsa da o günkü Hamilton ile bugünkü Hamilton arasında dağlar kadar fark olduğunu artık herkes kabul ediyor. Hamilton her zaman hızlıydı ancak hiçbir zaman bu kadar hızlı ve aynı zamanda istikrarlı, adanmış olmamıştı. Mercedes hızlandıkça Hamilton da bir o kadar istikrarlı ve strateji yönünden gelişmiş bir pilot haline geldi. 

Hamilton bu sene sıralamalarda takım arkadaşı Bottas'a karşı tek turda üstün değildi. Buna karşı geride kaldığı yarışlarda dahi bir şekilde Bottas'ı geride bırakmayı başardı ve 17 yarışa rağmen, hatta kendisinin koronavirüs nedeniyle kaçırdığı Sakhir GP'yi çıkarırsak 16 yarışa rağmen istatistiksel açıdan 11 yarış zaferiyle en iyi sezonunu tekrarlamış oldu. 

Katıldığı 16 yarışın 10'unda pole pozisyonunu kazanan Hamilton, tüm sıralamalarda son seansa kalmayı başardı ve 13 yarışa ilk çizgiden başladı. Hamilton, kazandığı 11 yarışın yanında 3 defa daha podyuma çıkarken 2 kez podyuma çıkamadı ama katıldığı tüm yarışlarda puan kazanmayı başardı. Hamilton bunu başaran tek isimdi.

Hamilton bu sene ilk olarak Michael Schumacher'e ait 91 yarış zaferi rekorunu kırıp onu 95 yarış zaferine taşırken ardından 7. şampiyonlukla yine Michael Schumacher'e ait en çok şampiyonluk rekorunu egale etti ve tüm zamanların en başarılı Formula 1 pilotu olma unvanını ele geçirdi.

Hamilton her ne kadar istatistikleri önemsemediğini söylese de artık istese de istemese de önemsemek durumunda. Hamilton'ın Mercedes'le imzalayacağı yeni anlaşması bu içeriği hazırladığım esnada henüz açıklanmamıştı. Hamilton muhtemelen en az iki, muhtemelen 3 sene daha Formula 1'de mücadele etmeye devam edecek. Her sene yaklaşık 10 galibiyet alan Hamilton'ın F1'den emekli olduğunda 120'den fazla galibiyetinin olması muhtemelen sürpriz olmayacaktır. 2022'de büyük kural değişiklikleri olacak olsa da, Mercedes arkasına aldığı rüzgarla birlikte daha uzun yıllar galibiyet mücadelesinin içerisinde yer alacak gibi görünüyor.

Valtteri Bottas (Şampiyona 2.si, 223 puan)

Avusturya'daki sezonun ilk yarışına galibiyetle başlayan ve ikinci yarıştaki ikinciliği ile liderliğini koruyan Bottas için sezonun kalan bölümü pek hayal ettiği gibi olmadı.

2020'de başka hiçbir takımın Mercedes'e şampiyonluk mücadelesinde rakip olamayacağının anlaşılmasının ardından mücadele açısından tüm umutlar Bottas'a bağlanmıştı ancak Fin sürücü bir kez daha bunu başaramadı. İlk yarıştaki galibiyetin ardından Bottas sadece Rusya GP'de bir zafer daha elde edebildi.

Tek turda Hamilton'a yakın olan ve 5 defa pole pozisyonunu kazanan Bottas, yarışlarda ve startlarda zayıf kaldı ve bunlardan sadece bir tanesini galibiyete çevirebildi. Bottas, sezon içerisinde çeşitli sorunlar ve talihsizlikler yaşadı ancak genel olarak yarış performansı ve motivasyon açısından takım arkadaşının gerisinde kaldı. 

Sakhir GP'de Hamilton'ın yerine mücadele eden genç George Russell'ın gösterdiği performans, kısa vadede olmasa da (2021) orta ve uzun vadede (2022'den itibaren) Bottas'ın takımdaki yerini kaybedeceğinin habercisiydi. 

2. Red Bull Racing (319 puan)

2013'ten beri şampiyonluğa hasret olan Red Bull Racing için bu sene de değişen bir şey olmadı. Takım sezona uzun zaman sonra ilk defa bu seneki kadar umutlu başladı. Hem şasi, hem de motor tarafında beklentiler büyüktü ancak Red Bull'un aracı ve Honda motoru bir kez daha beklentilerin gerisinde kaldı.

Red Bull için geçtiğimiz senelerde sezona kötü başlayıp, sezon ilerledikçe gelişme ve Mercedes'le farkı kapatma şeklinde bir rutin oluşmuştu. Mercedes her sene gelişim açısından birbirini takip eden araçlar hazırlarken, Red Bull kapatması gereken büyük fark olduğu için ciddi değişiklikler yapıyor ve bunun sonucunda araç fabrikadan hem hız, hem dayanıklılık hem de optimum ayarlar açısından ideal şekilde çıkmıyor. Red Bull'un yeni aracını tam olarak anlayana kadar Mercedes çoktan farkı açmış oluyor.

 

 

Takım bu sene burun, ön kanat, ön süspansiyonlar ve arka süspansiyonlarda çok farklı çözümleri araca ekledi. Mercedes tarzı ince buruna geçen Red Bull, bu felsefeyi daha da ekstrem hale getirdi. Burun kısmını çok incelten ve ön tarafa birden fazla kanal açan Red Bull, ön süspansiyon tasarımında geleneksellikten uzaklaştı ve alt kolları daha geriye aldı. Bunu yaparken çok büyük çalışma yapıldı.

Yine Mercedes tarzı burun altı pelerin hava yönlendiriciye geçen takım, pelerin üstüne açtığı yarıkla dikkat çekerken, sene ortasında ön kanadın kenar kısmında yapılan değişiklik, bir diğer öne çıkan teknik yenilikti. Kanadın kenar plakasının alt uç kısmında yarık açılmış, bu yarıktan giren hava, kenar plakasının içerisinden yönlendirilip arkadaki deliklerden dışarı yönlendirildi. Red Bull ayrıca arka kanatta daha sade tasarım kullanırken, bu senenin ilerleyen bölümlerinde Mercedes tarzı kenara geçiş yaptı.

