Son zamanlarda artışta olan otomobil satışlarının düşüşe geçmesi uzun sürmedi. Ağustos ayı sonunda gelen "müjdeli" haberin ardından fiyatların büyük ölçüde artması, yeni bir otomobil sahip olmak isteyenleri ürkütürken ikinci elde de paralel olarak fiyatlar yükselişe geçti.

Bu arada matrah artışlarıyla birlikte birkaç modelin fiyatlarında düşüş yaşandığını da belirtelim. Bu düşüş, özellikle B segmentinde yer alan hatchback modelleri kapsasa da bazı SUV örnekleri bile ucuzladı.

Geriye kalan modellerde yaşanan fiyat artışıysa akıllara çeşitli soruları getiriyor. Bunlardan biri de elektrikli otomobiller ve dolayısı ile TOGG ile ilgili. Malum, TOGG CEO'su M. Gürcan Karakaş tarafından yapılan açıklamada aracın fiyatının C-SUV segmentinde yer alan ve içten yanmalı motorlara sahip modellerle rekabet edebilecek seviyede olacağı belirtilmişti. Geçtiğimiz aylarda yazdığım makalede, bunun için fiyatların normalin altında düşük tutulması gerektiğini irdelesem de aklıma gelmeyen bir yöntemin olduğunu da geçtiğimiz ay birlikte görmüş olduk; ÖTV zamları.

Artan ÖTV nedeniyle artık B segmentinde yer alan ve üst donanım paketlerine sahip araçlar bile %80 ÖTV yükü altına giriyor. Bu gidişle TOGG piyasaya çıkana kadar C-SUV seçenekleri zaten -günümüz parasıyla bile- 1 milyon TL üzerinde değere sahip olacak. Bu da elektrikli otomobilin tercih edilmesi için bir avantaj olarak görülüyor heralde. Gerçi bu parayı bir otomobile ödeyebilecek kaç kişi var, orası meçhul.

İşe bir de diğer taraftan bakıldığında bu zamların, elektrikli modelleri bulunan üreticilerin de gözlerini açmasını bekliyorum. Örneğin Peugeot 2008'in hem içten yanmalı hem de elektrik motorlu seçenekleri bulunuyor. Avrupa'da iki araç arasında, vergi iadelerini saymazsak %20-25 arasında fiyat farkı var. Türkiye'de üst donanım paketinde aracın fiyatına %80 ÖTV uygulanması ve elektrikli seçeneğin %7 ÖTV ile gelmesi Türkiye'de durumu birden tersine çeviriyor.

Bu durumda vergisiz fiyatı aynı seviyede olan dizel ve elektrikli araç ikilisinden ikincisi yaklaşık %45 daha ucuz hale geliyor. Bir başka değişle ikilinin eş fiyatlı olabilmesi için elektrik motorlu araç giriş fiyatının, dizel -veya benzinli- motorlu modelinkinden %70 yüksek olması lazım ki ortada böyle bir durum yok.

Daha büyük boyutlu elektrikli araçlarda fark daha da açılabiliyor. Örneğin zamlar sonrasında Mercedes-Benz GLC'nin giriş modellerinde bile %150 ÖTV nedeniyle fiyatlar 900.000 TL üzerine çıkmış durumda. Aynı boyutlarda olan EQC ise %15 ÖTV ile satılabiliyor. Bu aracın Almaya'da vergisiz fiyatının 60.000 Euro olduğu düşünülürse Türkiye'de yarı gücüne sahip GLC'den daha düşük fiyatlara satılabileceği görülebiliyor.

Sonuç olarak elektrikli araçlara yönelim hızlanacakmış gibi görünüyor. Gerçi bu yönelim, Avrupa, A.B.D., Çin ve daha birçok yerde olduğu gibi elektrikli araç alanlara üzerine para vermek şeklinde değil, diğer seçeneklerin dengesiz şekilde zamlanması nedeniyle oluyor ama yine de yön aynı. Bakalım bütün zamlar sonrasında, önceden elektrikli model getirmeyeceğini açıklayan üreticiler fikirlerinden dönecek mi. Hepinize iyi sürüşler.