 

 

Red Bull'un hepsinden optimum sonucu alması oldukça fazla zamanını aldı. Buna karşı Red Bull, sene boyunca Max Verstappen ile Mercedes'e en yakın olan takımdı ancak ikinci pilotu Albon'dan istediği performansı alamadı.

Red Bull, sezon bittikten sonra çok zaman geçmeden Meksikalı F1 pilotu Sergio Perez ile anlaştığını duyurdu. Bakalım iki deneyimli ve kendini kanıtlamış sürücü, Red Bull'a Mercedes'le mücadelede yardımcı olacak mı? 

Max Verstappen (Şampiyona 3.sü, 214 puan)

Max Verstappen bu sezonu 3. sırada tamamlayarak kariyerindeki en iyi sonucu yinelemiş oldu. Hollandalı sürücü geçen seneyi de 3. sırada tamamlamıştı.

Verstappen'in yeteneklerini sorgulayacak pek fazla isim yoktur. Aceleciliği, aşırı agresifliği, açıklamaları ve telsiz mesajları gibi birçok şey eleştirilebilir ancak saf yetenek olarak kendisini eleştirecek pek az kimse vardır. Bu sene yarışların büyük çoğunluğunda aracından maksimumu ve hatta bazen daha fazlasını aldı ve Mercedes pilotlarının arasına girmeyi başardı. 

Kendisi bir noktaya kadar şampiyonluk adaylarından birisiydi ve şampiyonada ikinci sırada yer aldı ancak sezonun ikinci yarısında aldığı art arda kötü sonuçlar, daha doğrusu yarış dışılar kendisini Mercedes pilotu Valtteri Bottas'ın gerisine taşıdı.

5 defa yarış dışı kalan Verstappen bitirdiği 12 yarışın 11'inde podyuma çıktı ve onların ikisini kazanmayı başardı. Yarış dışı kaldığı 5 yarışta da doğrudan kendisinin yapabileceği bir şey yoktu. O yarış dışılar olmasaydı, muhtemelen Hamilton'a çok daha yakın bir yerde sezonu tamamlardı. Aslında tüm bunlar Red Bull ve motor tedarikçisinin şampiyonluk mücadelesi için daha fazlasını yapmasını gerektiğini gösteriyor.

Alex Albon (Şampiyona 7.si, 105 puan)

Tayland kökenli İngiliz pilot, sene boyunca eleştirilere maruz kaldı. Sezonun ilk yarısında yaşadığı talihsiz olaylar sonucu kaçırdığı fırsatlar, aslında sezonun kalan bölümünde topa girmesine neden oldu ve genç pilot, Red Bull'da geçirdiği ilk tam sezonun ardından yerini Sergio Perez'e kaptırdı.

Albon her zaman takım tarafından "iyi çocuk" olarak lanse edildi ancak iyi çocuk olmak, yaramaz çocuk Verstappen karşısında yeterli olmadı. Red Bull, Albon'a sezon boyunca fırsat verdi ancak kendisi hemen hemen hiçbir yarışta takım arkadaşı Verstappen'e yardımcı olabilecek pozisyonda yer bulamadı. Arka tarafı oynak araç ile daha iyi baş eden Verstappen, Mercedes pilotlarıyla mücadele ettiği zamanlarda hep yalnız kaldığı için, takım yarışlarda ona daha yakın olabilecek ve boşta olan Sergio Perez ve Nico Hulkenberg gibi isimleri değerlendirmeye başladı ve sonunda Perez ile anlaştı.

Albon'un ortalama sıralama ve yarış pozisyonları aslında takımdan neden gönderildiğini işaret ediyor. Verstappen'in ortalama sıralama pozisyonu 3.12 olurken Albon'un ortalama sıralama pozisyonu 7.24 oldu. Yarış ortalamalarına bakarsak fark daha da açılmış görünüyor. Verstappen 2.4 ortalama bitiş pozisyonuna sahipken, Albon'un ortalaması 7.8 oldu.

Daha da vahim olanı, Albon ne sıralamalarda, ne de birlikte tamamladıkları yarışlarda bir kez dahi olsun Verstappen'i geride bırakamadı. 

3. McLaren (202 puan)

2015'te Honda motoruna geçmesinin ardından çöküşe geçen ve Williams gibi olmasından endişe duyulan McLaren, Zak Brown önderliğinde durumu tersine çevirdi ve sonrasında yükselişini sürdürüyor. 2018'de Renault motoruna geçiş yapan takım, en dipten en önlere yaklaşmayı başardı. 2018'de 6., 2019'da 4. olan McLaren, bu sene 17 yarış olmasına rağmen son iki sezonda topladığı puanın sadece 5 puan gerisinde kaldı ve sezonu 3. sırada tamamladı.

McLaren bu sene orta grup şampiyonluğu mücadelesinde en hızlı pakete sahip değildi ancak Carlos Sainz ve Lando Norris'in sezon boyunca aldıkları istikrarlı sonuçlar, daha hızlı araca sahip Racing Point'in sezon başında puanlarının silinmesi ve istikrarsız yarışlar geçirmesi McLaren'ın 3. olmasına yardımcı oldu.

McLaren bu sene Mercedes'in ardında en büyük kazanan taraftı çünkü ekip şampiyon olamasa da 2012'den bu yana en iyi sezonunu geçirmiş oldu. Bu hem maddi hem de manevi açıdan takıma büyük katkı sağlayacak.

McLaren, son yıllarda genel olarak aerodinamik açıdan güçlü bir araca sahip oldu ve her sene aracın bu yöndeki performansını arttırmayı başardı. İlk başta kalın buruna sahip olan McLaren, yıllar ilerledikçe daha çok Mercedes tasarımına benzer felsefeye sahip oldu. Takım bu sene ortasında getirdiği son güncellemeyle, 2021'de Mercedes motoruna geçmeden önce tamamen Mercedes'e benzer bir ön tarafa sahip oldu. Takım sene boyunca ön kanat, bargeboard, sidepod ve arka kanat gibi bölümleri güncellemeye devam etti.

 

 

McLaren, yılın ilk aylarında yarışların yapılmamasının ardından nakit akışı açısından büyük sıkıntılar yaşadı ve uzun süre nakit için farklı çözümler bulmaya çalıştı. Sonunda Bahreyn'den kredi bulan takım, gelecek senelerde daha büyük adımlar atabilmek için Woking'deki fabrikayı satıp ardından kiralamayı planlıyor. Bunun dışında takımın belli miktarda hissesi geçtiğimiz günlerde satıldı ve gelecek senelerde daha fazlasının satılması bekleniyor. 

Gelecek seneden itibaren bütçe sınırı geliyor ve takım gridin en komple güç ünitesi olan Mercedes güç ünitesine geçiyor. Bunun dışında Daniel Ricciardo gibi kendisini kanıtlamış ve deneyimli bir pilot, takımın ilerlemesine katkı sağlayacaktır.

Carlos Sainz (Şampiyona 6.sı, 105 puan)

Red Bull ile yollarını ayırdıktan sonra özellikle McLaren'da kendisini bulan Sainz için 2020 de 2019'a benzer şekilde tamamlandı. İspanyol sürücü son senelerin en istikrarlı isimlerinden birisi oldu. Kendisi hâlâ bir Verstappen ya da Leclerc seviyesinde görülmese de o bir şekilde aracından maksimumu ya da maksimuma yakın sonucu almayı başarıyor.

Sainz bu sene özellikle startlarda ya da güvenlik aracı sonrası yeniden startlarda oldukça güçlüydü ve zaman zaman bu sayede öne daha fazla yaklaşmayı başardı. Kendisi İtalya GP'de şansı yaver gitseydi kazanan taraf olabilirdi ancak ikinci olarak podyuma çıktı.

Sainz'ın son senelerde başardıkları Ferrari'nin dikkatinden kaçmadı ve İtalyan ekip 2021'de Sebastian Vettel'in yerine Sainz ile anlaştı. Henüz sezon başlamadan Ferrari'den gelen teklifi kabul eden Sainz'ın Ferrari'nin önüne geçen McLaren'a geçiyor olması nedeniyle pişmanlık duyabileceği iddia edilse de İspanyol pilot her zaman bu iddiaları yalanladı.

Lando Norris (Şampiyona 9.su, 97 puan)

Yeni neslin en hızlı isimlerinden birisi olan Lando Norris, bu sene daha iyi bir sezon geçirdi ve takımına daha fazla puan katkısında bulunmayı başardı.

Formula 1'deki ikinci sezonunu geçiren Norris, bu sezonun ilk yarışı olan Avusturya'da ilk podyum sonucunu elde etti. Norris bu podyumla 20 yıl 7 ay 22 gün ile Formula 1 tarihinin podyuma çıkan en genç 3. pilotu oldu.

Bu seneki 17 yarışın 13'ünden puan alan Norris, daha deneyimli takım arkadaşı Sainz'ın sadece 8 puan gerisinde kaldı. Norris buna karşı sıralamalarda 8-7 Sainz'ı geçerek dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. McLaren pilotları, Alfa Romeo ve Haas pilotları dışında birbirlerine en yakın isimlerdi.

4. Racing Point (195 puan)

Racing Point, hem pist üstünde hem de pist dışında en çok konuşulan takımlardan birisi oldu. Takımın büyük patronu Lawrence Stroll'un Aston Martin'den hisse aldığı ve 2021'den itibaren Racing Point isminin Aston Martin olacağı Ocak ayının sonunda duyurulmuştu.

Bu, sürekli olarak orta sıra mücadelesi veren küçük ekip için büyük bir haberdi. Ancak daha büyük haber, kış testlerinin başlamasıyla geldi. Kış testlerinden önce takım, 2020 görünümünü tanıtmıştı. O tanıtımdaki araç yeni araç gibi düşünülse de aslında sadece araç görünümünü tanıtmış oldular. Ancak kış testlerinin başlaması ve yeni araçların başlamasıyla, özellikle sezonun ilk yarısını domine eden tartışmalı Mercedes benzerliği ortaya çıktı. Racing Point, halihazırda Mercedes güç ünitesini ve vites kutusunu kullanıyordu ve izin verilen tüm parçaları Mercedes'ten alıyordu. Önceki senelerde Mercedes'le olan paylaşım karoser altıyla sınırlıydı ancak takım, 2019'dan itibaren Mercedes'in rüzgar tünelini kullanmaya başladı. Bu işbirliği, daha önce Red Bull - Toro Rosso (AlphaTauri) ve Ferrari - Haas'ta gördüğümüze benzer bir sonuca sebep oldu. Daha önceki senelerde karoser altında olan benzerlik, 2020 aracıyla karosere de yansımış oldu. Racing Point RP20, çok büyük ölçüde Mercedes'in 2019 şampiyonluğunu kazandığı aracına benziyordu ve bu durum rakiplerinin tepkisine neden oldu. Bu durum nedeniyle Racing Point aracı için "Pembe Mercedes" yakıştırması yapıldı.

 

Daha önceki verdiğimiz örneklerden benzer işbirliklerinin olduğunu siz de biliyorsunuz. Geçen seneyi 5. sırada tamamlayan ve yükseliş hedefinde olan Renault, bu konudan en çok rahatsız olanların başında yer alıyordu ve bu benzerliğin peşine düştü. Sonunda, kurallarda izin verilmeyen bir paylaşım olduğunu fark etti. Bu, daha önceki senelerde paylaşımına izin verilen ancak 2020'de izin verilmeyen fren kanallarıydı. Yeni kurala göre fren kanallarını her üretici kendisi üretmek zorundaydı. Uzun süren protesto sürecinin ardından inceleme tamamlandı ve Racing Point haksız bulundu. Bu yüzden takımın, üreticiler şampiyonasında 15 puanı silindi ve 400 bin Euro para cezası verildi.

Mercedes yakıştırmalarından uzaklaşmak isteyen Racing Point, Mugello'deki Toskana GP'de aracında özellikle sidepod bölgesinde yoğun olmak üzere ciddi değişiklikler yaptı. Mugello güncellemesi içerisinde yeni sidepodlar, yeni taban, yeni ön kanat, yeni motor kapağı ve fren kanalları yer aldı.

 

 

Racing Point her ne kadar sezona Mercedes'in 2019 aracına çok benzer bir araçla başlasa da, aslında pist üstünde beklentileri karşılayamadı. Sezonun ilk yarısında McLaren ve Ferrari podyuma çıkarken Racing Point ilk podyumunu ancak İtalya GP'de Lance Stroll ile alabildi. Racing Point, sezonun son bölümünde uçuşa geçti. İlk olarak Türkiye GP'de Lance Stroll ile ilk pole pozisyonu geldi. Aynı yarışta takım uzun süre 1-2 gitse de, yarışın son bölümünde Stroll'un gerilemesinin ardından ancak Perez'le podyum geldi. Ancak her şey bununla bitmedi. Bahreyn'in dış pistinde gerçekleştirilen Sakhir GP'de, Mercedes'in başına gelenlerin ardından Perez kendisinin ve takımının ilk yarış zaferini elde etti. Stroll'un podyumuyla takımlar şampiyonasında üçüncülük yolunda büyük avantaj yakalayan Racing Point, son yarışta Perez'in yolda kalması ve Stroll'un geride kalmasıyla yerini yeniden McLaren'a kaptırmış oldu.

Racing Point, sene ortasında pek beklenmedik bir şekilde Sergio Perez ile yollarını ayıracağını ve ardından Sebastian Vettel ile anlaştığını duyurdu. Takımın gelecek sene isminin değişmesinin yanında şampiyon bir pilotu olacak.

Sergio Perez (Pilotlar şampiyonası 4.sü, 125 puan)

Orta bölüm mücadelesinin müdavimlerinden olan Sergio Perez, bu sene tam manasıyla ikiye ayrıldı. Sezonun ilk yarısında koronavirüs nedeniyle Britanya'daki iki yarışı kaçırarak büyük darbe alan ve pek istediği sonuçları alamayan Perez, buna rağmen özellikle sezonun ikinci yarısında gösterdiği performansla göz doldurdu.

Sene sonunda takımdan ayrılacağını öğrenmesinin ardından Perez, bir anda gelecek sene için endişe verici bir duruma düştü. Bu gelişme yaşandığında gridde gidebileceği pek fazla seçenek yoktu ve kendisi artık ciddi ciddi gelecek sene ara verip 2022'de dönmeye odaklanmıştı. Gridde gidebileceği en iyi takım Red Bull'du ancak bildiğiniz üzere Red Bull ilk yılları haricinde hiçbir zaman kendi pilot havuzu dışından pilotla anlaşmadı. 

Perez, istikrarlı sonuçları, podyum sonuçları ve Sakhir GP galibiyetiyle sezonu 4. sırada tamamladı ve orta sıra mücadelesinde şampiyon olan (en yukarıda yer alan) isim olmayı başardı. Perez bu zafer ile F1 tarihinde yarış kazanan 110. isim olurken 1970 Belçika GP'de kazanan Pedro Rodriguez'den sonra yarış kazanmayı başaran ilk Meksikalı pilot oldu.

Sezonun son bölümünde gösterdiği performansla Perez, adeta kazıya kazıya Red Bull koltuğunu kazanmış oldu.

Lance Stroll (Pilotlar şampiyonası 11.si, 75 puan)

Racing Point'in babadan torpilli pilotu Lance Stroll için aslında sezonun ilk yarısı gayet güçlüydü. 2019'da sıralamalarda ilk seansı geçmekte zorlanan Stroll, bu sene büyük ilerleme kaydetti ve Monza'daki İtalya GP'ye kadar Steiermark GP haricinde hep ilk 10'dan yarışa başladı ve ilk yarış Avusturya'daki motor sorunuyla yolda kalması dışında hep puan aldı. Bu güçlü başlangıcı Stroll, İtalya'daki üçüncülüğü ile podyumla taçlandırdı.

Stroll için sezonun ilk yarısı ne kadar istikrarlı ve güçlüyse, Toskana GP ile ikinci yarısı bir o kadar iniş çıkışlı oldu. COVID-19 nedeniyle Eifel GP'yi kaçıran Stroll, Türkiye GP'de pole pozisyonunu kazanıp Sakhir GP'de podyum aldı ancak son 8 yarışın dördünde yarış dışı kalıp birinde ilk 10 dışında yer aldı. Türkiye GP'nin yarısını lider olarak götüren Kanadalı pilot, pit stoptan sonra yaşadığı düşüşle ancak 9. olabildi.

2020'de Mercedes harici pole pozisyonu kazanan iki isimden birisi olan Stroll, sezonu takım arkadaşının oldukça gerisinde tamamladı.

5. Renault (181 puan)

2016'da spora fabrika takımı olarak dönen ve 2020'de Concorde anlaşmasını imzalayarak sporda kalacağını doğrulayan Renault için güçlü ancak yine de istediğini tam olarak alamadığı bir sezon oldu.

Spora dönüşünün ardından ilk yıl 9. olan Renault sonraki sene 6., 2018'de ise 4. oldu. Renault ilk senelerindeki bu yükselişi düzenli bir şekilde sürdürmek istiyordu ancak son iki senedir bunu en azından şampiyona pozisyonu açısından yapamadı. Geçen seneyi 5. sırada tamamlayan Renault, 2020'de daha güçlü olup yeni dönemindeki ilk podyumlarını alsa da McLaren ve Racing Point'in arkasında yine 5. olmaktan kurtulamadı.

Renault, pek konuşulmasa da bu sene büyük ölçüde Mercedes'in aerodinamik felsefesine geçen ekiplerden birisi oldu. Bu seneye kadar Ferrari tarzı kalın ve ucu parmak çıkıntılı burunla yarışan Renault, 2020 aracında Mercedes tarzı ince buruna ve pelerin tarzı burun altı hava yönlendirici tasarıma geçiş yaptı. 

Renault F1 Team R.S.20 burun

Fotoğraf: Mark Sutton / Motorsport Images

Takım bu sene 181 puan toplayarak geçen senenin iki katı puan kazandı ancak rakipleri kendilerinden daha güçlü pakete sahipti. Renault aracı düşük yere gücü basma gücü gerektiren pistlerde daha iyi olsa da, yüksek yere basma gücü gerektiren pistlerde rakipleri kadar güçlü değildi. Bunun dışında takımın yeni pilotu Esteban Ocon'un tam olarak beklentileri karşılayamaması ve bunun dışında yaşadığı talihsizlikler, takımın genel sonucuna yardımcı olmadı.

Takım gelecek sene Daniel Ricciardo gibi güçlü bir pilotu kaybedecek ancak onun yerini takımın son şampiyonu Fernando Alonso alacak. Takımın adı ise Renault'dan Alpine'e dönüşecek.

Daniel Ricciardo (Pilotlar şampiyonası 5.si, 119 puan)

Griddeki en iyi pilotları sıralamamamız istense yukarılarda yer alacak isimlerin başında Ricciardo yer alıyor. Red Bull'da başardıklarının ardından 2019'da iyi bir maaşla Renault'ya geçiş yapan Avustralyalı pilot, ilk senesinde istediğini bulamamasının ardından bu yılın başında, henüz sezon başlamadan McLaren'da Carlos Sainz'dan boşalan koltuk için anlaşarak büyük sürpriz yapmıştı.

Bu sürpriz tabii ki takımı Renault için büyük hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Renault'ya gelmeden önce 7 yarış zaferi, 29 podyumu bulunan Ricciardo'nun henüz 2020 aracıyla tek bir yarışa dahi çıkmadan takımdan ayrılma kararı alması, doğal olarak kendisine büyük umut bağlayan Renault'yu üzdü ve bunu transferin ilk duyurulmasının ardından yapılan röportajlarda fazlasıyla gördük.

Ancak sezon ilerledikçe taraflar arasındaki ilişki, aracın ve pilotun güçlü performanslar göstermesiyle normale döndü ve hatta eskisinden daha iyi bir noktaya ulaştı. Ricciardo, sene içerisinde iki defa podyuma çıkarak, takıma bu dönemdeki ilk podyumlarını getirdi. Bu başarıyı basit bir podyum olarak görmemek lazım çünkü normalde dövmeyle işi olmayan takım patronu Cyril Abiteboul, o kadar umutsuz olacak ki podyuma çıkması halinde Ricciardo'ya bu konuda söz verdi ve Ricciardo ona bu mutluluğu yaşatmış oldu.

Ricciardo sezonu 5. sırada tamamladı ve 21. yüzyılda gerçekleştirilen sezonlarda, ilk 4 içerisinde araca sahip olmayıp 5. olmayı başaran ilk pilot oldu.

Esteban Ocon (Pilotlar şampiyonası 12.si, 62 puan)

Fransız olmasına rağmen Mercedes kökenli olan Esteban Ocon, 2018 sonunda Racing Point'teki yerini Lance Stroll'e kaptırmasının ardından bir seneyi kenarda geçirmek zorunda kalmıştı. Ocon, Mercedes'in kendisine yer bulamamasının ardından serbest bırakıldı ve bunun üzerine kendisine Renault'da koltuk buldu.

Yeni ortamında Ocon, Racing Point'te olduğu gibi sıyrılabildiği performanslar sergileyemedi. Bunda yeni bir takımda olması, Ricciardo gibi kendisini kanıtlamış bir pilot olması ve bir sene ara vermiş olması etkili olmuş olabilir. Aynı zamanda yaşadığı talihsizlikler de gerilerde kalmasında etkili oldu.

Ocon'un Sakhir GP'de aldığı sürpriz podyum, yeni sezon öncesinde kendisine motivasyon açısından yardımcı olacaktır. Tabii yanında Fernando Alonso'nun yarışacağını unutmamak lazım. Alonso kaldığı yerden devam ederse, Ocon için işler pek kolay olmayabilir.

6. Ferrari (131 puan)

Bu senenin en büyük hayal kırıklığı kuşkusuz Ferrari oldu. Kırmızı takım 2019'daki ön kanat merkezli yapılan değişikliklere çok iyi tepki verememişti ancak en azından düzlük hızı sayesinde güçlü yarışlar çıkarabiliyordu. Geçen senenin ikinci yarısında düşen performans, bu sezon başlamadan önce kış testlerinin bittiği dakikada gelen FIA'nın Ferrari ile ilgili soruşturmayı tamamladığı ve anlaşmaya vardığı açıklamasıyla resmiyet kazanmış oldu. FIA, Ferrari'nin güç ünitesinde yaptıklarını bulamamış, bunun üzerine açığı açıklaması yönünde anlaşmaya varmıştı.

Geçen senenin sonunda kaybedilen motor avantajıyla birlikte 2018'den bu yan giderek kaybedilen aerodinamik performans, takımın uzun yıllardır en kötü sezonunu geçirmesine neden oldu. 2020 Ferrari F1 aracı, düzlüklerde hem motor performansı eksikliği, hem de aşırı sürüklenmeye sahip aerodinamik yapısı nedeniyle yavaş kaldı. Ferrari sezonu 6. sırada tamamladı ve 1980'den bu yana en kötü sezonunu geçirmiş oldu. Ferrari ayrıca 2016'dan sonra ilk defa galibiyetsiz bir şekilde sezonu kapattı. 

Mercedes ve Red Bull gibi büyük takımlar 2020'de DAS ve süspansiyon gibi alanlarda yenilikçi çözümlere sahipken Ferrari yeniliklerden ziyade araçta yaşadığı sorunları çözmeye, gelecek için kendisine bir yol belirlemeye çalıştı. 2020 şasileri 2021'de de kullanılacağı için, aerodinami sorunlarını çözmek büyük önem taşıyordu. Üreticiler 2021'de yeni motor getirebilecekler ancak aracın gelişimi kısıtlamalar nedeniyle sınırlı olacak. Bu yüzden takım büyük ölçüde hızlı performans kazanmadan ziyade sorunları anlamaya ve doğru çözüm yolunu bulmaya çalıştı. Bu doğrultuda ilk olarak Rusya GP'de araca yeni parçalar eklendi ve takip eden yarışlarda farklı farklı parçalar eklenmeye devam etti. O dönemde Ferrari performans kazanmış gibi göründü ancak sezonun son yarışlarında takım yine pek istediği gibi performans sergileyemedi. 

Ferrari SF1000 detay

Fotoğraf: Giorgio Piola

 

Ferrari en son 2017'de yüksek konumlandırılmış sidepod ile dikkat çekici bir çözüm kullanmıştı ve o tasarım günümüzde tüm takımlar tarafından kopyalandı. Ancak Ferrari, takip eden yıllarda aerodinami ve yenilikçilik açısından ana rakiplerinin gerisine düşmekten kurtulamadı. Gridde birçok takım Mercedes tarzı ince burun yapısına geçerken, Ferrari 2016'dan bu yana kullandığı geniş ve çıkıntılı burun yapısını, farklı dönemlerde yaptığı küçük değişikliklerle kullanmayı sürdürdü.

Ferrari'nin yaşadıklarına, koronavirüsün İtalya'da yaşattıkları ve aynı dönemde alınan şasinin dondurulması gibi tedbirler de yardımcı olmadı. Tüm bunlar Ferrari'nin hem 2020'de gelişimini kısıtlı seviyede tutmasına neden olurken aynı zamanda 2021 için de, en azından şampiyonluk konusunda, iddiasız bir konumda kalmasına neden oldu.

Takım, 4 kez dünya şampiyonu pilotu Sebastian Vettel'le yollarını ayırma şekli nedeniyle büyük eleştirilere maruz kaldı. Takımın milliyetçi duruşu ve yeniden yapılanma sürecinin tam olarak tamamlanmamış olması, 2022'de gelecek yeni teknik kuralların yanında bütçe sınırının olacak olması kırmızı ekibin işini zorlaştıracak etmenlerden.

2018'in ortasında Ferrari Başkanı Sergio Marchionne'nin hayatını kaybetmesinin ardından takım düşüşe geçmişti. Geçtiğimiz günlerde, Marchionne'nin yerine gelen Louis Camilleri de görevini bıraktığını duyurdu. Bakalım bu durum takımı kısa ve uzun vadede nasıl etkileyecek?

Griddeki takımların çoğu, Mercedes tarzı ince burun yapısına geçiş yaparken Ferrari 2019'dan beri sahip olduğu daha kalın ve parmak şeklinde çıkıntılı tasarımı sürdürme konusunda ısrarcı oldu. İnce burna sahip olanlar, burun altında pelerin adı verilen hava yönlendiriciyi daha efektik kullanırken Ferrari daha geleneksel hava yönlendiriciler kullanıyor.

Sebastian Vettel (Pilotlar şampiyonası 13.sü, 33 puan)

Ferrari'ye büyük aşkla gelen Vettel, özellikle geçen seneden bu yana takımdaki desteğini kaybettiğini düşünüyor. Son olarak bu sene başlamadan ve kendisine herhangi bir işaret verilmeden yerini kaybedeceğini öğrenmesi, aracın büyük ölçüde takımın genç yıldızı Charles Leclerc'in sevdiği yönde geliştirilmesi gibi sebeplerle motivasyonunu kaybeden Vettel için 2020 büyük hayal kırıklığı oldu. 

Öyle ki Vettel, 2008'de Toro Rosso ile ilk sezonunu geçirdiği yıldan dahi kötü bir sezon, daha doğrusu F1'deki en kötü sezonunu geçirmiş oldu. Şampiyon pilot sezonun ilk yarışlarında Leclerc'e daha yakın olsa da, sezon ilerledikçe hem sıralamalarda hem de yarışlarda Leclerc'e ayak uydurmakta zorlandı.

Vettel için tek teselli Türkiye GP'de aldığı podyum ve koltuksuz kalabileceği dönemde Aston Martin ile yarışmaya devam edebileceği anlaşmayı imzalaması oldu.

Charles Leclerc (Pilotlar şampiyonası 8.si, 98 puan)

Son senelerin en büyük yıldızlarından olan Leclerc için de 2020 sezonu pek kolay olmadı. Kendisi zor şartlar altında Ferrari ile zaman zaman boyundan büyük işler başardı ve 2 defa podyuma çıkarak Ferrari'yi sırtlayan isim oldu.

Leclerc hızlıydı ancak zaman zaman yapmaması gereken hatalar da yapmadı değil. Türkiye GP'nin son turunda yaptığı hata podyumu kaçırmasına neden olurken, Sakhir GP'de daha ilk turda karıştığı kazayla yarışa erken veda etti. 

Ferrari bu sene o kadar yavaştı ki, Leclerc 3 yarışı tamamlasa da puan alamadı. Özellikle düzlük hızının önemli olduğu yani motor gücünün ve düşük yere basma gücü paketinin öne çıktığı yarışlarda Ferrari pilotları puan kazanmanın çok gerisinde kaldılar.

7. AlphaTauri (107 puan)

Takımlar şampiyonası pozisyonu açısından olmasa da sezonun en iyi takımlarından birisi kuşkusuz AlphaTauri oldu. Pierre Gasly'nin İtalya'da aldığı sürpriz zaferle manşetlerde kendisine yer bulan takım, sezon boyunca istikrarlı bir şekilde puan mücadelesinde yer almayı başardı.

2 yarış haricinde tüm takımlardan puan alan AlphaTauri, önünde yer alan Ferrari'nin 24 puan gerisinde 7. olurken arkasındaki diğer takımlardan ayrışarak orta grup mücadelesinde yer aldığını gösterdi.

Pierre Gasly, AlphaTauri AT01

Fotoğraf: Charles Coates / Motorsport Images

Takım, 2019'da Red Bull'un Honda güç ünitesine geçmesinin ekmeğini yemeye devam ediyor. Bildiğiniz üzere bu sayede takım, aracın arka tarafını Red Bull'dan daha iyi bir şekilde almayı başarmıştı.

Bu arada takımın bu sene AlphaTauri adını aldığını, geçtiğimiz senelerde Toro Rosso olduğunu da hatırlatalım.

Pierre Gasly (Pilotlar şampiyonası 10.su, 75 puan)

Geçen sene ortasında Red Bull'dan Toro Rosso'ya düşürülerek büyük hayal kırıklığı yaşayan Gasly, küçük takımda yeniden kendisini bulmayı başarmıştı. Gasly'nin geçen seneki Brezilya GP'deki podyumunun ardından 2020 sezonu da oldukça güçlü geçti.

Sıralamalarda takım arkadaşına göre daha iyi sonuçlar elde eden Gasly, bu sayede yarışlara da daha önlerden başladı ve bu sene 10 yarışı ilk 10 içerisinde tamamladı. Gasly için peri masalı ise İtalya'da gerçekleşti. Fransız sürücü, yarışta önüne çıkan bu nadir fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek kendisinin ve AlphaTauri takımının ilk zaferini kazandı. Tabii ki takımın Toro Rosso olduğu dönemde 2008'de Sebastian Vettel ile kazandığını unutmamak lazım.

Gasly, AlphaTauri'de kendisini yeniden göstermesinin ardından tekrar ana takıma dönmeyi umsa da Red Bull onun beklentilerine olumlu cevap vermedi. Buna karşılık kendisi ile AlphaTauri için yeniden anlaşma yaptı.

Gasly, Formula 1'de yarış zaferi kazanan 109. pilot oldu.

Daniil Kvyat (Pilotlar şampiyonası 14.sü, 32 puan)

İnişli çıkışlı ve ayrılmalı F1 kariyeri bulunan Daniil Kvyat için bir dönemin daha sonu geldi. Takım arkadaşı Gasly gibi daha önce Red Bull'da yarışma fırsatı bulan ve sezon ortasında Toro Rosso'ya geri çekilen Kvyat, bir dönem F1'e ara vermek zorunda kalmıştı.

Kvyat bu sene yarışlarda daha güçlü olsa da tek turda maksimumu almakta zorlandı ve sonuç olarak 32 puanla ancak 14. sırada sezonu tamamladı. Gasly'nin sezonun orta bölümünde takımla anlaşmasını yenilemesinin ardından geride tek bir boş koltuk kaldı ancak onun için adaylar oldukça fazlaydı. Kvyat, son dönemde zaman zaman güçlü performanslar sergilese de, bunlar yerini korumaya yetmedi ve Red Bull onun yerine Formula 2'de güçlü sezon geçiren Yuki Tsunoda'yı getirmeye karar verdi.

2018'de F1'e ara vermek zorunda kalan Kvyat, 2021'de de F1'den uzak kalacak. Bakalım bu sefer geri dönmeyi başarabilecek mi?

8. Alfa Romeo (8 puan)

Alfa Romeo F1 takımı (Sauber) geçen sene gibi bu seneyi de 8. sırada tamamladı ancak bu sefer geçen seneye göre büyük fark vardı. Takım geçen senenin özellikle ilk yarısında Kimi Raikkonen ile çok güçlü puanlar kazansa da bu sene benzer performansın çok gerisinde kaldı.

Takım bu sene sadece 4 yarış hafta sonundan puanlar alabildi ancak onlar da küçük puanlardı. Bunun sonucunda geçen seneki 57 puana karşı bu sene sadece 8 puan toplayabildi.

 

Ne deneyimli pilot Kimi Raikkonen, ne de takımdaki yerini korumayı başaran Antonio Giovinazzi çok daha fazlasını alabilecekleri pozisyonlarda kendilerine yer bulamadılar. Sonuç olarak Alfa Romeo, Haas ve Williams'ın yer aldığı en arkadaki grubun başını çeken takım oldu. 

Alfa Romeo aerodinamik açıdan farklı tasarımlarla dikkat çekse de performans açısından öne çıkamadı. Tabii bu düşüşte Ferrari güç ünitesinin performans kaybetmesi de etkili oldu. Ferrari motorlu takımlar sezonu ancak 6, 8 ve 9. sıralarda tamamlayabildiler.

Kimi Raikkonen (Pilotlar şampiyonası 16.sı, 4 puan)

2001'de Formula 1'e giren ve muhtemelen Formula 1 dünyasına olan yaklaşımı ve genel yaşam tarzı itibariyle çok uzun süre F1'de mücadele etmesi beklenmeyen Kimi Raikkonen, bu sene kimsenin hayal etmediği bir rekoru kırdı. 

Raikkonen, Nürburgring'de gerçekleştirilen Eifel GP'de 323. F1 yarışına katılarak Formula 1 tarihinin en çok yarışan pilotu olma rekorunu kırdı ve sezon bittiğinde rekoru 329 yarışa çıkardı. 41 yaşındaki pilot gelecek sene de mücadeleyi sürdürecek.

Raikkonen geçen sene 43 puan kazanmıştı ancak bu sene orta bölümün gerisine düşen aracıyla sadece iki defa puan alabildi ve kariyerinin en kötü sezonunu geride bıraktı.

Raikkonen sıralamalarda kıl payı farkla takım arkadaşının gerisinde kalsa da yarışlarda genel olarak daha üstün olan taraftı. 

Raikkonen, daha doğrusu Raikkonen taraftarları 2020 sezonunu Portekiz GP'deki muhteşem ilk turuyla hatırlayacaklar. O yarışta Raikkonen 16. sıradan başlayıp bir turun sonunda 6. sıraya kadar yükselmişti.

Antonio Giovinazzi (Pilotlar şampiyonası 17.si, 4 puan)

Formula 1'e geç giriş yapan Giovinazzi'nin koltuğu, Ferrari pilot akademisinde yer alan 5 genç isim nedeniyle sıkıntıdaydı. Giovinazzi'nin yerini Formula 2 şampiyonu Mick Schumacher'e kaptıracağı düşünülüyordu ancak İtalyan sürücü bir sene daha takımdaki yerini korumayı başardı.

Giovinazzi sezona Avusturya GP'deki dokuzunculukla iyi bir şekilde başlasa da sezonun kalan 16 yarışında ancak iki defa birer puan alabildi ve sezonu 4 puanla kapattı.

Giovinazzi sezonu Raikkonen'le aynı puanla kapattı ve yerini korumayı başardı. Elindeki aracıyla daha fazlasını başarması pek mümkün değildi. Giovinazzi'nin performansı geçen seneki çaylak sezona bakarsak, deneyimli takım arkadaşına daha yakındı.

9. Haas (3 puan)

Alfa Romeo gibi Haas takımı da 2019'daki pozisyonunu yani şampiyona dokuzunculuğunu tekrarladı. Ancak aynı Alfa Romeo gibi Haas da puan açısından geçen senenin çok gerisinde kaldı.

Geçen sene 28 puan kazanan ekip bu sene sadece 3 puan alabildi. 2016'da Formula 1'e çok hızlı giriş yapan Haas, böylece düşüşünü engelleyememiş oldu.

Haas, Ferrari ile büyük bir işbirliği içerisinde ve izin verilen tüm parçaları Ferrari'den alıyor. Bunun dışında tasarım olarak da Haas araçları Ferrari araçlarına aşırı benziyor. Haas'ın son senelerdeki düşüşünün Ferrari'ye paralel olduğunu söylersek yalan söylemiş olmayız.

 

Takım 2016'dan beri iki deneyimli pilot (Romain Grosjean ve Kevin Magnussen) ile yarışıyordu ancak gelecek sene iki çaylak pilot (Mick Schumacher ve Nikita Mazepin) kadrosundan oluşacak. Finansal açıdan sıkıntılar yaşayan ve performans olarak çok gerilere düşen takımın, artık deneyimli pilotlarla yarışmasının pek bir manası kalmamıştı.

Takımın bu sene pist üstünde hatırlanacak performansı pek olmadı ancak buna karşı Bahreyn GP'de Romain Grosjean'ın geçirdiği ve canlı kurtulmayı başardığı korkunç kaza unutulmazlar arasında şimdiden yerini aldı.

Romain Grosjean (Pilotlar şampiyonası 19.su, 2 puan)

Grosjean, bu sene takımın 3 puanından 2'sini kazanan isimdi ancak günün sonunda bu pek bir şeyi değiştirmedi. 

Bu sezon Grosjean için pist üstünde yaptıklarından ziyade F1'de çıktığı son yarışı olan Bahreyn GP'de yaşadıklarıyla hatırlanacak. Haas pilotun yarışın ilk turunda 3. viraj çıkışında Daniil Kvyat ile yaşadığı temasın ardından sağ taraftaki metal bariyerlere girdi ve iki bariyer demirinin arasından arka tarafa geçti.

İlk başta araçta sıkışan Haas pilotu, aracın alev aldığı esnada aracından çıkarak kurtulmayı başardı. Haas pilotu bu korkunç kazadan kendi başına kurtulmayı başarsa da aldığı yaralar nedeniyle Sakhir ve Abu Dhabi GP'lerine katılamadı.

Olaydan sonraki açıklamalarına bakarsak, Grosjean'ın bir daha F1 ya da F1 aracına yakın hızlara çıkabilen başka bir yarış serisinde mücadele edemeyeceğini söyleyebiliriz.

Kevin Magnussen (Pilotlar şampiyonası 20.si, 1 puan)

Grosjean gibi Magnussen için de pist üstü mücadelesi açısından söylenecek çok bir şey yok. Haas pilotu zaman zaman iyi startlarla pozisyon kazanıp yükselse de altında yerini koruyabileceği bir aracı olmadığı için sonunda gerilemekten kurtulamadı. Magnussen bunun dışında birçok kez yarış dışı kaldı.

Tek bir puan kazanan Magnussen, F1'deki muhtemelen son sezonunda en kötü sezonunu geride bırakmış oldu.

Kendisi seneye IMSA WeatherTech SportsCar Şampiyonası'nda yarışacak.

10. Williams (0 puan)

Mercedes son yıllarda nasıl ilk sıranın müdavimi olduysa Formula 1 tarihinin en başarılı takımlarından olan Williams da ne yazık ki aynı şekilde son sıraların müdavimi oldu.

2018'de büyük düşüş yaşayan ve son sıraya gerileyen Williams, 2019'un ardından 2020'yi de son sırada tamamladı. Ancak bu sefer hiç puan alamadan bu pozisyonu aldı...

 

Takım sezona Avusturya GP'de Nicholas Latifi'nin 11.liği ile güçlü başladı ve sezon içerisinde 4 defa 11. oldu ancak bunları hiç puana çeviremedi. Buna rağmen Williams bu sene Haas ve Alfa Romeo ile daha fazla mücadele edebildi.

Takım bu sene 152 milyon Euro'ya Dorilton Capital'e satıldı ve Williams ailesi böylece takımı devretmiş oldu. Buna karşı takımın adı Williams olarak kalmaya, en azından şimdilik devam edecek.

George Russell  (Pilotlar şampiyonası 18.si, 3 puan)

Russell'ın Williams'ta geçen seneden beri yaptıkları herkesin takdirini kazanmıştı. Genç sürücü, Williams ile geçirdiği iki sezon boyunca hiç puan kazanamadı ancak buna karşı, özellikle geçen sene sıralamalarda ikinci seansa geçmeleriyle hızını gösterdi.

Russell bu sene takım arkadaşı Nicholas Latifi'yi her sıralamada geride bıraksa da hiç puan kazanamadı.

Russell'ın aradığı fırsat, Lewis Hamilton'ın COVID olmasının ardından Mercedes'in Sakhir GP'de kendisini çağırmasıyla geldi. Genç pilot Mercedes'le ilk seanstan itibaren üst sıralarda yer aldı. Sıralamalarda Valtteri Bottas'a geçilmesine rağmen yarışta öne geçti ve kazanmaya doğru ilerliyordu ancak ilk olarak pit stopta lastiklerin karışması, ardından yeniden yükselirken lastik patlatmasıyla kazanabileceği yarışı kazanamamış oldu. Buna rağmen en azından F1'deki ilk puanlarını aldı ve Mercedes koltuğuna hazır olduğunu kanıtlamış oldu.

Nicholas Latifi  (Pilotlar şampiyonası 21.si, 0 puan)

25 yaşındaki pilot bu sene F1'deki ilk sezonunu geçirdi ve sıralamalarda takım arkadaşına hep mağlup olduğu için pek iyi kabul edilmedi. Buna karşı Latifi, 17 yarışta 3 defa 11. sırada yarışı tamamladı. Russell, Mercedes ile puan alamasaydı, Latifi kendisini pilotlar şampiyonasında geride bırakacaktı.

Latifi gelecek sene de takımda yarışmaya devam edecek.